Çaresizce gidip gururla döndüler! 28 Şubat sürecinin mağdurları ilk kez konuştu
Tarihe postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecinde çeyrek asır geride kaldı. Türkiye'yi derinden etkileyen ve binlerce öğrencinin eğitim hakkının elinden alınmasına neden olan süreçte okullarından uzaklaşan kişiler bugünlerde Türkiye'ye çok önemli hizmetler veriyor. Bazısı tıp doktoru oldu bazısı da yüksek mimar oldu. Hepsinin ortak özelliği ise uzun mücadeleler ve zorlu yollarla mesleklerine kavuşmuş olmaları...
28 Şubat darbesi sürecinde, başörtülü olduğu gerekçesi ile üniversite eğitimi almasına engel olunan öğrenciler, yurtdışında eğitimini tamamlayarak, gururla ülkesine döndü. Kimisi tıp tarihi araştırmaları yaptı kimisi de yüksek mimar olmayı başardı.
3 DİL ÖĞRENDİ
Elif Bıyıklı Gültekin, 2002'de İHL'den mezun oldu. 2003 yılında Viyana'ya gitti. 2010 yılında Türkiye'ye döndü. 3 dil öğrendi. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi'nde tıp tarihi ve etik alanında öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Gültekin, o yıllarda yaşadığı üzüntüsünü, "Sürekli derslere başörtülü girdiğimiz için ifadelerimiz alınıyordu. Derin bir kaygı ve üzüntü doluydu günlerim. Okula sürekli müfettişler geliyordu. Başörtümden de eğitimimden de vazgeçmek istemiyordum. Benim için o günler adeta kimlik mücadelesiydi. İnançlarım ve hayallerim arasında sıkışmış kalmıştım." ifadeleriyle özetliyor. Gültekin, şunları kaydetti: "Önder'in desteğiyle tıp okumak üzere Viyana'ya gittim. Aklım hep ülkeme döneceğim gündeydi. Tıp tarihi ve etnomedicine alanında çeşitli projelerde yer aldım."

17 YIL SONRA TIBBA DÖNDÜ
Melek Arık, Bolu Gerede'de Aile Hekimi olarak görev yapıyor. 1994'te Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni üçüncü sınıfta terk eden Arık, tam 17 yıl sonra 2011'de Cerrahpaşa'ya yeniden dönebildi. 1994'te henüz tamamıyla yasaklar başlamadan birebir sözlü olarak aşağılamalara maruz kaldıklarını kaydeden Arık, "Hocaların bizi zaman zaman görmezden gelmeleri, aşağılamaları beni oldukça etkiledi. Mazbut bir çevrede büyüdük, onur kırıcı sözler, davranışlar, bakışlar çok anlamlıydı" sözleriyle anlatıyor. Kendini geliştirme düşüncesiyle okulu terk eden Arık'ın okula tekrar dönmesi ise yasakların kalktığı 2011 yılında yani terk ettikten 17 yıl sonra oldu.

KARDEŞİ KANSER OLDU
İstanbul'da iş yeri hekimi olarak görev yapan Hatice Kavçakar da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerinden. 1998'de okulu bırakmak zorunda kalan Kavçakar, 14 yıl sonra, 2012 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Duygularının karışık ve tarifsiz olduğun söyleyen Kavçakar, "Biz beş kız kardeşiz, bütün kardeşlerim buna maruz kaldı. Biri kanserden vefat etti. Hayat kısa başımıza neler gelecek bilmiyoruz. Uzun süre çalışmaya ara verdim. Ancak 2020 yılında dönebildim" diyor.
'BATI ÇALIŞMA GRUBU' RAHAT BIRAKMADI
Özel bir üniversitede yapı ve teknik işler müdürü olarak görev yapan yüksek mimar Sacide Akın ise yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: "Gittiğim dershanede, 'Batı Çalışma Grubu' diye bir grubun ziyaretleri sonucu dershanelerde başlayan başörtü sorunu ile de yüzleştim ve dershane değiştirmek durumunda kaldım. Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ne yerleştim. Ancak özel üniversite olmasına rağmen kayıt günü üniversiteye Çevik Bir'in gelmesi ile her şey değişti. O gün itibariyle Yeditepe Üniversitesi'ne de başörtülü girilemeyecekti artık. Viyana Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okudum. Türkiye'de okumuş olsaydım, hayalini kuramayacağım imkânlara sahip olamayacaktım belki de..."

AZERBAYCAN'A TEK BAŞINA YOLCULUK
Rabia Kaymak Pendik'te Halk Sağlığı Uzmanı olarak görev yapıyor. Henüz çocuk yaştayken antidemokratik uygulamalara maruz kalan Kaymak, lisede milli güvenlik dersini geçebilmek için okul değiştirip yeniden döndüğü Pendik Anadolu İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Bir hocasının tavsiyesi üzerine soluğu Azerbaycan'da aldı. Günde 3-4 saat uyuyarak, Azerbaycan'da Tıp Üniversitesi'ni 6 yılda bitirdi. Türkiye'ye döndüğünün ertesi yılı denklik sınavına girip kazanan Rabia Kaymak, "Çocuklukta yaşadığımız travmalar hala devam ediyor." diyerek üzüntüsünü dile getiriyor.
