Bülent Ecevit THK'ya neden el koymuştu? İşte tarihi gerçekler

Orman yangınlarını fırsat bilerek el ovuşturan CHP zihniyeti, THK uçakları üzerinden hükümeti hedef aldı. Yiten canlardan bile siyasi prim uman zihniyet, tarihi gerçekleri görmezden gelerek algı operasyonuna kalkıştı. Peki THK hakkındaki tarihi gerçekler neler? Bülent Ecevit THK'ya neden el koymuştu? Sabah yazarı Hilal Kaplan, konuya ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Giriş Tarihi 10 Ağustos 2021, 09:22 Güncelleme 10 Ağustos 2021, 09:31
Bülent Ecevit THK’ya neden el koymuştu? İşte tarihi gerçekler

İÇİNDEKİLER

THK hangarında bulunan 9 tane 1960 model, Canadair CL-215 yangın söndürme uçağının iş göremez olduğu açıklanmıştı. CHP ise bu uçaklar üzerinden bir algı çalışmasına girişerek uçakların iş görebilir olduğunu yaymaya çalıştı. Peki THK hakkındaki tarihi gerçekler neler? İşte Sabah yazarı Hilal Kaplan'ın "THK'ya ilk kayyumu Ecevit atamıştı" adlı köşe yazısı:

Türk Hava Kurumu'nu, "İstikbal göklerdedir" diyerek Atatürk kurdurmuş ama yine "Atatürk çocukları" yönetiminde kurum defalarca yere çakılmış.
"Kamu yararına dernek" statüsündeki THK'nın ülke çapında bini aşkın gayrimenkulü var. Türk Hava Kurumu Üniversitesi var. Ayrıca 382 şubesi, 6 hava eğitim tesisi ve 5 havacılık okulu bulunan devasa bir yapıdan söz ediyoruz. Ancak THK'nın maalesef adını adeta yolsuzlukla eşanlamlı hale getirmiş yöneticiler zinciri de var.

Dönemin Başbakanı Ecevit, kurumdaki yolsuzluğun ve usulsüzlüğün ayyuka çıkması sonucu Kasım 1999'da tüm yöneticileri görevden aldı ve kayyum atadı. O dönemki başbakanlık müfettiş raporunda şöyle deniyordu:

"Zirai ilaçlama ve orman yangınlarıyla mücadele uçağı üretim projesinin, proje yeterliliği ve tecrübesi olmayan ve iflası uluslararası mali denetimlerle de belgelenen İngiliz EPA firmasına verildiği, bu firmanın dört adet personelinin bulunduğu, üretim tesisi ve teknik personelinin olmadığı, dünya piyasalarında tanınan, güvenirliliği ve deneyimi kanıtlanmış firmalar bulunmasına rağmen EPA firmasının seçiminin uygun tercih olmadığı ve bu nedenle Türk Hava Kurumu'nun büyük oranda zarara uğratıldığı konusunda yapılan inceleme sonucunda, THK Genel Başkanı Atilla Taçoy ile diğer sanıkların, malvarlığı devlet malı sayılan THK'yı gelinen noktada, 4 milyon 300 bin dolar ödemek zorunda bırakarak zarara uğrattıkları saptanmıştır. Anılan ihaledeki usulsüzlük nedeniyle sanıkların (17 kişi) TCK uyarınca yargılanmaları ve THK zararının kendilerinden tazmini için yargı yoluna gidilmesi değerlendirilmektedir."

Bakımı yapılmayan uçaklarla pilotlarına zirai ilaçlama yaptıran THK'nın yedi pilotu bu "kaza"larda hayatını kaybetmiş; hiçbir pilotun çalışmak istemediği bir gayya kuyusuna dönüşmüştü.

Takip eden yıllarda da durum değişmedi. Mesela 2014'te göreve başlayan Vacid Öktem, önceki başkan Osman Yıldırım'ın oğlunun düğün parasını dahi kurumdan karşılattığını açıklamıştı. Kurumdaki mali kriz 2019 yılında had safhaya ulaşınca kendi avukatları tarafından devletin kayyum ataması talep edilmişti. 440 milyon liraya varan yolsuzluğun malzeme alımlarından inşaat işlerine, ihalelerden kurs ücretlerine kadar kurumun her yanını sardığı belirlenmişti. THK'nın 10 bankaya olan 1.5 milyar liralık borcu yapılandırılmıştı.

Bir dönem halkın kurban derilerine el koyan, okullarda öğrencilerden zorla bağış toplayan, fitre ve zekâtlara çöken THK'nın orman yangınlarıyla mücadele gibi bir derdi olsaydı, bugün bünyesinde üretimi bile 90'larda durdurulmuş eski püskü uçaklar değil; modern yangınla mücadele uçakları olurdu.

YAZIYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