Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, DHKP/C terör örgütünce şehit edilişinin 7. yılında anıldı... Katillerinin destekçileri hala hesap vermedi

İstanbul Adliyesi'ndeki odasında DHKP/C terör örgütünce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, şehadetinin 7’nci yıldönümünde anılıyor. İstanbul Adalet Sarayı'ndaki anma törenine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, şehit savcının babası Hakkı Kiraz da katıldı. Şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı rahmetle anıyor, İsmail Saymaz ve Ahmet Şık gibi, savcıyı öldüren teröristlere kol kanat gerip aklamaya çalışan hainler için bir kez daha "hesap versinler" çağrısı yapıyoruz!

Giriş Tarihi 31 Mart 2022, 10:01 Güncelleme 31 Mart 2022, 13:49
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, DHKP/C terör örgütünce şehit edilişinin 7. yılında anıldı... Katillerinin destekçileri hala hesap vermedi

İÇİNDEKİLER

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, İstanbul Adalet Sarayı'ndaki makam odasında görevi başında, terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edilmesinin 7. yılı dolayısıyla İstanbul Adliyesinde tören düzenlendi.

İstanbul Adalet Sarayı atrium alanında düzenlenen törene, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, şehit Kiraz'ın babası Hakkı Kiraz, İstanbul'daki diğer adliyelerin başsavcıları, İstanbul Barosu Başkanı ile İstanbul 2 No'lu Baro Başkanı, hakim ve savcılar ile adliye personeli katıldı.



Tören nedeniyle adliyenin Atrium alanına dev Türk Bayrakları ile üzerinde "Saygıyla anıyoruz unutmadık unutmayacağız" yazılı Mehmet Selim Kiraz'ın fotoğraflar asıldı.



Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana aguşun açmış duruyor peygamber" sözlerinin yazılı olduğu dev bir pankart da alana asıldı.



Sabah saat 09.30'da başlayan törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasından sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz bir konuşma yaptı.

BAŞSAVCI: MEHMET SELİM KİRAZLARI BİTİREBİLDİLER Mİ?
Başsavcı Şaban Yılmaz, "Bugün bizim için hüzünlü bir gün, üzüntülü bir gün ancak bir taraftan hüznümüzü yaşarken, diğer taraftan dirliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirmek, devletimize, milletimize sahip çıkmak ve sahiplenmek için buradayız. Mehmet Selim kardeşimiz kişisel bir husumet nedeniyle şehit edilmedi. Devletin bir memuru olduğu için, yargının bir neferi olduğu için şehit edildi. Yargı çalışanları olarak bizler her zaman adaletin tecellisi için hukuk devletinin ikamesi için çalışıyoruz, çalışmaktayız. Hakim ve savcılık en kutsal görevlerden biridir. Yargı mensubu sadece ve sadece adaletin tecellisi için vazifesini yapar. Bizler hak ve hukukla uğraşıyoruz. Mağdurun ve mazlumun dertlerine çare arıyoruz. Suç işleyenlere kanunlar çerçevesinde hesap soruyoruz ve bunları da bu millet adına yapıyoruz. Polisimiz ve askerimiz dağda, bayırda, karda, kışta görev yaparken, nöbet tutarken nasıl vatani bir görevi ifa ediyorsa, bizler de bu devletin temel direği olan adaletin sağlanması için kılı kırk yararak görev yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Polisimiz gibi, askerimiz gibi bizler de şehit olabiliriz veya yaralanıp gazi olabiliriz. Aynı Mehmet Selim Kiraz kardeşimizin olduğu gibi. Peki Mehmet Selim Kiraz kardeşimizi şehit ettiler de ne oldu? Mehmet Selim Kirazları bitirebildiler mi? Bizleri korkutup sindirebildiler mi? Bakın bizler yine buradayız. Yüzlerce, binlerce Mehmet Selim Kirazlar olarak buradayız ve burada olmaya da devam edeceğiz. Hakkı, hukuku, adaleti savunmaya devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hakim ve savcı sadece anayasanın ve kanunun gereğini yapmadığı konusunda, yapıp yapmadığı konusunda endişe etmesi gerekir" dedi.

ŞEHİT BABASI: CANINI SAKINAN NAMERTTİR
Şehit babası Hakkı Kiraz ise özetle şöyle konuştu: "Biz bu devlet için bir can değil, bin can feda etmeye hazırız. Bizim için düğün bayram olur. Hiç kimse endişe etmesin; bir Mehmet Selim gider, bin Mehmet Selim daha doğar. Hiç kimsenin bundan kuşkusu olmasın. Evet, o gün çok acı bir gündü. Eşimle beraber evimize oturuyorduk, torunlarımızla beraberdik. Saat 12.00-12.30 civarında bir baktım.

Küçük torun 7 yaşında. Arka odada televizyona bakmış ki, babası o halde. İki terörist giriyor, odasında rehin alıyor. Elini, kolunu, ağzını bağlıyor, silahı şakağına dayıyorlar ve kendi çalıştığı bilgisayarı ile bütün dünyaya canlı yayın yapıyorlar. Kızı bunu görünce… Hepimiz küçükken zannederiz ya, babamızın her şeye gücü yeter. Kızı da sanıyor ki, babamızın gücü herkese yeter. Torun yanıma geldi, şöyle kartal pençesi gibi elini dizimin üzerine koydu… Sonra eşim geldi. Elinizden bir şey gelmiyor. Baktık ki bizimle ilgili değil, devlete yapılan bir saldırı. 'Mademki bu devlete bu saldırıyı yapılıyorsa biz zaten bu saldırının tarafıyız. Eğer bizim canımıza gerek duyuluyorsa canını sakınan namerttir' dedim."

"DEVLET UĞRUNA BİR DEĞİL, BİN OĞLUMUZ OLSA FEDA OLSUN"
"Bu devlet uğruna bir değil, bin oğlumuz olsa feda olsun" diyen şehit babası, o gün evde eşi ve torunlarıyla birlikte yaşadıklarını şöyle anlattı: "İçimizden bir şeyler kopuyor. Yüreğim kaynıyor. Bir şey de diyemiyorum. Neyse oturduk, bekledik, gidiyorlar, geliyorlar. Bir ara beraber geldiler, dediler ki 'Aracı alıyorlar. Devletle pazarlık yapacaklar.' Sonra geldiler dediler ki, 'Aracı telefonunu kapatmış, gitmiş.' Düşündük taşındık. Dedi ki ya, biz kadere iman etmişiz. Hani kader gelmişse ecel gelmişse bir saniye ne illeri ne geri gidemeyeceğine göre aracının ne gereği var? Eğer burada bu iş son bulmuşsa bulacaktır. Düşündük, taşındık, bir de pazarlık yapacaklar. Bir an için yumuşadım… Sizin oğlunuz iki teröristin elinde. Eli kolu bağlı, gözü bağlı, silah şakağında dünya televizyonlarında yayın yapıyorlar ve siz de böyle evinizde izliyorsunuz. Sonra dedim ki, eğer devlet bu teröristlerle pazarlık yapacak ve oğlum da bu pazarlık sonucu kurtulacaksa varsın yapmasın devlet. Devlet boyun eğmesin bu teröristlere. Mertçe ölmeyi tercih ederim, namerde muhtaç olmaktansa, dedim."

8,5 SAAT REHİN TUTTULAR
Oğlunun 8,5 saat rehin tutulduktan sonra teröristler tarafından şehit edildiğini belirten Hakkı Kiraz, "Hayatımızda inişli, çıkışlı zamanlar oldu ama bir şey var ki hiç geçmiyor. O da nedir biliyor musunuz? Bu aziz milletin, bu asil milletin bize olan ilgi ve alakası hiç geçmedi. Oğlumu aratmıyor bana. Hepiniz benim için bir Mehmet Selim Kiraz'sınız. Allah hepinizden razı olsun. Allah bu devlete, bu millete zeval vermesin" dedi.

BAKAN BOZDAĞ: ALFABEDE HARF KALMADI
Şehit babasının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ konuşma yaptı.
İnancımıza göre şehitlerin ölmediğini ancak teröristler, terör örgütleri ve onları besleyenlerin yok olmaya mahkum olduğunu ifade eden Bozdağ, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti uzun zamandır nice terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Neredeyse alfabede terör örgütlerinin isimlerini sayacak harf kalmadı. Bilumum terör örgütleri diyorum ama şunu hepimiz çok iyi görüyor ve biliyoruz ki, bu terör örgütlerinin tamamı birer maşadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletine dönük siyasi ve başkaca hesapları olan emperyalist güçlerin maşalarıdır. Onların talimatıyla eylem yaparlar, onların talimatıyla harekete geçerler. Bugün PKK terör örgütünün, FETÖ terör örgütünün, DHKP-C terör örgütünün ve diğer terör örgütlerinin tamamının ağa babalarını siz de çok iyi biliyorsunuz, biz de çok iyi biliyoruz. 84 milyon Türk vatandaşı da çok ama çok iyi bilmektedirler. Aziz milletimizin her bir ferdi bunlara karşı müteyakkızdır ama ne gariptir ki bir yandan hak hukuk adalet, bir yandan emperyalizme karşı omuz omuza deyip ondan sonra dünyanın en büyük emperyalistlerinin kucağında bu ülkenin evlatlarına, bu ülkenin savcısına, hakimine, avukatına, askerine, polisine kurşun sıkmayı meziyet zanneden alçakları, terörü, terör örgütlerini ve bunların güttüğü teröristleri bir kez daha Çağlayan Adliyesi'nden lanetliyorum."

SAHİPLERİYLE DE MÜCADELE EDİYORUZ
Bugüne kadar herhangi bir terör örgütünün yaptığı terör eylemleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nde mesafe alamadığını, bundan sonra da alamayacağını belirten Bakan Bozdağ, "Sadece uşaklığını yaptıkları küresel güçlerin emrine hizmet etmeye devam edecek ama bu millet ve bu milletin evlatları onlarla mücadeleye kararlı bir şekilde devam edecektir. Biz PKK, FETÖ, DHKP-C ve diğer terör örgütleriyle mücadele ederken sadece bunlarla mücadele ettiğimizi düşünmüyoruz. Bunlara silah veren, bunlara para veren bunlara eylem koordinatı veren ve bunları koyun gibi güden çobanlarıyla da, bağlarıyla da mücadele ediyoruz. Allah'ın izniyle dünden bugüne biz bu mücadelede milletimizin devletimizin aleyhine bir sonucunda olmasına izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz" dedi.

"BİZİ TERÖR EYLEMLERİYLE BİTİREMEZLER"
Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz'a sıkılan kurşunların aynı zamanda adalete, hukuk devletine, hukuk düzenimize, birliğimize, dirliğimize ve devletimize sıkılmış kurşunlar olduğunu vurgulayan Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bir Mehmet Selim Kiraz gitti, değerli babasızın ifade ettiği gibi şu anda, sadece hakim savcı sınıfından, 23 bin Mehmet Selim Kiraz var. Avukatlarla beraber yüz binleri bulan bir adalet ordusuna sahibiz. Bizi terör eylemleri ile bitiremezler. Adalete hizmetten, adaleti ayakta tutmaktan, adaletin tecelligahı mekanlarda millete hakkını teslim etmekten asla alıkoyamazlar, koyamayacaklar. Bundan sonra da bunlarla mücadelemizi etkin bir şekilde inşallah sürdüreceğiz. Türkiye terörle mücadelesini etkin bir şekilde devam ettirerek yeni Mehmet Selim Kirazları yetkin bir şekilde yetiştirerek memleketimizin dört bir yanında adaleti tesis ederek ve ayakta tutarak milletimizin derdine derman olarak yoluna devam edecektir. Bundan kimsenin tereddüdü olmamalıdır. Türkiye güçlüdür, milletimiz güçlüdür. Bu milletin evlatları şehitlerini unutmaz, şehitlerinin emaneti analarını, babalarını, evlatlarını, kendi evlatlarından ayırt etmez. Bu milletin devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu milletin evlatları adına bu vazifeyi gerektiği şekilde yerine getirir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şehitlerimizin hatırasına, onların emaneti ana ve babalarına, eşlerine ve evlatlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bundan da kimsenin kuşkusu olmamalıdır."



ODASI VE KABRİNE ZİYARET
Törenin ardından adliyenin 6'ncı katında, olay gününden beri kullanılmayan, şehit savcının makam odasına çelenk konuldu, dua ve Kuran okundu. Daha sonra da şehidin Eyüp Sultan Mezarlığındaki kabri ziyaret edildi.

Öğleden sonra ise adliye mescidinde Mevlit programı yapılacak. Daha sonra şehit savcının adı verilen adliyenin konferans salonunda bir dizi etkinlik düzenlenecek. Programa sanatçı Dursun Ali Erzincanlı ve Azerbaycan Devlet Sanatçısı Azerin de katılacak.







KANI İKİ HAİNİN ELLERİNDE!

Aradan yıllar geçmesine rağmen vicdanları yaralayan bir olay var. Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden teröristleri aklamaya çalışan iki isim henüz hesap vermedi.


CHP yanlısı gazeteci İsmail Saymaz, o günlerde savcımızı şehit eden teröristlerin reklamını yapmış, haberini takipçileriyle paylaşmıştı.


Saymaz, haberinde "Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin alan DHKP-C'liler Radikal'e konuştu. Telefonda sorularımızı yanıtlayan DHKP-C'li, şüpheli polis ya da polislerin adlarının açıklanması ve bu kişilerin canlı yayında suçlarını itiraf etmesi koşuluyla eylemlerine son vereceklerini söyledi. " ifadeleriyle teröristleri aklama ve kurtarma peşine düşmüştü.



"EYLEME MECBUR BIRAKILDIK"
Savcımızı şehit edenleri aklamaya çalışan bir diğer kalleş ise bugün TİP İstanbul milletvekili olan Ahmet Şık!




Şık, Cumhuriyet gazetesinde skandal bir habere imza atarak teröristlerin eyleme mecbur kaldıklarını belirterek saldırıya kılıf bulma peşine düşmüştü.

Cumhuriyet Gazetesi, haberi "Öldürülmeden yarım saat önce eylemcilerden Ahmet Şık'a çarpıcı açıklamalar" şeklinde vermişti.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN