Kurban kesmek yerine para verilebilir mi? Kimler kurban kesmekle yükümlüdür? Kimler kurban kesemez?

Kimler kurban kesmekle yükümlüdür? Sorusu merak edilen konular arasında yer aldı. Kurban, sözlükte yaklaşma ve Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmayı ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. İslamiyet'te kurban ibadetini yerine getirmek oldukça önemlidir. Vatandaşlar Kurban Bayramı sürecinde 'Kimler kurban kesmekle hükümlüdür? Kurbanı kimler kesemez? Kurban kesmek yerine para verilebilir mi?' Sorularının yanıtlarını araştırıyor. İşte konu hakkında detaylı bilgiler!

Giriş Tarihi 20 Temmuz 2021, 00:10 Güncelleme 20 Temmuz 2021, 00:10
Kurban kesmek yerine para verilebilir mi? Kimler kurban kesmekle yükümlüdür? Kimler kurban kesemez?

İÇİNDEKİLER

Allah'a yakınlaşmaya vesile olan kurban kesmek önemli ibadetlerden biridir. 2021 Kurban Bayramı'nın idrak edildiği şu günlerde kesim işlemini yapamayacak olanlar sadaka vererek bu ibadetin yerine geçip geçmeyeceğini merak ediyor. Bu nedenle kurban kesmek yerine para verilebilir mi? Sorusuna yanıt arıyor. Kurban kesmekle yükümlü olan ve olmayanlar vardır. İşte ayrıntılar…

KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148). Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, 452-453). Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.

BORÇLUNUN KURBAN KESMESİ GEREKİR Mİ?

Kurban, zorunlu ihtiyaçları ve borçları dışında belirli (nisap) miktarda mala sahip olan kişiye vaciptir. Hz. Peygamber (s.a.s.) imkân bulduğu halde kurban kesmeyenlerle ilgili ağır ifadeler taşıyan hadisiyle (İbn Mâce, Edâhî, 2), bir taraftan kurban ibadetinin imkân bulmaya, güç yetirmeye bağlı olduğunu ifade ederken, bir yandan da güç yetirenin kurban kesmesinin gerektiğine işaret etmektedir. Buna göre kurban ibadetiyle yükümlü olabilmek için belli bir malî imkâna sahip olmak gerekir ki, bunun ölçüsü de kişinin temel ihtiyaçları 18 ve borçlarından başka -nâmî (artıcı) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip geçmediğine bakılmaksızın- 80.18 gram altına ya da bunun değerinde para veya mala sahip olmasıdır. Kişinin malı olmakla birlikte borcu da olsa ve borcu ile asli ihtiyaçları çıktıktan sonra nisap miktarı malı kalsa o kişi kurban keser. Fakat temel ihtiyaçları ve borçları için ayıracağı para haricinde bu kadar bir mala sahip olmayan kişinin kurban kesmesi gerekmez.



YOLCUNUN/SEFERî OLANIN KURBAN KESMESİ GEREKİR Mİ?

Yolcu (seferî), kurban kesmekle mükellef değildir. Ancak kesmesi hâlinde sevabını kazanır. Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla veya başka bir sebeple gitmiş olduğu yerde de kesebilir. Seferî olması, kurban kesmesine ve kestiği kurbanın makbul olmasına engel değildir. Seferî iken kurban kesenler; bayram günleri içinde ikamet ettikleri yere dönerlerse yeniden kurban kesmeleri gerekmez. Kurban bayramının başında mukim iken kurban kesmeden bayram günlerinde sefere çıkana da kurban vacip olmaz. Ancak sefer hâlinde iken 19 kurban kesmeyip de bayram günlerinde ikamet ettikleri yere dönerlerse kurban kesmeleri gerekir. Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara göre seferîlik durumunda da aynı hüküm geçerlidir.



AİLEDE ZENGİN OLAN KARI-KOCADAN HER BİRİNİN AYRI AYRI KURBAN KESMESİ GEREKİR Mİ?

Evde aile reisinin kurban kesmesi ile zengin olan öteki aile fertlerinden kurban vecibesi düşer mi? İslam dininde aile fertleri arasında da olsa mülkiyetin şahsiliği ve dolayısıyla mal ayrılığı esası vardır. Bir aile içinde karı, koca ve çocuklardan her birinin malı ayrı ayrı belirlenmişse kendilerine aittir. Bu itibarla aile fertlerinden karı, koca ve yetişkin çocuklardan kimin borcu ve temel ihtiyaçları dışında -nâmî (artıcı) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip geçmediğine bakılmaksızın- 80.18 gram altını ya da bunun değerinde parası veya malı varsa o kimse zengin sayılır. Bu şartlara göre aile fertlerinden dinen zengin sayılan her biri, fıtır sadakası vermekle mükellef olduğu gibi kurban kesmekle de yükümlüdür. 20 Şâfiî mezhebine göre ise aile için bir kurban kesmek sünnet-i kifâyedir. Dolayısıyla aileden birisinin kurban kesmesi ile hepsi için sünnet yerine gelmiş olur. Bu görüş asgarî derecede nisâba sahip olan aileler için daha uygundur.

BİR KİMSENİN, OĞLUNUN VEYA BİR BAŞKASININ BAĞIŞLADIĞI PARA İLE KURBAN ALIP KESMESİ DURUMUNDA BU, KURBAN SAYILIR MI?

Oğlu veya başkası tarafından kendisine bağış yapılan kimse bu paranın sahibidir. Bağışlanan bu parayı dilediği gibi harcayabilir. İster başka ihtiyaçları için sarf eder, isterse kurbanlık alıp kesebilir. Kesilen bu hayvan, kurban yerine geçer

KURBAN KESMEK YERİNE SADAKA VERMEKLE BU İBADET YERİNE GETİRİLMİŞ OLUR MU?

İbadetlerin kendilerine özgü şekil, şart ve rükünleri olduğu gibi hikmetleri, amaçları ve teşri gerekçeleri de vardır. İbadetlerdeki bu özelliklerin birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Diğer taraftan ibadetler ancak emredildikleri şekliyle yerine getirilir. Kurban ibadeti de ancak kurban olacak hayvanın usûlüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilebilir. Bedelini infak etmek suretiyle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Allah Teâlâ'nın rızasını kazanmak niyetiyle, karşılıksız olarak fakir ve muhtaçlara yardım etmek, iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslümanın önemli vazifelerinden biridir. Zaruret derecesinde ihtiyaç içerisinde bulunan kimseye yardım etmek dinimizde farz kabul edilmiştir. Ancak, bu iki ibadetin birbirinin alternatifi olarak sunulması doğru değildir. Bu sebeple kesme olmadan hayvanı ya da bedelini sadaka olarak yoksullara vermek suretiyle kurban ibadeti ifa edilmiş olmaz.