Bilal Erdoğan'dan Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanan Mete Gazoz mesajı: Yeni madalyaların kapısı aralandı

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan Vav TV'de önemli mesajlar verdi. Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanan Mete Gazoz'un başarısıyla gurur duyduklarını belirten Erdoğan, "Mete'nin başarısının ne kadar büyük bir başarı olduğunu muhakkak anlatmam lazım. Mete'nin aldığı madalya, ata sporumuz olan yeni bir dalda, ülkemizin madalya kapısını aralamasının habercisidir. Bundan sonra inşallah nice olimpiyat oyunlarında yarışır. Ve inşallah o olimpiyatlarda da aynı başarıları tekrar eder." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 09 Ağustos 2021, 23:22 Güncelleme 09 Ağustos 2021, 23:56
Bilal Erdoğan’dan Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya kazanan Mete Gazoz mesajı: Yeni madalyaların kapısı aralandı

İÇİNDEKİLER

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan Vav TV'nin konuğu oldu.

Erdoğan, Daily Sabah Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Altay ile Lacivert ve Sabit Fikir dergilerinin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Akar'ın sunduğu Millet Kıraathanesi programında önemli değerlendirmeler yaptı.

METE GAZOZ İLE GURUR DUYUYORUZ
Bilal Erdoğan, okçuluk branşında Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanan Mete Gazoz'un başarısıyla gurur duyduklarını belirtti.

Erdoğan şunları söyledi:

"Mete kardeşimiz 22 yaşında. Anne ve babası aynı sporun içinde olan insanlar olduğu için okçulukla hayatını tamamen şekillendirmiş, hedeflerini ona göre kurmuş. Diğer spor dallarına göre; okçulukta olimpiyat düzeyinde altın madalya kazanmak gerçekten çok daha farklı bir başarı. Birçok spor dalında, belirli kişiyi yenebilen sporcu bellidir. Belirli, zamanı tutturabilen, belirli ağırlığı kaldırabilen sporcular bellidir. O adrenalin ve streste genelde sporcu en iyi performansını gösterir. En iyi derecelerinizi orada yapma imkanı bulursunuz. Ama okçuluk öyle değildir.

KALP ATIŞINA DİKKAT ÇEKTİ
Takip edenler görmüştür. Olimpiyatlarda kalp atışını da ölçüyorlar. Finaldeki İtalyan'ın kalp atışını durduğu yerde 168 gördüm ben. Duruyor, koşmuyor, hiçbir şey yapmıyor. Bence ciddi bir kalp atışı. Mete'nin kalp atışı bütün sakinliğine rağmen 140'larda. Ama okçulukta normal şartlarda devamlı 10 atıyor olabilirsiniz. Rüzgarı falan hesaba katmayın. Diyelim ki bunların ötesinde bir tecrübeniz var. Bunların üstesinden geliyorsunuz. Ama psikolojiniz, rakibinizin attığı ok, ondan nasıl etkilendiğiniz o anki moral ve motivasyonunuz… Bunlar var.

"YENİ BİR DALDA MADALYA KAPISI ARALANDI"
Çünkü yayı gerdiğiniz zaman, birkaç saniyelik hedef alma süreniz var. O anı uzattığınız zaman, tedirgin olduğunuz zaman birden bire 9-10 atan bir kişi 5-6'da atabilir. Mete'nin başarısının ne kadar büyük bir başarı olduğunu muhakkak anlatmam lazım. Mete'nin aldığı madalya, ata sporumuz olan yeni bir dalda, ülkemizin madalya kapısını aralamasının habercisidir. Bundan sonra inşallah nice olimpiyat oyunlarında yarışır. Ve inşallah o olimpiyatlarda da aynı başarıları tekrar eder.

"DAHA FAZLA SPORTİF BAŞARI OLACAK"
Son 7-8 yıldır güçlenen altyapı, Mete'nin başarısıyla enerji kazanacak, kendini yukarı taşıyacak. TRT'de yayınlanan 'Tozkoparan' dizisiyle de ivme yakalandı. O zaman, spor kulüpleri 'bize yerlerimiz yetmiyor' şikayetiyle geldi. Ekipman pahalı, onu nasıl ucuzlatabiliriz, bu mücadele devam ediyor. Mete'den sonra yeni bir ivme ve yüklenme olacak ama bunun sonu bereket ve daha fazla sportif başarı olacak. Güney Kore geleneksel okçuluk anlamında bizimle akraba bir gelenek. Türklerin Mançurya bölgesinde olduğu dönemde o sırrı paylaşmışız. Onların geleneksel yayı ile bizim geleneksel yayımız birbirine çok benziyor, bu kadar mesafeye rağmen. Güney Kore daha önceki olimpiyatlarda 4 altın vardı, hepsini aldı. Bu olimpiyatlarda 5 altın vardı, 4'ünü aldı. Biz potaya girdik ve altını almış olduk. Bundan sonra Türkiye, olimpiyatlarda okçuluktan bir değil, birkaç madalya alan, bir süre sonra Güney Kore'yi tahtından edip beşte beş yapan ülke olacak inşallah."

Erdoğan, 2012 yılından bu yana Okçular Vakfı olarak Türkiye'de geleneksel okçuluk rüyasında büyük mesafe aldıklarını ifade etti. Erdoğan, vakıf göreve başladığında Türkiye'de 3 bin civarında faal lisanslı okçunun olduğunu, bugün bu rakamın muhtemelen 20 bini geçtiğini dile getirdi.

Kulüp sayısını, tesisleşmeyi, Türkiye'nin uluslararası müsabakalarda aldığı madalyaları dörde, beşe katladıklarını anlatan Bilal Erdoğan, bu başarının sadece Okçular Vakfı'nın değil, federasyonun ve köklü okçuluk kulüplerinin toplu, çok yönlü çalışmasının neticesi olduğunu aktardı.

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, coğrafya itibariyle geleneksel sporları atıcılık, güreş ve binicilik olarak üçe ayırdıklarını, bu üç omurga üzerinde Türkiye'de geleneksel sporların gelişmesi için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN