İmamoğlu korkusuyla kongreleri yaptırmayan CHP lideri Kılıçdaroğlu 2023 öncesi CHP'yi ateşe mi attı? Kavga derinleşiyor

Kongre ve kurultayın mevcut yapıyı değiştirmesinden ve statükolarının bozulmasından çekinen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, İmamoğlu korkusuyla partiyi yasal olarak ateşe attı. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun CHP içindeki güç kavgası 2023 öncesi partinin destekçilerini gerdi. Endişeye kapılan yandaş gazeteci ve hukukçular CHP yönetimini seçimleri riske atmakla suçluyor.

Giriş Tarihi 18 Mart 2022, 11:09 Güncelleme 18 Mart 2022, 11:15
İmamoğlu korkusuyla kongreleri yaptırmayan CHP lideri Kılıçdaroğlu 2023 öncesi CHP’yi ateşe mi attı? Kavga derinleşiyor

İÇİNDEKİLER

Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin ortak imzasıyla TBMM Başkanlığına sunuldu.

Teklife göre, seçimlerde yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı yüzde 7'ye indiriliyor.

İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak.

İttifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D'Hondt uygulamasıyla belirlenecek.

KONGRE DETAYINA DİKKAT
Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanunu'nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihmal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza edecek. Salt TBMM'de grup kurmuş olmak, seçime katılabilmenin yeter şartından biri olamayacak.



CHP'DE BÜYÜK PANİK
Yeni seçim kanunundaki maddeler muhalefet cephesinde panik yarattı. 'Pandemi süreci' bahane edilerek kurultay ve kongreleri erteleyen CHP; 2023 öncesi kendi kavgasının kurbanı olabilir.

Sözde pandemi, özde İmamoğlu-Kılıçdaroğlu kavgası nedeniyle ertelenen kongreler CHP'nin seçimlerdeki yasal statüsünü riske soktu. İmamoğlu korkusuyla kongreleri erteleyen Kılıçdaroğlu yönetimi, partiyi destekleyen yandaş gazeteci ve hukukçularca topa tutuldu.



CHP'ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Barış Yarkadaş, bugünkü köşesinde partideki İmamoğlu-Kılıçdaroğlu kavgasının partiyi nasıl ateşe attığını kaleme aldı. Yarkadaş'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

EKREM İMAMOĞLU VE CHP KURULTAYI…

CHP'nin kurmay heyeti, yasal takvim zorunlu kılmasına rağmen, il ve ilçe kongrelerini yaptırmadı. Dolayısıyla, Parti Meclisi üyeleri ve genel başkanın seçileceği Büyük Kurultay'ın yapılması da engellenmiş oldu. CHP'nin bu tavrını önceki yazılarımda da eleştirmiştim. Türkiye, tarihi bir seçime giderken, ana muhalefet partisinin izleyeceği politikaları, ittifak yapılanmasını, taktik ve stratejilerini parti örgütünün onayından geçirmemesini doğru bulmadığımı belirtmiştim. Ancak CHP yönetimi, buna rağmen hem kongreleri hem de kurultayı yaptırmamakta kararlı davrandı. Zira, kongre ve kurultayın mevcut yapıyı değiştirmesinden ve statükolarının bozulmasından çekiniyorlardı.

Tabii bu düşüncenin oluşmasındaki en büyük etken ise hiç kuşkusuz ki; Ekrem İmamoğlu faktörüydü…

İMAMOĞLU KAYGISI

CHP'nin bazı kurmayları, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun il ve ilçe kongrelerine ağırlık koyması, bazı il başkanlarının seçiminde etkili olması ve bunun büyük kurultaya yansımasından çekiniyor. Zira; İmamoğlu kurultay sürecine dahil olursa, hem il başkanlıkları hem kurultay delegelerinin seçimi hem de Parti Meclisi'nin belirlenmesinde etkili olabilir. Bunun önünü kesebilmek ve İmamoğlu'nun etkili olabilmesinin önüne geçebilmek için 'pandemi süreci' bahane edildi ve kurultay takvimi belirsiz bir tarihe ertelendi. Oysa ki; son kurultayın yapıldığı 2020 Temmuz'unda da pandemi vardı.

CHP'YE 'DOSTANE' UYARI…

CHP Genel Merkezi şu sıralar yeni çıkacak olan yasanın, kongresini yapmayan il ve ilçe başkanlıklarını genel seçimde "yetkisiz kılabileceği uyarısı'' üzerine istemeye istemeye kongre takvimini başlatma hazırlığı yapıyor. Bu uyarının ise CHP yönetimine yüksek yargıdaki bazı kişiler tarafından 'dostane' bir şekilde yapıldığı belirtiliyor. CHP bu uyarıyı dikkate almadığı ve kongrelerini yapmadığı takdirde, seçim kurullarında itiraz dilekçesi bile veremeyecek hale gelebilir.

''KONGRE YAPALIM AMA''

Ancak kongrelerin yapılması, genel başkan ve Parti Meclisi seçiminin de gerçekleşeceği Büyük Kurultay'ın toplanacağı anlamına gelmiyor. CHP'nin bazı kurmayları, "İl ve ilçe kongrelerini yapalım ama PM ve genel başkan seçimini yapmayalım. Büyük Kurultay'ı 2023 Ağustos'una erteleyelim'' diyor.

Bu, "İl ve ilçe başkanları değişse de PM üyeleri ve genel başkan yardımcıları o tarihe kadar değişmesin'' anlamına geliyor. Böylece, Ekrem İmamoğlu'nun Parti Meclisi seçiminde belirleyici olmasının önüne geçilmek isteniyor.

Buna ilişkin uyarıların ise 24-25 Mart'ta Antalya'da toplanacak olan "Örgüt Buluşması''nda lisan-ı münasiple dile getirileceği belirtiliyor. CHP yönetimi, genel seçim öncesi İmamoğlu'na yakın kişilerin PM'ye girmesinin önünü keserek "aykırı olabilecek sesleri'' yönetim kademesi dışında tutmak istiyor.

''KONGRE YAPILMASI ŞART''

Dün konuştuğum deneyimli bir hukukçu ise "CHP mahalle seçimleri, il – ilçe kongreleri ve Büyük Kurultay'ı yapmak zorunda. Aksi takdirde partinin tüzel kişiliği sıkıntıya girer" diyor.

Öte yandan, CHP'nin yukarıda ifade etiğim yasal zorunluktan ötürü Nisan ayının ilk günlerinde kongreleri başlatma kararı alması bekleniyor. Bu da CHP'nin üzerindeki ölü toprağının atılması anlamına geliyor.

"CHP O ŞARTI GÖRMEZSE SEÇİME GİREMEZ!"
Öte yandan partiden ihraç edilen Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş de CHP'nin içinde bulunduğu duruma ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yılmaz Ateş, yazısında CHP'nin seçime girememe riskine dikkat çekti. Eski CHP'li Yılmaz Ateş'in konuya ilişkin yazısı şöyle:

İktidar ortağı Ak Parti ve MHP'nin Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında değişiklik öngören teklifleri aynen kanunlaşırsa, özellikle CHP'nin ilçe, il ve genel merkez kongrelerini yapmadığı takdirde seçimlere giremeyeceği kesinlik kazanmaktadır. Etkilenecek bir diğer kesimde, HDP'nin kapatılma ihtimaline karşı yedeğinde tuttuğu partiler olacaktır.

Hafta başında açıklanan değişiklik metninde, kamuoyunda en çok ilgi uyandıran ve tartışılan, seçim barajının %10'dan, 7'ye inmesi, ittifakta yer alan partilerin aldıkları oyların toplama yansımaması oldu. Ancak bunlar kadar önemli olan bir diğer değişiklik te, seçimlere katılabilme koşuluydu. Siyasi Partiler Kanunu'nun(SPK) 36. Maddesindeki, bir partinin öngörülen örgütlülüğe sahip olmaması halinde TBMM'nde grubu (20 milletvekili sahibi) olması yeterli görülüyordu. Bu kaldırıldı, ilaveten şu hüküm kondu:

"Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, SPK'nunda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihlal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza eder."

"İhmalden" kastedilen yönetimlere verilen kongreleri bir yıl uzatma yetkisidir. Ak Parti ve MHP COVİD 19'a rağmen kongrelerini zamanında yaptılar. CHP ise 2020'nin Şubat ayında yapılması gereken kurultayını COVİD'i 2022 Temmuzunda yapması gereken kurultayını da "iktidarın baskın seçim yapacağı" varsayımıyla erteledi. Asıl gerekçe bu değil tabii. CHP Genel Başkanı, yasa, parti tüzük ve programını ihlal ederek, organ yetkilerini gasp ederek partiyi kuruluş felsefesinden uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Dönüştürme argumanı da sol değerlerden, Türkiye'nin sorunlarına çözüm öngören programdan uzak Millet ittifakı ortağı sağ-siyasal İslamcı partileri küstürmeme, bir arada tutma gayreti ve sağ seçmenden oy alma hayalidir.

Üst yönetim, görüldüğü kadarıyla genel başkana teslim olmuş durumda. Ancak büyük tepki gösteren tabanı etkisizleştirmek için ilçe, il yönetimlerini de bu süre içinde değiştirip örgütü teslim almaya çalışmaktadır. Delege seçimlerinden başlayarak ilçe, il kongrelerinde büyük baskılar uygulanarak tek liste ile seçimlere gidildi. Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere, ilçe, İl Başkanları adaylık için topladıkları imzaların yarısı kadar oyla seçildiler. Genel merkezin istediği yönetimler, taban desteğinden mahrum kaldıkları için çalışamadılar. Genel Merkeze rağmen seçilen ilçe ve il başkan ve yönetimleri görevden alınarak kayyumla yönetiliyorlar. Doğu ve Güney Doğu örgütlerinin büyük bir bölümü halen kayyumla yönetilmektedir. Kayyumda, menzilcilerden tutun da, CHP dışında, sol-sağ düşünceye, tarikatlara mensup olanlar görev yapmaktadır.

2019 seçimlerinden sonra 3 yılı aşkın bir süredir, erken seçim isteyen genel başkanın, partisindeki seçimleri engellemesi, iktidarın zoruyla yapmak durumunda kalması, çok acı vericidir. Bunun dışında kendilerini Ağrı dağı kadar büyük görüp ipe sapa gelmez isteklerde bulunanlar, dereyi görmeden, paçayı sıvayanlar, bireysel kariyerleri için emperyalizme boyun eğenler, partililerin emeklerini demokratik laik Cumhuriyete inanmayanlara halı diye ayakları altına serenlerin hevesleri şu an itibariyle kursaklarında kalmıştır.

Tarihini bilmeyenler, geleceğini belirleyemez. "Tarihinizi ne kadar bilirseniz, geleceğinizi o kadar görürsünüz!"

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN