Omicron varyantı maske kuralını değiştirdi! Uzmanlardan dikkat çeken öneri! Influenza, Delta ve Omicron belirtileri ve farkları...

Koronavirüs salgını tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de Omicron varyantının etkisiyle adeta tavan yaptı. Vaka sayıları katlanarak artarken, uzmanlardan üst üste uyarı geldi. Omicron varyantına karşı "çift maske" uyarısı yapan uzmanlar mesafenin önemine de dikkat çekti. Omicron'un Delta varyantı ve grip virüsü ile arasındaki farklar da açıklandı. İşte Omicron varyantı hakkında bilmeniz gerekenler...

Giriş Tarihi 06 Ocak 2022, 17:00 Güncelleme 06 Ocak 2022, 17:15
Omicron varyantı maske kuralını değiştirdi! Uzmanlardan dikkat çeken öneri! Influenza, Delta ve Omicron belirtileri ve farkları...

İÇİNDEKİLER

Koronavirüsün omicron varyantı, vakaları her gün katlayarak artırıyor. Dünyada birçok ülke tedbirlerini artırırken, Türkiye'de de vakalar bir haftada 20 binlerden 65 binlere çıktı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, henüz vaka artışının hastanelere yansımadığını belirtti. Bakan Koca, ayrıca, tüm vakaların yarısının İstanbul'da görüldüğünü açıkladı. Koca, "Omicron varyantı, İstanbul'daki vaka sayılarının toplam vaka sayısının yarısını aşmasına neden oldu. Yeni varyanta bağlı vaka artışları şimdilik büyük şehirlerde dikkat çekse de aynı durum diğer illerde de kolayca yaşanabilir. Tedbirlere her yerde aynı ciddiyetle uyulmalıdır." ifadelerini kullandı.

OMİCRONA KARŞI MASKE VE MESAFE ÖNEMLİ
Wall Street Journal'da yayınlanan son rapora göre tek katlı bez maskeler kişileri omicron varyantından korumak için yetersiz kalıyor. Uzmanlar, çok bulaşıcı olan omicrondan çift maske ile korunmanın daha mümkün olabileceği görüşünde.

ÇİFT MASKE HERKESE ÖNERİLMİYOR
Öte yandan, çift maskenin tavsiye edilmediği yaş grupları da var. Özellikle, kalp yetmezliğine, solunumsal bazı hastalıklara sahip kişiler ve çocuklar için çift maske oksijen ihtiyacını azaltıyor. Bu yüzden, uzmanlar, bu gruplardaki kişilerin çift maske takmasının ciddi sıkıntılara sebebiyet verebileceğini de söylüyor.

Dün yapılan Bilim Kurulu toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada ise vakaların kolay bulaştığı kapalı ortamlarda maskeden taviz verilmemesi gerektiği vurgulandı.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. İsmail Cinel ve Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Haydar Sur, omicrondan korunmanın yollarını değerlendirdi.

"ÇİFT MASKE TAKARAK OMİCRONDAN KORUNABİLİRİZ"
Prof. Dr. İsmail Cinel, omicronun aşılıları da hasta ettiğini belirterek, organizasyonel tedaviye dikkat çekti: "Her dalgada olan varyantlar farklıydı. 3'üncü dalgada aşsızların pandemisi denmişti. Şu anda 4'üncü dalganın içindeyiz ve rakamlar 30 binden 20 bine geri geldi ama bu dalga bitmeden üstüne omicron geldi. Yeni bir varyant olan omicron aşılıları da tutuyor ve aşılılar da virüsü kapıp hasta olabiliyor. Baştan beri elimizde olan organizasyonel tedavi ve tıbbi tedavi vardı. Tıbbi tedavide aşıyı öneriyorduk çünkü aşı bizi koruyordu. Şu anda yine aşı bizi koruyor ama belli bir yere kadar. Diğer varyantlardan farkı omicron çok aşırı bulaşıcı bir virüs. Bu yüzden tıbbi tedavi öncesi organizesyonel tedavi yani maske ve mesafe ile kendimizi korumamız lazım. Çift maske takarak, uzak durarak insanlardan, kalabalık ortamlardan uzak durarak ve toplu yemeklere gitmeyerek omicrondan korunabiliriz.

En azından virüs bulaşsa bile bu tedbirlerle virüsü az almış oluruz. Aşılıysak da virüs bulaşabilir ama hastaneye ya da yoğun bakıma yatmayız. Solunum yolu enfeksiyonu şeklinde, burun akıntısıyla geçirebiliriz virüsü. Dolayısıyla, aşılıların da hastalığı hafif geçirmesiyle, virüsün ölümcül hasarlarından ve uzun vadeli bıraktığı zararlarından korunmuş oluyoruz böylece."

"ÇİFT MASKENİN YÜZDE 99'A KADAR KORUYUCULUĞU VAR"
Prof. Dr. Haydar Sur, çift maskenin yüzde 99'a kadar koruyuculuğunun olduğunu belirterek, kalabalık ortamlara girildiğinde çift maskenin takılabileceğini söyledi: "Çift maske olduğu zaman virüsün insanın solunum yoluna ulaşması zorlaşıyor. Ağzımından ve burnumuzdan aldığımız havanın içinde virüs olduğu için maskeyle bunu engelleyebiliyoruz. Karşılıklı iki kişinin de tek maskeli olduğu zaman korumanın yüzde 95 olduğunu biliyoruz. Takılan maskerler 3 kat halinde çünkü. İki kişi birden 2'şer maske takarsa koruyuculuk da yüzde 99'a kadar çıkıyor ve başkalarını da koruyor tabi. Ama burada dikkat etmemiz gereken başka hastalıkları olanlara ağır gelebilecek bir durum bu. Normal insanların bile çift maskeyle durması zor. Çok riskli, çok kalabalık yerlere girildiğinde 20-30 dakikalık sürelerde çift maske takılabilir. Fakat, sürekli çift maske takmanın uygulanabilir bir yöntem olmadığını düşünüyorum."

TEK TAKILAN CERRAHİ MASKELER YETERLİ DEĞİL
1-) Cerrahi maskelerin süper bulaşıcı Omicron varyantına karşı koruyuculuğu ne durumda?

Prof. Dr. Derya Unutmaz: Omicron'a karşı tek takılan cerrahi maskeler pek yeterli olmuyor. Eğer cerrahi maske kullanmak istiyorsak çift maske takmak gerekli. Çünkü Omicron'un bulaşması için burundan ve ağızdan girmesi yeterli oluyor. Cerrahi maskeler virüsün yüzde 90'ını bile durdursa geri kalan yüzde 10 bulaş için yeterli.

Bu nedenle tek cerrahi maske yeterli değil. Özellikle virüs yoğunluğunun çok olduğu kapalı alanlar ve toplu taşımada tek maske sizi Omicron'dan korumaz. Bir de birçok kişi maskelerini burnundan aşağı doğru sarkıtıyor. Bu çok yanlış! Böyle yaparak kendinizi korumadığınız gibi başka insanlara da virüsü bulaştırabilirsiniz.

Prof. Dr. Alper Şener: Maskeler en önemli bariyer. Maske tipinin yanında özellikle sağlık kuruluşlarında yıllardır eksik olan 'fit test / uygunluk testi' yaygınlaştırılmalı. Her maske ebadı her yüz için uyumlu değil. Özellikle sağlık çalışanlarının çok az kısmı bunun önemini biliyor.

Örneğin enfekte olan sağlık çalışanlarına bakıyorsunuz, maske takıyor ama yüze uygun değil. Açık alan dolu. Maske yüze uygun olmalı ve tam kapamalı. Yoksa takmanın da bir anlamı yok. Omicron'a karşı maske dışında el hijyenine de salgının başlarında olduğu gibi yeniden çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü çok hızlı bulaş olduğu için kapalı ortamlarda elleri yıkamak ve dezenfekte etmek şart.



OMİCRON'A KARŞI N95 VE BENZERİ MASKELERİ KULLANMAK GEREKİYOR
2-) Salgının yeni varyantı Omicron'a karşı N95, N99 ya da KN95 tipi maskeleri mi kullanmak gerekiyor?
Prof. Dr. Alper Şener: Maske tiplerini geçirgenliğine göre sınıflıyoruz. N99 tipi maske havadaki partikülün yüzde 99'unu süzen ve engelleyen türde bir maske. N95 ise yüzde 95'ini süzen ve engelleyen.

Cerrahi maske ise üç katlı ve nonwoven yani dokusuz olmak şartıyla yüzde 70 önler. Bu farklar dışında doğru takılması ve yüze uygunluğu şarttır. Bu doğrultuda Omicron'a karşı N95 ve benzeri maskeleri kullanmak daha doğru.

Prof. Dr. Derya Unutmaz: Amerika'da bu durum artık çok önemli bir noktaya geldi. Hatta benim de bulunduğum Connecticut Eyaleti'nin valisi tüm okullara N95 ve KN95 beş tipi maskeler dağıttı. Omicron'a karşı bu tip maskelerin koruyuculuğu çok daha yüksek. İki kat cerrahi maske yerine bu tarz maskelerden birini kullanmak varyanta karşı sizi daha güçlü koruyacaktır.

BEZ MASKELERİN ARTIK HİÇBİR ETKİSİ YOK
3-) Dünya genelinde sayısız kişi; kullanım rahatlığı, yıkanabilmesi ve göze hoş gözükmesi nedeniyle kumaş /bez maske kullanmaya devam ediyor. Kumaş maskelerin salgının yeni varyantı Omicron'a karşı koruyuculuğu nedir?
Prof. Dr. Derya Unutmaz: Kumaş maskelerin artık hiçbir etkisi kalmadı. Zaten cerrahi maskelerden bile daha az koruyucu etkiye sahipler. Kumaş maskelerin tek etkisi sizden başkalarına virüsün yayılmasını bir miktar önlemiş oluyorsunuz ama size bulaşmasını önleyemiyorsunuz. Bu nedenle Omicron'a karşı kumaş maskelerinin kullanımını önermiyorum.

Prof. Dr. Alper Şener: Zaten kumaş maskenin süzme ve engelleme kapasitesi en iyi şartlarda yüzde 50'dir. Bunu arttırmak için üstüne veya altına cerrahi maske takmak gerekli. Artık iş öyle bir noktaya geldi ki maske de görsellik de önemseniyor. Cerrahi maske takıp üstüne bez maske takılabilir ama yine de N95 ve benzeri maskeleri kullanmak daha doğru.

4-) Önceden açık havada etrafta kimse yokken maske takılmasa da olur deniyordu. Şimdi ise Omicron'un havada asılı kaldığı söyleniyor. Bu varyantın açık havada bulaşma riski var mı? Kapalı alan dışında açık alanlarda maske kullanımı nasıl olmalı?
Prof. Dr. Derya Unutmaz:
Açık alanda sadece siz varsanız ve etrafınız kalabalık değilse maske takılmasa da olur. Omicron havada asılı kalıyor ama Delta varyantı da havada asılı kalıyordu. Burada önemli olan açık havadaki havanın kapalı alandaki havaya kıyasla çok tehlikeli olmaması…

Sonuçta açık havada Omicron havaya yayılacak ve yeterince virüsün size bulaşma olasılığı neredeyse hiç olmayacak. Fakat açık havada kalabalık bir ortamdaysanız maskeyi mutlaka takmak gerekiyor çünkü böyle bir ortamda bulaş riski daha da artacaktır. Kapalı alanlarda ise tek başınıza bile olsanız, eğer o alana başkaları girip çıkıyorsa örneğin asansör gibi mutlaka maskenizi takmanız gerekiyor.

2 METRELİK SOSYAL MESAFE YETERLİ Mİ?
5-) 2 metre sosyal mesafe kuralının da Omicron için yetersiz olduğu tartışmaları var. Omicron'a karşı 2 metre mesafe kuralı da güncellenmeli mi?
Doç. Dr. Sezer Okay: Hasta kişilerin yaydığı damlacıkların yoğunluğu, yakın mesafede daha fazladır ve bu nedenle fiziksel mesafe önemli olmaya devam ediyor. Ancak, çok sayıda insan yetersiz havalandırılan bir odayı paylaştığında maske kullanılmıyorsa 2 metrelik mesafe bile tek başına yeterli olmaz. Sosyal mesafeyi 3 metre bile yapsanız, insanlar yerinde sabit kalmadığı için dolaşım sırasında havada asılı kalan damlacıklara maruziyet olacaktır.

Bu nedenle, kapalı ve havalandırmanın yetersiz olduğu ortamlarda mutlaka maske takılması gerekli. Sosyal mesafeyi fazla tutmanın avantajı, kapalı ortamlardaki insan sayısını kısıtlayarak bulaştırıcı bir kişinin bulunma olasılığını ve virüsü bulaştırabilecekleri insan sayısını azaltması olabilir.

Açık havada ve iyi havalandırılan ortamlarda maske kullanımıyla birlikte 2 metre mesafe yeterli olacaktır ancak kapalı ortamlarda yetersiz havalandırma varsa 2 metre yeterli olmayabilir. Hatta maske kullanılmıyorsa ve ortamda hasta biri varsa enfekte olmamız kaçınılmaz diyebilirim.

Ontario Halk Sağlığı Kurumu tarafından Omicron varyantıyla ilgili yayınlanan bildiride hasta bir bireyin, 2 metreden daha az mesafede, bariyersiz ve kişisel koruyucu ekipmansız bir konuşma sırasında hastalığı bulaştırabileceği ifade edilmiş. Ancak, bu durumun birçok faktörlere bağlı olarak vaka-temas etkileşimine özgü olduğu da eklenmiş. Özellikle bulaşma için uygun koşullar varsa damlacıklar uzun mesafelere ilerleyebilir.

Büyük solunum damlacıkları kısa mesafelerde (2 metreden az), küçük damlacıklar ise daha uzun mesafelerde (2 metreden fazla) hastalığa neden olabilmekte. Bulaşma, virüsle kontamine olmuş ellerle mukoza zarlarının temasıyla da meydana gelebilir. Bu nedenle, el temizliği de önemli bir unsur.



Prof. Dr. Alper Şener: Aslında 2 metre yeterli olmalı ama bazı araştırmalar ya da modellemeler üzerinden çalışmalar yapıldığı için sosyal mesafeye dair 2 metre ya da üstü tartışmaları yapılıyor. Eğer 2 metreden daha uzağa taşınma kapasitesinde olan bir varyantla karşı karşıyaysak zaten bu varyant damlacık yolu ile bulaştan çıkmış demektir.

Hava yolu ile bulaşmaya başlamış demektir. O nedenle 2 metre ile ilgili bence daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. İlerleyen günlerde bununla ilgili daha güçlü sonuçlar paylaşılır. Ama birey kendini korumaya almak istiyor, bunu çok önemsiyorsa 2 metrenin üstünde kendisine bir mesafe yaratabilir.

Omicron varyantının S proteininde 32'den fazla değişiklik olduğu, bunlardan 15'inin S proteinindeki reseptör bağlanma bölgesinde olduğu tespit edildi. Bu değişiklikler sonucu, Omicron varyantının orijinal virüse göre ACE2 reseptörüne 2 kat daha sıkı bağlandığı rapor edildi. Bu nedenle, Omicron varyantı hızlı bir şekilde yayılıyor.

KAPALI ALANLARDA HAVA TEMİZLEYİCİLER KULLANILMALI
6-) Maske ve mesafe dışında Omicron varyantına karşı başka hangi tedbirleri almak gerekiyor?
Doç. Dr. Sezer Okay: Öncelikli olarak herkesin tam doz aşılarını yaptırması gerekiyor. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına her zaman dikkat etmeliyiz ancak günlük yaşantımızda elimizde olmayan nedenlerden dolayı bu kuralların uygulanamadığı durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle, aşı bizi hastalığa karşı koruyan en önemli unsur.

