Gene bir anket... Optimar yapmış...
Tayyip Erdoğan'ın karşısına kim çıkarsa ne kadar oy alır?
İmamoğlu çıkarsa, Erdoğan yüzde 53.7, Ekrem Bey yüzde 46...
Mansur Yavaş çıkarsa, Erdoğan yüzde 55.2, Mansur Bey yüzde 44.8...
Sıkı durun:
Abdullah Gül çıkarsa, Erdoğan yüzde 76.7, Abdullah Bey yüzde 23.7!
Akşener çıkarsa da, Erdoğan yüzde 63.8, Meral Hanım yüzde 37.2...
Hepsi Abdullah Gül'ü geçiyor, hepsi...
Muharrem İnce kendi partisini çıkmaz ayın son çarşambasında belki kuracağı için onu sormamışlar.
Mustafa Sarıgül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi isimleri de sormaya bile gerek görmemişler.
Vallahi ben olsam Doğu Perinçek'i de sorardım. Hoşluk olsun.
Gırgır olsun diye Kılıçdaroğlu'nu bile sorardım.
Görüldüğü gibi seçimi Erdoğan gümbür gümbür kazanıyor, bunun başka bir izah tarzı yoktur.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür'ün dün kaleme aldığı "Yeni partilerden hangisi daha şanslı?" adlı köşe yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde iktidar olmak için yüzde 50 artı 1 gerekiyor. Bu da partileri daha makul siyaset üretmeye ve asgari müştereklerde ittifak yapmaya zorluyor. Bu tablo ister istemez geri planda kalmış partilerle, siyasi aktörlerin de önünü açıyor. Öyle ki, son iki yıl içinde bu fırsatı kaçırmak istemeyen 20'yi aşkın yeni parti kuruldu.
Kuşkusuz kurulan her parti ittifak hesaplarına katılabilecek performansı göstermeyebilir ama şimdiden küçük oranlarda da olsa bazıları kamuoyu yoklamalarına girmiş durumda. Bu açıdan ilk sıralarda anamuhalefet partisi CHP'nin özel ilgisine mazhar olan yüzde 0.6'lık Gelecek Partisi ile yüzde 1'ler civarında dolaşan Deva Partisi var.
Ancak yeni kurulan partiler sadece bu iki partiden ibaret değil. Geçen dönem CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce'nin kuracağı Memleket Partisi, yeniden siyaset arenasına dönen Mustafa Sarıgül'ün Türkiye Değişim Partisi, CHP'den ihraç edilen Öztürk Yılmaz'ın geçen ağustos ayında kurduğu Yenilik Partisi ve İbrahim Çelebi'nin yeniden canlandırmaya çalıştığı Anavatan Partisi önümüzdeki süreçte ittifak hesaplarına öyle veya böyle katılabilecek partilerden...
Bu partilerden bazıları daha kurulmadan anketlere yansımış bile... Siyasetin nabzını her ay yaptığı araştırmalarla ölçen, Hilmi Daşdemir yönetimindeki Optimar'ın son çalışmasında bu açıdan ilginç veriler var. Onlardan ilki, "Yeni bir partiye ihtiyaç var mı?" sorusuyla ortaya konuyor. Onca parti kurulmasına rağmen hâlâ toplumun yüzde 14 gibi önemli bir kesimi yeni bir partiye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Burada ilginç olan ayrıntı ise arayışın daha çok muhalefet cephesinde olması. Yeni parti kurulmasını isteyenlerin oranı AK Parti'de yüzde 4 iken CHP'de yüzde 16, İYİ Parti'de yüzde 14, HDP'de ise yüzde 30 civarında. Bu veriyi, "Muharrem İnce'ye oy verir misiniz?" sorusuna verilen cevaplar da destekliyor.
Daha partisi kurulmadan yüzde 14.8'lik bir kitle "İnce'ye oy verebilirim" diyor. Peki, hangi partilerden oy alıyor? AK Parti'den yüzde 3.5, CHP'den yüzde 41.1, İYİ Parti'den yüzde 18.2. İnce en az oyunu HDP'den alıyor; yüzde 8.8... Bu tablo, İnce'nin partisini kurduktan sonra yeni kurulan partiler arasından ilk sıyrılacak parti olacağının işareti. O işaretin ittifak dengelerini, aday hesaplarını nasıl etkileyeceğini ise önümüzdeki süreçte göreceğiz.
"TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR?"
Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç, geçtiğimiz günlerde Optimar'ın "Türkiye'nin en önemli sorunu nedir" sorusuna cevap aradığı anketin çarpıcı sonuçlarını köşesine taşıdı. Ankette, ekonomi, korona, işsizlik, demokrasi gibi seçenekleri seçen vatandaşların yüzdesi dikkat çekti. İşte son anket sonuçlarına göre sokağın nabzı.
Engin Ardıç'ın dikkat çeken köşe yazısı şöyle:
Gene bir araştırma yapılmış, "Türkiye'nin en önemli sorunu nedir" sorusuna cevap aranmış.
Yapan, Optimar adında bir şirket.
"Necidir", yani iktidardan yana mıdır muhalefetten yana mıdır bilmem.
Katılanların yüzde 35.3'ü "ekonomi" demiş.
Demek ki halkın yarısından fazlası ekonomik sıkıntıyı kendine fazla dert etmiyor. Sıkıntı var olmasına var da iddia edildiği gibi korkunç boyutlarda değil.
Çöp tenekelerinden yiyecekleri ancak kimsesiz sokak köpekleri için topluyorlar.
"Korona" diyenler yüzde 29.9...
Yarısı bile değil, üçte birinden bile az.
Demek ki "benden büyük mü" yaklaşımı geçerliliğini koruyor...
"İşsizlik" diyenler yüzde 10.5..
Ama sen de muhalif basını hiç dinlemiyorsun aziz halkım, adamlar yırtınıyorlar "öldük bittik mahvolduk" diye, sen hayır diyorsun.
Yüzde 8.3 "terör" demiş. PKK geriletildikçe bunu da iplemiyorlar.
Yüzde 5.2 "eğitim" demiş.
Şimdi sıkı durun:
"Demokrasi" diyenler hepi topu yüzde 2.4...
Halkın yüzde 98'i bir "demokrasi sorunu" yaşamıyor.
"Suriyeliler'i" de Kemalist faşistlerimiz kadar dert etmiyorlar, bunları en önemli sorun olarak görenlerin oranı yalnızca yüzde 0.8...
Muhalefet çok üzülmüştür.
"Eski Marksist yeni liberal" vatandaşlar da.
