Diyanet 29 Ekim Cuma hutbesi! 29 Ekim Cuma hutbesi konusu nedir?

Mübarek cuma gününün gelmesiyle 29 Ekim Cuma hutbesi günün en çok araştırılan konuları arasına girdi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesinden yayınlanan 29 Ekim Cuma hutbesine haberimizde yer verdik. Her hafta farkı konunun ele alındığı Cuma hutbesi öğretici metinleri ile tüm camilerde imamlar tarafından cemaate okunmaktadır. Peki 29 Ekim Cuma hutbesi konusu nedir? İşte Diyanet 29 Ekim Cuma hutbesi!

Giriş Tarihi 29 Ekim 2021, 11:00 Güncelleme 29 Ekim 2021, 11:00
Diyanet 29 Ekim Cuma hutbesi! 29 Ekim Cuma hutbesi konusu nedir?

İÇİNDEKİLER

29 Ekim Cuma hutbesinin konusu bir hayli merak edildi. Her hafta Cuma günü öncesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından camilerde okunacak Cuma Hutbesi'nin konusu açıklanır. Vatandaşlar da camilere gitmeden önce yeni haftanın cuma hutbesini öğrenir. Bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı cuma gününe denk geliyor. Peki 29 Ekim Cuma hutbesi konusu nedir? İşte Diyanet 29 Ekim Cuma hutbesi!

29 EKİM CUMA HUTBESİ YAYINLANDI MI, KONUSU NEDİR?

29 Ekim Cuma hutbesinin konusu henüz belli olmadı. Diyanet İşleri Başkanlığı bu cuma günü camilerde okunacak hutbenin konusu yayınlandığında haberimizde yer alacaktır.

GEÇEN HAFTANIN CUMA HUTBESİ KONUSU NEYDİ?

ONUN BİZE MİRASI, EŞSİZ VEFASI

Muhterem Müslümanlar!

Bir Mevlid-i Nebi Gecesini daha geride bıraktık. Mevlid-i Nebi'yi içine alan haftayı ise bu yıl "Peygamberimiz ve Vefa Toplumu" temasıyla idrak etmeye devam ediyoruz. Geliniz, bugünkü hutbemizde âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizin hayatından vefa örneklerini yeniden hatırlayalım.

Aziz Müminler!

Resûl-i Ekrem (s.a.s), ilk önce Rabbine karşı vefalıydı. Nitekim O, Cenâb-ı Hakk'a kulluk ve itaatten, sadakat ve teslimiyetten bir an olsun ayrılmadı. Bir defasında Hz. Âişe annemiz, Peygamberimizin geceleri namaz kılmaktan dolayı ayaklarının şiştiğini görünce "Ya Resûlallah, geçmiş ve gelecek bütün günahların bağışlandığı halde niçin böyle yapıyorsun?" diye sormuştu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştu: "Ya Âişe! Şükreden bir kul olmayayım mı?"

Kıymetli Müslümanlar!

Allah Resûlü (s.a.s) insanlara karşı vefalıydı. O, öylesine vefalıydı ki ömrü boyunca insanların dünyada ve ahirette huzura ermeleri için çırpınmıştı. Nitekim Rabbimiz, bir ayette Habibine şöyle seslenmişti: "İman etmiyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin!"
Değerli Müminler!

Peygamberimiz, ailesine karşı da vefalıydı. Mekke'nin fethedileceği gün çadırını Hz. Hatice validemizin kabrine yakın bir yere kurdurarak en zor zamanlarında kendisine destek olan sevgili eşine; ne zaman yanına gelse sevinçle ayağa kalkarak da kızı Hz. Fâtıma'ya olan vefasını göstermişti.
Rahmet Peygamberi (s.a.s), anne ve babaya vefa gösterilmesine ise ayrı bir değer vermişti. Bir keresinde "Anne babamı ardımdan ağlar bırakıp sana geldim Yâ Resûlallah!" diyen bir gence "Onların yanına geri dön ve ikisini de nasıl ağlattıysan öylece güldür!" buyurmuştu.

Aziz Müslümanlar!

Resûl-i Ekrem (s.a.s), ahdine vefa gösterir, verdiği sözü muhakkak yerine getirirdi. Bir hadisinde ahde vefanın önemini şöyle anlatmıştı: "Emanete riayet etmeyenin imanı olgunlaşmamıştır; ahde vefa göstermeyenin ise dini kemâle ermemiştir."
İki cihan serveri Peygamberimiz, çevreye de vefalıydı. "Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı dikin" buyurarak tabiata; "Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah'tan korkun." uyarısıyla hayvanlara; akıp giden nehirden abdest alırken dahi suyun israf edilmemesini emrederek, suya vefasını göstermişti.

Değerli Müminler!

Vefalı olmak imandandır ve müminin şanındandır. O halde, bugün bize düşen, ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Sevgili Peygamberimiz gibi vefalı olmaktır. "Müminler, emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler." ayetini hayatımıza taşımaktır. Unutmayalım ki Rabbimize, insanlara, ailemize, çevreye ve ahdimize vefa göstermek, bizi Cenâb-ı Hakk'ın rızasına kavuşturacak, dünya ve ahiret saadetini kazanmamıza vesile olacaktır.

Müslim, Sıfâtü'l-münâfikîn, 81.
Şuarâ, 26/3.
Ebû Dâvûd, Cihâd, 31.
İbn Hanbel, III, 134.
İbn Hanbel, III, 184.
Ebû Dâvûd, Cihâd, 44.
İbn Mâce, Tahâret, 48.

CUMA HUTBESİ NEDİR?

Cuma hutbesi, cuma namazının kılınmaya başlandığı günden bu yana namazın son kısmı olarak okunan derslerdir. Cuma namazının bir parçasıdır. Hutbenin sonunda imam tarafından Nahl Suresi'nin 90. Ayeti okunur. Cuma hutbeleri 1973 yılından 2006 yılına kadar Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından merkezden yayınlanmıştır.