BAHÇELİ'DEN 5 MADDELİK RUSYA - UKRAYNA ÖNERİLERİ
Ukrayna'nın zalim işgali, buna karşı gösterilen etkisiz tepkiler, yeni dünya düzeni hakkında hepimize fikir vermektedir. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi, devletlerarası yeni bir yöntemi de gün ışığına taşımıştır. Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nde kendisiyle ilgili alınan kınama kararını reddetme hakkı olması çarpıklıktır. Bu kuruluşun baştan aşağı reforma ihtiyacı olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. İnsanlığın güvenliği 5 devletin çıkarıyla bir ve aynı görülemez. MHP olarak Rusya-Ukrayna arasındaki silahlı çatışmaların ivme kaybetmesi maksadıysa paylaşmak istediğimiz görüş ve düşüncelerimiz maddeler halinde şöyledir:
1- Ukrayna'nın egemenlik hakkına mutlak suretle saygı duyulmalı.
2- Rusya ve Ukrayna arasında ateşkes tesis edilmeli.
3- Rusya ön şartsız işgalden vazgeçmeli.
4- NATO doğuya genişleme stratejisini gözden geçirmeli.
5- Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogdur.
Sayın Cumhurbaşkanımızın çok yönlü ilişkileri kullanarak aktif arabuluculuk girişimi, samimi gayretleri bize göre kalıcı çözümün anahtarıdır.
RUSYA VE UKRAYNA İLE MASAYA OTURABİLECEK TEK ÜLKE TÜRKİYE'DİR
Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir. Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir.
Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz ondan bundan medet ummayız, savaşın karşısındayız, kalıcı ve köklü barışın yanındayız. Küreselci, eyyamcı değiliz, Türk milliyetçileriyiz. Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunu çok iyi biliriz.
Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir. Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz ondan bundan medet ummayız, savaşın karşısındayız, kalıcı ve köklü barışın yanındayız. Küreselci, eyyamcı değiliz, Türk milliyetçileriyiz. Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunu çok iyi biliriz.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonucunda Batı'nın ikiyüzlülüğü kanıtlanmıştır. AB, Ukrayna krizinde çürük eleştiriden başka hiçbir şey yapmamıştır. Dünyanın geleceği adına endişemiz daha da katlanmıştır. Türkiye, Ukrayna krizinde milli bir duruş sergilemiştir. Ne var ki zillet ittifakı bundan bile rahatsız olmuştur. Çatışmaları neredeyse hükümete fatura edecek kadar gafil hale düşmüşlerdir. Hükümete kara çalanlar İstanbul'a kar yağdığında iki mahalle arasındaki ulaşımı sağlayamadıklarını ne çabuk unutmuşlardır. Rusya'nın operasyonu esnasında CHP Genel Başkanı ile İP Genel Başkanı S-400 aleyhine açıklamalar yapmışlardır. Zillet ittifakının ana ortakları majestelerinin muhalefeti olarak sivrilmiştir. Demokrasinin güvencesi NATO değil milletin tertemiz iradesidir.
MUHALEFETE S-400 TEPKİSİ
Tehdit nereden geliyorsa S-400'ün yönü oraya dönecektir. Tasa etme sayın Kılıçdaroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklar dualıdır, bereketlidir. Ne aç kalırız, ne de açıkta yaşarız. Zillet ittifakı yeter ki gölge etmesin, Allah'ın izniyle karanlıkları yarar da çıkarız. Türkiye hür ve bağımsız bir ülkedir, Kılıçdaroğlu hala bu gerçeğin farkında değildir. Ön sıralarda CHP olmak üzere Montrö'yü kasıtlı olarak yanlış yorumlayanlar, Türkiye'nin elini zayıflatmak isteyen çevreler olarak dikkat çekmiştir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin 19. maddesinin 1. fıkrasında Türkiye'nin savaşsız olduğu durumlarda gemilerin Karadeniz'e çıkabilecekleri tespit edilmiştir. Montrö Sözleşmesi hususunda Türkiye'nin tutumu sağlam ve berraktır. Küresel ve bölgesel gelişmelerin kurşun gibi ağır olduğu bugünkü ortamda Zillet ittifakının çarpık eleştirileri sorumlu muhalefet anlayışıyla da çelişmektedir.
6 PARTİNİN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM METNİNE TEPKİ
Esas olan önce ülkem ve milletim diyebilmektir. 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümünde Ankara'da dizilen güdümlü 6 parti 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Metinde Türkiye, Türk milleti, inanç, irade yoktur. Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi güçsüzleştiren Türkiye'nin taslak metnidir. Kılıçdaroğlu'na bakarsak 6 partiye tarih bir sorumluluk yüklemiş. 48 sayfalık metnin içeriği tam takır kuru bakırdır. Bu metni tarihi yapan tek şey 28 Şubat zihniyetine uygun olarak güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi olmasıdır. Yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçecektir. Biz uzlaşamama metni olduğu çok açıktır.
Devletin güçsüzleştirilmesi amaçlanmaktadır. 1961 anayasası döneminde olduğu gibi OHAL şartlarında devletin mücadele gücünün zayıflatılacağı görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ortaya konulan güçlü devlet modeli tersine çevrilerek, parlamenter sistemde gensoru yöntemiyle düşürülebilen hükümetler hedeflenmektedir.
Parlamenter sistemi kötü bir makyajla tekrar sunan 28 Şubat bildirisine karşı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ve 2023'ü yeni bir anayasayla taçlandırmak ana hedefimizdir. Açıklanan metin geçmişe dönüş beyannamesidir. Koalisyonlar dönemini tekrar canlandırma isteğidir. Türk milleti bu zillete müsaade etmeyecektir. Sıradan, basit, etkisiz, kimliksiz, 28 Şubat güçlendirilmiş parlamenter sistem açıklaması zillet partilerinin elinde patlamıştır, alayı birden havlu atmıştır. Türkiye'nin geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak, ya da Türk milleti bunları tarihin bodrum katına süpürecektir.