DERELER HALA ZEHİR AKMAYA DEVAM EDİYOR
Simsiyah akan derenin bulunduğu noktada açıklama yapan Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler, "Bariz bir şekilde kirletilmiş ve arıtılmadan gelen suyun Uludağ'dan gelen içme suyu ile karıştığını görüyoruz. Yakın zamanda hassas bir vatandaşımız konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikâyet dilekçesi veriyor. Bunun üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün verdiği cevap ise şaşkınlığımızı bir kat daha arttırmıştır. Bahse konu Samanlı derede yapılan denetim neticesinde alıcı ortama herhangi bir arıtmasız deşarj görülmemiş olup İl Müdürlüğümüzce konunun takibi yapılmaktadır" deniyor. Fakat biz burada yeniden yaptığımız incelemede suyun arıtılmadığına şahit oluyoruz. Çoğu artıma tesisi eski teknoloji olduğu için biyolojik ve kimyasal arıtma gerçekleştiremiyor, çünkü çökertme sistemi ile çalışıyorlar. Yakın zamanda Marmara'da müsilaj kabusu yeniden hortlarsa kimse şaşırmasın" ifadelerini kullandı.
Asıl tehlikenin su ve gıda krizi olduğunu söyleyen Güler, "Nilüfer Çayı, Bursa'nın kangreni hâline geldi. Uludağ'da içilebilir nitelikte olan su Samanlı dereden 200 kilometre yol çizerek Marmara denizine dökülene kadar bu hâle geliyor. Su bizim için artık daha fazla anlam içermekte. Aşırı sellerle ya da kuraklıklarla bu durum kendini belli etmeye başladı. Geçtiğimiz senelerde göllerin kuruması, su kaynaklarının kuruması ile birlikte ürünlerimizde düşüş meydana geldi. Önümüzde bizi bekleyen en büyük tehlikenin gıda ve su krizi olduğunu görüyoruz ve buna biran önce tedbir alınmasını istiyoruz. Fakat 2021 yılında kâğıt üzerinde yapılan değişiklik ile dördüncü derece su kalitesini listeden çıkartıp üçüncü dereceye almışlar. Şimdi biz bu suyla mı tarım yapacağız, bu suyla mı hayvanlarımızı sulayacağız?" diye konuştu.