Prof. Dr. Alper Şener: Aşı olmanın dışında kapalı alanda hava temizleyiciler kullanılabilir. Özellikle iş yerlerindeki odalar için karbondioksit sensörleri kullanılabilir. Havadaki kaliteyi ölçmek için bu çok önemli.



OMİCRON ÇOCUKLARA ÇOK DAHA ÇABUK BULAŞIYOR
7-) Omicron çocuklarda da hızlı bulaşıyor. Bu doğrultuda okullarda Omicron'a karşı özellikle sınıf içinde nasıl tedbirler almak gerekiyor?
Doç. Dr. Sezer Okay: Çocuklarda Omicron vakalarında artış olduğu yönünde bilgiler mevcut. ABD'de Aralık ayında Covid-19 nedeniyle hastanelere yatan çocuk sayısında yüzde 50 artış olduğu bildirildi. Okullarda maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok sıkı riayet etmek gerekiyor.

Özellikle küçük yaştaki çocukların bu kuralları takip etmesi biraz zordur. Bu yüzden öğretmenlerin, maske kullanımı, sosyal mesafe ve el temizliği konusunda öğrencileri takip etmesi ve uyarması gerekiyor. Maskelerin deforme olması veya ıslanması durumunda maskenin değiştirilmesi gerekiyor.

Bir de aileler çocuklarına çizgi Film karakterlerinin olduğu ya da farklı desenlerin olduğu maskeler alıyor. Bunların çoğu ya bez ya da cerrahi maske tarzında maskeler oluyor. Ama çocuklar maskeleri değiştirip takabiliyorlar. Maske üzerindeki karakteri ya da deseni görüyor, takıp kendi yüzünde görmek istiyor. Bu tarz değişimlerin olduğuna dair duyumlar alıyoruz. Bu nedenle aileler çocuklarına bu tarz maskeler almamalı ve asla maskeler değiştirilmemeli. Çocuklara bu durum anlatılmalı.

Sınıflarda öğrencilerin en az 2 metre arayla oturtulması ve sınıfların etkin bir şekilde havalandırılması da çok önemli. Havaların soğuk olduğu dönemlerde ders esnasında en azından bir pencerenin açık tutulması, ders aralarında ise tüm pencerelerin açılarak sınıfın iyi bir şekilde havalandırılması gerekiyor.

Okul binasında havalandırma sistemi varsa özellikle eğitimin sürdüğü saatlerde açık tutulmalı ve havalandırma sisteminin etkin çalıştığından emin olunmalı. Aşı olma yaşı uygun olan öğrencilerin de mutlaka tam doz aşılarını olması gerekiyor. Hastalık belirtileri olan öğrencilere vakit kaybetmeden test yapılmalı ve test sonucu negatif çıkana kadar okula gönderilmemeli.

OMICRON, GRİP VE DELTA ARASINDA FARKLAR NELER?
Omicron varyantı dünyada baskın hale geldi. Türkiye de dahil çok sayıda ülkede görülen Omicron varyantı nedeniyle vaka sayıları hızla artarken mevsimsel grip (influenza) vakalarında da artış yaşanıyor. Peki Influenza ile koronavirüsün delta ve omicron varyanları arasındaki farklar nelerdir? Bu semptomlara dikkat...

Kovid-19'un Delta ve Omicron varyantı ile son zamanlarda sıkça görülen influenza (grip) virüsünün belirtileri birbirine oldukça benziyor. Son günlerde Kovid-19'un Delta varyantının yanı sıra Omicron varyantı İstanbul başta olmak üzere ülke genelinde vaka artışlarına sebep oldu.

FARKLAR VE BENZERLİKLER NELER?
Ayrıca tüm Türkiye'de mevsimsel grip vakalarında da artış yaşandı. Bu durum, akıllara bu hastalıkların semptomları arasındaki fark ve benzerliklerin neler olduğu sorusunu getirdi. Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, üç hastalığın semptomlarının neler olduğu ve hangi sıklıkla görüldüğüne ilişkin açıklamada bulundu.

MEVSİMSEL GRİBİN BELİRTİLERİ
Öksürük
Boğaz ağrısı
Ateş
Burun akıntısı
Halsizlik
Baş ağrısı
Eklem ağrısı ve nefes darlığı
Hapşırık az görülen, koku ve tat kaybının ise çok az görülen belirtiler arasında...

OMİCRON BELİRTİLERİ
Öksürük
Boğaz ağrısı
Hapşırık
Burun akıntısı
Halsizlik
Baş ağrısı
Eklem ağrısı ve nefes darlığı
Ateş az görülen, koku ve tat kaybının ise çok az görülen belirtilerden...

DELTA VARYANTI BELİRTİLERİ
Öksürük
Boğaz ağrısı
Ateş
Halsizlik
Baş ağrısı
Eklem ağrısı
Nefes darlığı şikayetlerinin sık görülürken, hapşırık, burun akıntısı ile koku ve tat kaybının az görülen semptomlardan olduğu belirtildi.

YAŞLI VE AŞILANMAMIŞLAR RİSK ALTINDA
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Karabay, ilk gözlemlerine göre, Kovid-19'un Omicron varyantına yakalanan vakalarda hastalığın daha hafif geçirildiğini ancak yaşlı nüfus ve aşılanmamış kişilerin hala risk altında olduğunu bildirdi.

Karabay, yaptığı yazılı açıklamada, Omicron varyantının daha hızlı yayıldığına, hasta sayısını daha da artıracağına dikkati çekti. Bu varyantın daha bulaşıcı olduğunun düşünüldüğünü aktaran Karabay, "Aşıya rağmen hastalık yapabilir ama mevcut aşılar ciddi hastalık ve ölüme karşı etkili olmaya halen devam ediyor." ifadesini kullandı.

"VARYANTLARIN CİDDİ HASTALIK VEYA ÖLÜME NEDEN OLABİLECEĞİ UNUTULMAMALI"
Omicron'un kısa zaman sonra baskın varyant olmasının beklendiğine işaret eden Karabay, şu uyarılarda bulundu: "Fakat dediğimiz gibi daha fazla ölüme yol açması beklenmiyor çünkü elde edilen tecrübelere göre daha fazla hastaneye veya yoğun bakıma yatma ihtiyacı bulunmuyor. Temizlik önlemleri etkili oluyor. Sosyal mesafe, el yıkama, maske takma, aşı ve hatırlatma dozunu yaptırma gibi olağan tedbirlerin mutlaka sürdürülmesi gerekir. Daha az ölüme neden oluyorsa da dünya çapında hakim olan Delta varyantı da dahil olmak üzere Kovid-19'un tüm varyantlarının ciddi hastalık veya ölüme neden olabileceği unutulmamalıdır."

"TURKOVAC'IN ÜRETİLMESİ OLDUKÇA DEĞERLİ"
Karabay, hastalanan kişilerin kendi başlarına hangi varyantı kaptıklarını anlayamayacaklarını vurgulayarak, "Özel testler yapılmadan hangi varyant olduğunu anlamak mümkün değil. İlk gözlemlerimize göre, Omicron vakaları hastalığı daha hafif geçiriyor ama yaşlı nüfus ve aşılanmamış kişiler hala risk altındalar." değerlendirmesinde bulundu.

Aşının stratejik öneme sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Karabay, "Ülkemizde böyle bir aşının üretilmiş olması oldukça değerlidir. TURKOVAC inaktif aşısı, aşı için önemli olan GLP, GMP ve GCP standartlarına uygun şekilde üretilmiş olup şu ana kadar gönüllülerde ciddi yan etki bildirilmemiştir. Bu aşı sayesinde aşıya bağlı ithalatımız azalacağı gibi aşıyı farklı ülkelere sevk edebilecek hale gelmemiz gurur vericidir." açıklamasında bulundu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN