SİHA ve İHA'lar ile Türkiye'yi bu alanda üst seviyeye çıkartan Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar'tan flaş açıklamalar

İHA ve SİHA'larla dünyayı hayran bırakan Türkiye'yi bu alanda üst seviyeye çıkartan Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar'dan umutsuz yabancı hayranlarına net mesaj verdi. Bayraktar "Yabancılara yetişmemiz mümkün değil' diyor bana biri. Bu anlayış köle zihniyeti, sömürgeci zihniyeti. Sivil alanda bu kadar yayılacağını açıkçası biz de öngöremezdik. Biz Türkiye olarak herkesten hızlı bir ivme yakaladık." dedi.

Giriş Tarihi 15 Eylül 2021, 23:07 Güncelleme 16 Eylül 2021, 00:42
SİHA ve İHA’lar ile Türkiye’yi bu alanda üst seviyeye çıkartan Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar’tan flaş açıklamalar

İÇİNDEKİLER

İHA ve SİHA'larla dünyayı hayran bırakan Türkiye'yi bu alanda üst seviyeye çıkartan Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar'dan umutsuz yabancı hayranlarına net mesaj verdi. Bayraktar "Yabancılara yetişmemiz mümkün değil' diyor bana biri. Bu anlayış köle zihniyeti, sömürgeci zihniyeti. Sivil alanda bu kadar yayılacağını açıkçası biz de öngöremezdik. Biz Türkiye olarak herkesten hızlı bir ivme yakaladık." dedi.

Selçuk Bayraktar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

O ZAMANLAR O DRONE'LAR BİLE ORTADA YOK DAHA
O zaman ben bir araştırma görevlisiyim. Gece gündüz çalışıyoruz Türkiye'nin ilk İHA'sını yapmak için. Bu aslında bir robot uçak ve işin çekirdeği. O maket uçak değil, oradaki teknoloji bunu otomatik uçuran yazılımlar, elektronik aksamı. Onda bir tane bilgisayar var, Akıncı'da onun gibi 100 tane bilgisayar var. İlk milli özgün İHA, ama en ufak sınıfta.

16 yıl önce. Maket uçak gibi bir şey ama otomatik uçuyor. O zamanlar o drone'lar bile ortada yok daha. Henüz dünyada araştırma konusu. Baykar bir aile girişimi, eski bir firma. Bu alanda çalışmaya başlaması 2003 gibi.

Benim uzmanlık alanım insansız hava araçlarının beyin sistemlerinin geliştirilmesi üzerine. Burada tümüyle milli tasarım bir hava aracı. En önemli kısmı içindeki beyni, o ilk defa yerli olarak yapılmış oluyor. Orada teknik olarak ilk defa böyle bir program uygulanıyor. Öncesinde yurtdışından tedarik etme var.

SAVUNMADA YENİ "MODEL"
İlk defa, en ufak da olsa, Savunma Sanayii Başkanlığı şöyle bir modelle çıkıyor: Ben bu teknolojiyi milli olarak geliştireceğim ve en ufağından başlayacağım.

BİZİM ÇALIŞTIĞIMIZ LABORATUVARIN YÜZDE 90'I YURTDIŞINDANDI
2003-2004 yıllarında ağabeyimle birlikte çalışmaya başlıyoruz. Dünyada belki 10 yıl sonrasının teknolojisine çalışıyorsunuz. Amerika bu beyinleri bütün dünyadan topluyor. Bizim çalıştığımız laboratuvarın yüzde 90'ı yurtdışındandı. Dünyanın en parlak beyinlerini toplayıp en iyi, en gelişmiş harp teknolojilerini yapıyor, sonra sivilleştirip çok daha büyük bir pazara satıyor.

Fikri hakların, tasarımların kimde olduğu çok daha önemli. Teknolojinin kendisini değil, bilgiyi üretmek önemli. 2000'li yılların öncesinde savunma sanayiine bakacak olursanız yüzde 85'i yurtdışına bağlı. 2000'li yıllarda bir paradigma dönüşümü oluyor.

Bugün dışa bağımlılık yüzde 30'ların altında. O dönemde yüzde 15 yerliyken bu dönemde yüzde 70'lerin üzerinde. Bu tümüyle bakış açısının değişmesiyle ilgili.

En tepenin vizyonu en önemlisi. 'Biz İHA'yı milli olarak yapacağız' deniyor ilk defa o zaman. O dönemde de bizim de girişim olarak bu çalışmamız var. Minyatür bir İHA geliştirmişiz, yazılım olarak tasarlamışız. O vizyonla bir anlamda örtüşüyor, denk geliyor. O anlayışla örtüşmeyecek olsa Selçuk'un yapacağı şey bu alanda belki de yurtdışında çalışmak olacak.

"SİYASİ VE BÜROKRATİK İRADE LAZIM"
'Yabancılara yetişmemiz mümkün değil' diyor bana biri. Bu anlayış köle zihniyeti, sömürgeci zihniyeti. Sivil alanda bu kadar yayılacağını açıkçası biz de öngöremezdik. Biz Türkiye olarak herkesten hızlı bir ivme yakaladık. Çin yoktu mesela ortada. Siyasi ve bürokratik irade lazım.

"ORTA VE UZUN VADEDE BEDELLERİ ÇOK AĞIR OLUYOR"
Siyasi irade bir şey söyleyip bürokratlar başka bir şey söylüyorsa o zaman da olmaz. Geleceğin konularını çalışacaksınız. Sadece bunlar değil. Etik ahlaka daima riayet edeceksin, asla ondan ayrılmayacaksın. Ahlaktan kasıt şu; fizik kanunlarına yalan bir hesap sokabilmeniz mümkün değil. Dolayısıyla işinize gayriahlaki hususlar bulaşıyorsa oralarda da tökezleyeceksiniz.

İki, bizim inancımız gereği, etikten, ahlaktan ayrılacak olursan yapacağın işin bir bereketi, faydası olması mümkün değil. Bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri de etik ve ahlaka riayet edilmiyor olması.

Orta ve uzun vadede bedelleri çok ağır oluyor. Niye Türkiye bu alanda bu kadar bağımlıydı? En önemli engellerden bir tanesi bu ahlaki husustu. Hem üreten, hem teknolojiyi geliştiren, hem de bürokrat taraf için geçerli bu. Geleceğin konusuna odaklandığınızda, insanlığın ve ülkenizin faydasını hedeflediğinizde bu oluyor. Baykar'ın başarısının altında da bu yatıyor.

Bizim ekibimiz büyük tecrübeleri olan insanlar değil ama dünyada sadece 3 ülkenin yapabildiği 6 tonluk SİHA'yı yapıyor.

Otomotivin yaşadığı 4. devrim. Şu an elektrikli, akıllı arabalar var. Bütün dünya uçan arabalar için çalışıyor. Yarının oyuncuları bugünden çalışanlar olacak. Gençleri teşvik etmek için sosyal medya üzerinden yaptığımız çalışmaların resmini koydum. Sorun şurada. Bunu yapmaya kalktığınızda birileri sadece dalga geçiyor. Bu bir engel. Az gelişmişlik kompleksi olan, sömürge yerlerdeki bir tutum bu. Kamuoyunun bakışı açısından engel bu.

Son 10, 20 yılda değil bu zihniyet, yüzyıllar boyu böyle gelmiş. Eski bir hastalık. Bütün bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri bu. Diğeri de demin söylediğim etik ve ahlakla ilgili.

"UÇAN ARABA 'CEZERİ' NE ZAMAN GELECEK?"
Bütün dünyada haber oldu. Reuters haber yaptı, en fazla etkileşim alan haberlerden bir tanesi oldu dünyada. Ama yine paylaştığınızda garip garip şeyler duyuyorsunuz: 'Bunlarla mı uğraşılır?' Bunları geliştirmediğinizde müreffeh olmanız mümkün değil.

Uçan araba geleceğin hayali. Şu an arabalarımızın büyük kısmında otomatik park etme özelliği var. Bu tümüyle otomatikleşecek, sonra da uçmaya başlayacak. Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba.

Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba.

Her bir uçan araba kişisel uçak gibi olacak. Bu uçakların akıllanmasıyla uçan araba olmuş olacak. Uçan bir robot bu, yüzlerce minik bilgisayar yönetiyor. Bunu geliştirirken o kadar çok teknoloji geliştiriyorsunuz ki bir anlamda uzay çalışmalarına giriyor.

2005'te Minia, 2007'de Minia ilk defa TSK'ya teslim edildi, Türkiye'nin de ilk İHA'sıydı, milli ve özgün tasarımı yapılan, envantere girebilmiş ilk İHA'ydı.

Bunların hepsi robot uçak. Sonra, Malazgirt Helikopter var, o proje maalesef öldürüldü. Sonra Bayraktar TB-1 2009'da.

Ama TB-1 envantere hiç girmedi. Bayraktar TB-2 İHA olarak ilk defa envantere 2014'te girdi, 27 bin fite çıkarak irtifa rekorları kırdı.

"GELECEĞİN EN ETKİLİ, VURUCU HAVA GÜCÜ İHA'LAR OLACAK DERDİM"
Savaş doktrinini değiştireceği kesinlikle biliniyordu. 20 yıl önce de sorsanız bana araştırma görevlisi olarak, geleceğin en etkili, vurucu hava gücü İHA'lar olacak derdim. Dünyada bu teknolojiyi en iyi kullanan kuvvet kimdir diye sorsalar bana, TSK derim. Türkiye açık ara herkesten çok daha karmaşık, ileri operasyonlarda ve çok daha ileri düzeylerde İHA teknolojisini kullanıyor. Bu teknolojiyi kullanmak, adapte etmek o kadar kolay değil.

Teknolojiyi bu kadar hızlı geliştirmemizdeki en büyük hususlardan bir tanesi ilk günden itibaren arazide askerle birlikte muharebe şartlarını görerek hareket etmemiz. Sınırdışı dahil, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Doğu sınırımızda, üs bölgelerinde geçti. Bu teknolojinin bu kadar başarılı olmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi bizim uçaklarımızın bürokrasinin koridorlarında değil, cephe hattında, sahada, askerle birlikte omuz omuza verdiğimiz mücadeledir.

Selçuk Bayraktar'dan Akıncı TİHA açıklaması: Devrim olacak!