Diyanet'ten aşı fetvası: Salgında aşı olmamak kul hakkı ihlali mi?

Aşı, koronavirüsle mücadelede en etkin silah iken bazı vatandaşlar çeşitli manipülasyonların da etkisiyle aşı olmaktan uzak duruyor. Diyanet İşleri Başkanlığı vatandaşlardan gelen, 'Toplum sağlığını tehdit eden salgın hastalıklara karşı aşı yaptırmamak kul ve kamu hakkı olarak değerlendirilebilir mi ?" sorusunu yanıtladı. Diyanet'ten yapılan açıklamada "Salgında aşı olmamak kul hakkı ihlalidir" denildi.

Giriş Tarihi 29 Mayıs 2021, 11:02 Güncelleme 29 Mayıs 2021, 11:08
Diyanet’ten aşı fetvası: Salgında aşı olmamak kul hakkı ihlali mi?

İÇİNDEKİLER

Diyanet İşleri başkanlığı'ndan yapılan açıklamada "salgın hastalıklara karşı aşı yaptırmamanın kul ve kamu hakkı olarak" değerlendirildiği ifade edildi.


"Haksız yere bir cana kıymak yasaklandığı gibi bir insana hayat vermek bütün insanlara hayat vermek gibi değerlendirilmiştir. İnsanların kendilerini kendi elleriyle tehlikeye atmaması emredilmiştir.

Her hastalığın mutlaka şifasının yaratıldığını bildiren Hz. Peygamber (s.a.s.) ayrıca "Tedavi olun ey Allah'ın kulları!" buyurarak tedavinin önemine de dikkat çekmiştir. Sağlık otoritelerince "salgın" olarak ilan edilen bir hastalığa karşı gerekli tedbirlerin alınması ve gerekli tedavilerin uygulanması noktasında Müslümanlar üzerlerine düşen görevi yapmakla dinen mesuldürler.

Bilimsel usullere uygun olarak üretilen, alanında uzman hekimlerce salgın hastalıklara karşı koruyucu olduğu belirtilen aşıların kullanımı dinen de uygundur.

Buna göre toplum sağlığını tehlikeye atacağı konusunda galip zan bulunan durumlarda gerekli tedbirlere uymamak, kul ve kamu hakkı ihlali olur."



ÖNLEYİCİ TEDBİRE BAŞVURMALIYIZ
Sabah'ın haberine göre İslam'a göre canın, insana bahşedilen ve korunup kollanması gereken bir emanet olduğunu ifade eden Diyanet, "Şu halde bir Müslüman, öncelikle ruh ve beden sağlığını birtakım hastalık ve rahatsızlıklara karşı korumalı ve bunun için elinden gelen her türlü önleyici tedbire başvurmalıdır.

Gerek kendisinin gerekse diğer insanların sağlığını tehlikeye atacak tutum ve davranışlardan sakınması Müslüman bireyin önemli görevlerinden biridir"
değerlendirmesinde bulundu.



İHMALKAR DAVRANMAK HAK İHLALİDİR
Diyanet ayrıca, Müslüman bireye düşen en önemli vazifelerden birinin kendisi ve çevresindekiler hakkında sorumluluk bilinciyle hareket etmek olduğunu vurgulayarak, "Özellikle hastalığı bulaşıcı ise yayılmasının ve başka insanlara bulaşmasının önüne geçilmeli.

Bu konuda ihmalkâr davranıp kendimize ve başkalarına zarar vermek, kul ve kamu hakkının ihlal edilmesi olup büyük bir vebaldir. Zira dinimizde kişinin kendisine de başkalarına da zarar vermesi yasaklanmıştır" denildi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN