Adana Ramazan imsakiyesi 2021! Adana iftar vakti ve sahur saatleri! İlk sahur ve iftar saat kaçta?

Adana iftar vakti ve sahur saatleri 2021 hakkındaki araştırmalar hız kazanmaya başladı. İslam alemi 11 Ayın Sultanı olan Ramazan ayını ibadetlerle geçirecek. Oruç ibadetlerini yerine getirecek olan milyonlarca kişi sahur vakitleri hakkında arama motorlarında araştırmalarını sürdürüyor. Bu noktada, Adana'da ikamet eden ve sahura kalkacak olan vatandaşlar Adana iftar vakti ve sahur saatleri 2021 ile ilgili aratmalar yaparak sahur saatini öğrenmek istiyor. İşte 2021 Adana imsakiye!

Giriş Tarihi 12 Nisan 2021, 13:10 Güncelleme 12 Nisan 2021, 21:28
Adana Ramazan imsakiyesi 2021! Adana iftar vakti ve sahur saatleri! İlk sahur ve iftar saat kaçta?

İÇİNDEKİLER

Adana sahur ve iftar saat kaçta? Adana iftar vakti ve sahur saatleri 2021 hakkındaki araştırmalar o ilde yaşayan, imsakiye ve sahur saatlerini merak edenler tarafından araştırılmaya başlandı. İslam alemi tarafından büyük bir heyecanla beklenen Ramazan ayı için geri sayım sona erdi. Dünya genelinde milyonlarca Müslüman Kur'an-ı Kerim'in indiği, İslam'ın temel ibadetlerinden olan orucun tutulduğu, Müslümanlar için en kutsal ay olan "On Bir Ayın Sultanı" Ramazan-ı Şerif, İslam alemi tarafından ibadetlerle geçirecek. Bu kapsamda Adana ilinde yaşayan vatandaşlar Adana iftar vakti ve sahur saatlerini öğrenmek istiyor. İşte 2021 Adana imsakiye!

ADANA İFTAR VAKTİ VE SAHUR SAATLERİ 2021

ADANA VE TÜM İLLERİN İMSAKİYE BİLGİLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

RAMAZAN AYININ ÖNEMİ

Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin ebedi mutluluğun kapısını açar. Cehennemden kurtuluş beratını alarak zaman ve mekân cennetine doğru yol alır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:

"Ramazan Ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar."

3 Aylar'ı uğurladığımız Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlarıyla Kur'an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı hidayete ve mutluluğa ulaştırmak için insanlığa gönderilen Kur'an-ı Kerim'in bu ayda inmeye başlamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca İslam'ın temel esaslarından biri olan oruç ibadetinin bu ayda yerine getirilmesinden dolayıdır.

ORUCUN SAĞLIĞA FAYDALARI NELERDİR?

Orucun, insanın ruh sağlığına ve mânevî hayatına verdiği bâzı faydaları şöylece sıralayabiliriz:

* Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şey'e saldırmak ve bulduğunu yutmakla da mânevî hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, o nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar.

İşte Ramazan-ı şerîf'te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. İlâhî emre boyun eğerek helâl işleri bile terk ettiğinden, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar mânevî ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.

* İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te'min, rızkını bulmak için seferber olur. Bütün duygularıyla midesini düşünür hâle gelmesi ise, insanı mânen alçaltır, hayvancasına bir hayatın sâhibi kılar.

İşte Ramazan-ı Şerîf orucuyla, her müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te'min etmek olmadığını anlar. Her bir duygu ve cihazını, kendine mahsus ibâdet ve ulvî vazifelerinde istihdam eder. Bu sebeble, Ramazan-ı şerîf'te mü'minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler…