Türkiye denizlerde gücünü artırıyor! İlk Silahlı İnsansız Deniz Aracı'mız (SİDA) üretildi

Yeni milli silahımızla TSK'nın vurucu gücü artıyor. Türkiye'nin ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı'nın (SİDA) prototipi üretildi. 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip SİDA'nın denizdeki testleri başlıyor. Keşif, suüstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort, kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği, gözetleme ve istihbarat gibi görevlerin icrasında etkin rol alması beklenen SİDA'lar, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerini de barındırıyor. İşte Silahlı İnsansız Deniz Aracı'mızın teknik özellikleri...

Giriş Tarihi 15 Aralık 2020, 18:58 Güncelleme 15 Aralık 2020, 19:26
Türkiye denizlerde gücünü artırıyor! İlk Silahlı İnsansız Deniz Aracı’mız SİDA üretildi

İÇİNDEKİLER

Türkiye, yerli ve milli savunma sanayisiyle yeni nesil silah geliştirerek düşmanlarına korku salmaya devam ediyor. Antalya merkezli ARES Tersanesi ile Ankara merkezli METEKSAN Savunma firmasının birlikte ürettiği Türkiye'nin ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı'nın (SİDA) prototipi, bu ay sonu denize indirilecek. Milli füze sistemleri üreticisi Roketsan tarafından sağlanan 4 adet Cirit ve 2 adet L-UMTAS füze sistemleri eklenecek SİDA'nın denizdeki testleri iki ay sürecek.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

Antalya Serbest Bölge'de faaliyet gösteren ARES Tersanesi ve Ankara merkezli METEKSAN Savunma'nın, birkaç yıldır devam eden araştırma-geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri neticesinde İnsansız Deniz Araçları (İDA) alanında, Türkiye'nin ilk insansız muharip deniz aracının prototip üretimi tamamlandı. ULAQ adı verilen SİDA'ya Roketsan tarafından sağlanan 4 adet Cirit ve 2 adet L-UMTAS füze sistemleri eklenerek, bu ay sonuna doğru deniz testlerine başlanacak.

NERELERDE KULLANILABİLECEK?

400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip ve gelişmiş kompozit malzemeden üretilen SİDA, keşif, gözetleme ve istihbarat, su üstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort ve kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği gibi görevlerin icrasında karadan mobil araçlarla ve karargah komuta merkezinden veya uçak gemisi, fırkateyn gibi yüzer platformlardan kullanılabilecek.

YAPAY ZEKA

SİDA, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerinin yanı sıra, elektronik harp, jamming (parazit bozma) gibi farklı tiplerde faydalı yükler ve farklı haberleşme ve istihbarat sistemleriyle donatılabilecek. Bununla birlikte, kendisi ile eş veya farklı yapıya sahip diğer SİDA'larla operasyon yapma, İHA, SİHA, TİHA'lar ve insanlı hava araçları ile müşterek harekat kabiliyetine sahip olabilecek. SİDA uzaktan kontrol edilen insansız deniz aracı olmanın yanı sıra, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılacak.

AY SONU DENİZE İNDİRİLECEK

Sadece uzaktan kontrol edilen bir insansız deniz aracı olmanın haricinde, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılan SİDA, bu ayın sonunda denize inecek. SİDA'nın Roketsan güdümlü mermileri ile atış testleri de mart ayında gerçekleştirilecek.

Ares Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç yaptığı açıklamada, uzaktan komutalı ya da otonom olarak hareket edebilen Türkiye'nin ilk milli SİDA'sını üretmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.

SİDA'yı yaparken özellikle Ege ve Akdeniz'de görev yapmasını hedeflediklerini anlatan Alanç, "Ege'deki karasuları problemlerinde, çok sıklıkla yaşanan kayalık krizlerinde, bu alanlarda çok daha rahatlıkla görev yapabilecek ve radar imzası denilen düşman kuvvetleri tarafından görülmesi çok düşük olasılıklı olan bir bot. Adaların arkasını adeta bizim için ayrı bir göz olarak gözetleyebilecek, istihbarat toplayabilecek hem de güdümlü mermi angajmanı yapabilecek bir bot." ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 3 yıl önce SİDA yapma hayaliyle yola çıktıklarını kaydeden Alanç, şöyle konuştu:

"İlk senesi bizim literatür taraması ve saha taraması ile geçirdiğimiz bir süreç oldu. Dünyada 'kim neler yapmış, neleri geliştiriyor?' onu inceledik. 'Bunun üzerine nasıl çıkabiliriz, milli imkanlarla nasıl yapabiliriz?' diye araştırdık. İnsansız araçlarda özellikle yerli ve millilik çok çok önemli. Bu aslında bir deniz aracından çok silah. Bu silahın uzaktan komuta ile otonom olarak hareket ederken size dönmeyeceğini, sizin istediğiniz angajmanı gerçekleştireceğine mutlaka emin olmanız gerekir. Literatür çalışmasının sonunda prototip tasarladık. Bu noktada milli teknoloji geliştiren firmaları araştırdık. Meteksan savunma karşımıza çıktı. Ar-ge yatırımları ile yakından tanıyoruz. Meteksan savunma ile verimli bir proje yaptık. Komuta kontrol sistemleri, otonom sistemler, yerli yazılımların geliştirilmesi, milli kriptolu haberleşme alt yapısının sağlanması konusunda Meteksan savunmanın büyük payı var."

İnsansız araçların son dönemlerde Türkiye'nin katıldığı operasyonlardaki başarısının çok net bir şekilde görüldüğünü kaydeden Alanç, "Bu ayın sonunda denize inecek. Uzaktan komuta ve otonom sistemlerin deneylerine, tecrübelerine başlayacağız. Mart ayında Roketsan güdümlü mermileri ile atış testlerini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Öncelikli isteğimiz TSK'nın hizmetine girmesi. Uygun görüldüğü takdirde bunu sağlamaya hazırız. Üretim kapasitesi anlamında yüksek sayılarda da bunu sağlayabiliriz." diye konuştu.

"DÜNYADA BUNUN BİR ÖRNEĞİ YOK"

Öncelikle silahlı insansız deniz aracıyla başladıklarını anlatan Alanç, şunları söyledi:

"Dünyada bunun bir örneği yok. Ülkemizi dünya savunma arenasında daha iyi temsil etmesi için bu ürünle çıktık. En zoruyla çıktık. Bundan sonra ürünü çeşitlendireceğiz. Elektronik harp kabiliyetli, keşif karakol gözetleme istihbarat toplama kabiliyetli, insani yardım amaçlı, yangın söndürme, tahliye, kazazedeleri kurtarmak için uzaktan komutalı, mayın tarama deniz altı savunma harbi kabiliyetli gibi botların da tasarımını tamamladık."

Meteksan Savunma Genel Müdür Yardımcısı Erdal Torun, şirketleri bünyesinde insansız hava araçları ve füze sistemlerinde kullanılan birçok alt yapı sistemleri üretildiğini belirtti.

"ÜLKEMİZE BÜYÜK BİR GÜÇ KATACAKTIR"

Türkiye'de bu sistemlerin kullanılmasından gurur duyduklarını kaydeden Torun, "Bugünün asimetrik harplerinde görünmeden görmek, vurulmadan vurmak esastır. Bu da otonom sistemlerin genel özelliklerinden bir tanesidir. Otonom sistemler yalnızca uzaktan kumanda edilen sistemler değildir. Bunlar tamamen yapay zeka ile taçlandırılmış, akıllı hale getirilmiş muharebe sahasında, savaş ortamında kendisini otomatik olarak sevk ve idare edecek sistemlerdir." değerlendirmesi yaptı.

Bu projede deniz aracının bütün hareketlerini kontrol altına tutabilecek uzaktan sevk ve idare edebilecek komuta kontrol sisteminin mevcut olduğuna değinen Torun, "Bu sistemleri otonom olarak kullanabilmek için yazılımlara ve ürettiğiniz donanımlara sahip olmanız, kullanıcının isteklerini bunun üzerine inşa etmeniz gerekmektedir. Milliliğin ana unsurlarından bir tanesi sizin düşman tarafından karıştırılmaya karşı dayanıklı sistemleriniz olmasıdır. SİDA elektronik harbe dayanıklı olarak inşa edilmiştir. GPS karıştırmalara karşı sistemleri bu platformda yer alacak. Kendimize özgü, kendimizin kontrol edebildiği bir sistem. Milli olarak inşa ettik. Türkiye'nin ilk insansız silahlı deniz aracı ülkemize büyük bir güç katacaktır." ifadesini kullandı.

ÜÇ YIL ÖNCEKİ HAYAL

Türkiye'nin ilk SİDA'sının üç yıl önce kurulan bir hayal sonucu olduğu belirten ARES Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç, "Tabi sadece silahlı ile kalmadı, üç yıl önce gördüğümüz hayalin üzerine çok yoğun ön tasarım çalışmaları gerçekleştirdik, yaklaşık 2 yıl sürdü. Bir prototiple yürümeye karar verdik, füze sistemleriyle donatılmış prototip silahlı insansız deniz aracı geliştirdik. ULAQ serisinin ilk ürünü oldu. Farklı silahsız tasarımlarımızda, mevcut İHA'larda olduğu gibi İDA'larımız mevcut. Bunları da yakın zamanda denize indirmeyi planlıyoruz" dedi.

MİLLİ VE YERLİ SİSTEM

İhracat odaklı askeri gemi ve performans botlarında uzman bir tersane olarak gövde formu ve tekne tasarımında çok hızlı ilerlediklerini anlatan Alanç, "Millilik ve yerlilik ilk önceliğimizdi. Özellikle uzaktan komutalı sistemlerde bu sistemin muharebe sisteminde karıştırmaya dayanıklı olması lazım, düşman kuvvetlerinin eline geçmemesi ve size dönmemesi lazım. En büyük özelliği bu. Savunma sanayimizin bir diğer güzide firması METEKSAN Savunma firmasıyla tanıştık. Çok verimli bir işbirliğine dönüştü. Her iki firma da kendi öz sermayeleriyle bu taşın altına elini koydu ve bu Ar-Ge projesi hayata geçti" diye konuştu.

DENİZDEKİ TESTLERİ İKİ AY SÜRECEK

11 metrelik SİDA'nın gemi fırkateynleri, uçak gemilerinden denize atılıp görevlendirilmesi için daha küçük boyutlarda olmasını tercih ettiklerini kaydeden Alanç, "Sürati 65 km, bu rahatlıkla iki katına çıkarılabilir. Gövdesi saatte 120-130 km hıza dayanabilecek bir gövde, çok dayanıklı. Menzil 400 km yakıtla sınırlı ve rahatlıkla iki katına çıkarabilir. Önceliğimiz bu prototipin kendini ispat etmesi, başarılı bir füze atışı gerçekleştirmesi ve denizdeki görevlerini başarıyla ifa edebilmesi. Prototipte sona gelindi ve bu ay sonunda denize indireceğiz. Yaklaşık iki ay süren yoğun test tecrübe faaliyetine girişeceğiz. Özellikle uzaktan komuta ve otonom sistemlerini deneyeceğiz" dedi.

OTONOM SİSTEMLER

İHA'lar ve füze mühimmat sistemleri gibi birçok platformda ana alt sistemlerinin kullanıldığını belirten SİDA projesinin ortak firması METEKSAN Genel Müdür Yardımcısı Dr. Erdal Torun, "Bugün bunları gururla sahada görmekteyiz. Bu yeteneklerimizi insansız deniz araçlarında da uygulamak ve mavi vatanın savunmasında ortaya ürün koymak için ARES Tersanesi'yle birlikte yola çıktık. Esasen bu deniz aracı içindeki haberleşme seri sefer sistemleri, görev bilgisayarları, komuta kontrol yazılımları ve otonom algoritmaları gibi birçok uygulamayı deniz aracı üzerine donatmaktayız" diye konuştu.

SÜRÜ HALİNDE KULLANILABİLECEK

Sahilden bu deniz aracını sevk ve idare eden sahil komuta kontrol istasyonunda da benzer donanımları oluşturduklarını anlatan Dr. Erdal Torun, "Kaptan ve nişancı konsolları, görev bilgisayarları, gemi ve kontrol istasyonu arasındaki haberleşmenin kesintisiz ve dayanıklı yapılması için kendi ürünümüz veri linklerini kullanarak bu çalışmada yer almaktayız. Otonom sistemler sadece uzaktan kontrol edilen sistem değil. Kendisinin birçok algoritmayı üzerinde barındıran ve zor koşullar, zor coğrafya ve adalar bölgesinde özellikle bir görevi icra edecek şekilde gücümüze güç katacaktır. Birden fazla SİDA'nın aynı anda sürü biçiminde sevk ve idare edilebilmesi bize mavi vatan ve adalar bölgesinde büyük üstünlük sağlayacaktır" dedi.

Türkiye, yerli ve milli savunma sanayisiyle yeni nesil silah geliştirerek düşmanlarına korku salmaya devam ediyor. Antalya merkezli ARES Tersanesi ile Ankara merkezli METEKSAN Savunma firmasının birlikte ürettiği Türkiye'nin ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı'nın (SİDA) prototipi, bu ay sonu denize indirilecek. Milli füze sistemleri üreticisi Roketsan tarafından sağlanan 4 adet Cirit ve 2 adet L-UMTAS füze sistemleri eklenecek SİDA'nın denizdeki testleri iki ay sürecek.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

Antalya Serbest Bölge'de faaliyet gösteren ARES Tersanesi ve Ankara merkezli METEKSAN Savunma'nın, birkaç yıldır devam eden araştırma-geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri neticesinde İnsansız Deniz Araçları (İDA) alanında, Türkiye'nin ilk insansız muharip deniz aracının prototip üretimi tamamlandı. ULAQ adı verilen SİDA'ya Roketsan tarafından sağlanan 4 adet Cirit ve 2 adet L-UMTAS füze sistemleri eklenerek, bu ay sonuna doğru deniz testlerine başlanacak.

NERELERDE KULLANILABİLECEK?

400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip ve gelişmiş kompozit malzemeden üretilen SİDA, keşif, gözetleme ve istihbarat, su üstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort ve kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği gibi görevlerin icrasında karadan mobil araçlarla ve karargah komuta merkezinden veya uçak gemisi, fırkateyn gibi yüzer platformlardan kullanılabilecek.

YAPAY ZEKA

SİDA, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerinin yanı sıra, elektronik harp, jamming (parazit bozma) gibi farklı tiplerde faydalı yükler ve farklı haberleşme ve istihbarat sistemleriyle donatılabilecek. Bununla birlikte, kendisi ile eş veya farklı yapıya sahip diğer SİDA'larla operasyon yapma, İHA, SİHA, TİHA'lar ve insanlı hava araçları ile müşterek harekat kabiliyetine sahip olabilecek. SİDA uzaktan kontrol edilen insansız deniz aracı olmanın yanı sıra, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılacak.

AY SONU DENİZE İNDİRİLECEK

Sadece uzaktan kontrol edilen bir insansız deniz aracı olmanın haricinde, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılan SİDA, bu ayın sonunda denize inecek. SİDA'nın Roketsan güdümlü mermileri ile atış testleri de mart ayında gerçekleştirilecek.

Ares Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç yaptığı açıklamada, uzaktan komutalı ya da otonom olarak hareket edebilen Türkiye'nin ilk milli SİDA'sını üretmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.

SİDA'yı yaparken özellikle Ege ve Akdeniz'de görev yapmasını hedeflediklerini anlatan Alanç, "Ege'deki karasuları problemlerinde, çok sıklıkla yaşanan kayalık krizlerinde, bu alanlarda çok daha rahatlıkla görev yapabilecek ve radar imzası denilen düşman kuvvetleri tarafından görülmesi çok düşük olasılıklı olan bir bot. Adaların arkasını adeta bizim için ayrı bir göz olarak gözetleyebilecek, istihbarat toplayabilecek hem de güdümlü mermi angajmanı yapabilecek bir bot." ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 3 yıl önce SİDA yapma hayaliyle yola çıktıklarını kaydeden Alanç, şöyle konuştu:

"İlk senesi bizim literatür taraması ve saha taraması ile geçirdiğimiz bir süreç oldu. Dünyada 'kim neler yapmış, neleri geliştiriyor?' onu inceledik. 'Bunun üzerine nasıl çıkabiliriz, milli imkanlarla nasıl yapabiliriz?' diye araştırdık. İnsansız araçlarda özellikle yerli ve millilik çok çok önemli. Bu aslında bir deniz aracından çok silah. Bu silahın uzaktan komuta ile otonom olarak hareket ederken size dönmeyeceğini, sizin istediğiniz angajmanı gerçekleştireceğine mutlaka emin olmanız gerekir. Literatür çalışmasının sonunda prototip tasarladık. Bu noktada milli teknoloji geliştiren firmaları araştırdık. Meteksan savunma karşımıza çıktı. Ar-ge yatırımları ile yakından tanıyoruz. Meteksan savunma ile verimli bir proje yaptık. Komuta kontrol sistemleri, otonom sistemler, yerli yazılımların geliştirilmesi, milli kriptolu haberleşme alt yapısının sağlanması konusunda Meteksan savunmanın büyük payı var."

İnsansız araçların son dönemlerde Türkiye'nin katıldığı operasyonlardaki başarısının çok net bir şekilde görüldüğünü kaydeden Alanç, "Bu ayın sonunda denize inecek. Uzaktan komuta ve otonom sistemlerin deneylerine, tecrübelerine başlayacağız. Mart ayında Roketsan güdümlü mermileri ile atış testlerini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Öncelikli isteğimiz TSK'nın hizmetine girmesi. Uygun görüldüğü takdirde bunu sağlamaya hazırız. Üretim kapasitesi anlamında yüksek sayılarda da bunu sağlayabiliriz." diye konuştu.

"DÜNYADA BUNUN BİR ÖRNEĞİ YOK"

Öncelikle silahlı insansız deniz aracıyla başladıklarını anlatan Alanç, şunları söyledi:

"Dünyada bunun bir örneği yok. Ülkemizi dünya savunma arenasında daha iyi temsil etmesi için bu ürünle çıktık. En zoruyla çıktık. Bundan sonra ürünü çeşitlendireceğiz. Elektronik harp kabiliyetli, keşif karakol gözetleme istihbarat toplama kabiliyetli, insani yardım amaçlı, yangın söndürme, tahliye, kazazedeleri kurtarmak için uzaktan komutalı, mayın tarama deniz altı savunma harbi kabiliyetli gibi botların da tasarımını tamamladık."

Meteksan Savunma Genel Müdür Yardımcısı Erdal Torun, şirketleri bünyesinde insansız hava araçları ve füze sistemlerinde kullanılan birçok alt yapı sistemleri üretildiğini belirtti.

"ÜLKEMİZE BÜYÜK BİR GÜÇ KATACAKTIR"

Türkiye'de bu sistemlerin kullanılmasından gurur duyduklarını kaydeden Torun, "Bugünün asimetrik harplerinde görünmeden görmek, vurulmadan vurmak esastır. Bu da otonom sistemlerin genel özelliklerinden bir tanesidir. Otonom sistemler yalnızca uzaktan kumanda edilen sistemler değildir. Bunlar tamamen yapay zeka ile taçlandırılmış, akıllı hale getirilmiş muharebe sahasında, savaş ortamında kendisini otomatik olarak sevk ve idare edecek sistemlerdir." değerlendirmesi yaptı.

Bu projede deniz aracının bütün hareketlerini kontrol altına tutabilecek uzaktan sevk ve idare edebilecek komuta kontrol sisteminin mevcut olduğuna değinen Torun, "Bu sistemleri otonom olarak kullanabilmek için yazılımlara ve ürettiğiniz donanımlara sahip olmanız, kullanıcının isteklerini bunun üzerine inşa etmeniz gerekmektedir. Milliliğin ana unsurlarından bir tanesi sizin düşman tarafından karıştırılmaya karşı dayanıklı sistemleriniz olmasıdır. SİDA elektronik harbe dayanıklı olarak inşa edilmiştir. GPS karıştırmalara karşı sistemleri bu platformda yer alacak. Kendimize özgü, kendimizin kontrol edebildiği bir sistem. Milli olarak inşa ettik. Türkiye'nin ilk insansız silahlı deniz aracı ülkemize büyük bir güç katacaktır." ifadesini kullandı.

ÜÇ YIL ÖNCEKİ HAYAL

Türkiye'nin ilk SİDA'sının üç yıl önce kurulan bir hayal sonucu olduğu belirten ARES Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç, "Tabi sadece silahlı ile kalmadı, üç yıl önce gördüğümüz hayalin üzerine çok yoğun ön tasarım çalışmaları gerçekleştirdik, yaklaşık 2 yıl sürdü. Bir prototiple yürümeye karar verdik, füze sistemleriyle donatılmış prototip silahlı insansız deniz aracı geliştirdik. ULAQ serisinin ilk ürünü oldu. Farklı silahsız tasarımlarımızda, mevcut İHA'larda olduğu gibi İDA'larımız mevcut. Bunları da yakın zamanda denize indirmeyi planlıyoruz" dedi.

MİLLİ VE YERLİ SİSTEM

İhracat odaklı askeri gemi ve performans botlarında uzman bir tersane olarak gövde formu ve tekne tasarımında çok hızlı ilerlediklerini anlatan Alanç, "Millilik ve yerlilik ilk önceliğimizdi. Özellikle uzaktan komutalı sistemlerde bu sistemin muharebe sisteminde karıştırmaya dayanıklı olması lazım, düşman kuvvetlerinin eline geçmemesi ve size dönmemesi lazım. En büyük özelliği bu. Savunma sanayimizin bir diğer güzide firması METEKSAN Savunma firmasıyla tanıştık. Çok verimli bir işbirliğine dönüştü. Her iki firma da kendi öz sermayeleriyle bu taşın altına elini koydu ve bu Ar-Ge projesi hayata geçti" diye konuştu.

DENİZDEKİ TESTLERİ İKİ AY SÜRECEK

11 metrelik SİDA'nın gemi fırkateynleri, uçak gemilerinden denize atılıp görevlendirilmesi için daha küçük boyutlarda olmasını tercih ettiklerini kaydeden Alanç, "Sürati 65 km, bu rahatlıkla iki katına çıkarılabilir. Gövdesi saatte 120-130 km hıza dayanabilecek bir gövde, çok dayanıklı. Menzil 400 km yakıtla sınırlı ve rahatlıkla iki katına çıkarabilir. Önceliğimiz bu prototipin kendini ispat etmesi, başarılı bir füze atışı gerçekleştirmesi ve denizdeki görevlerini başarıyla ifa edebilmesi. Prototipte sona gelindi ve bu ay sonunda denize indireceğiz. Yaklaşık iki ay süren yoğun test tecrübe faaliyetine girişeceğiz. Özellikle uzaktan komuta ve otonom sistemlerini deneyeceğiz" dedi.

OTONOM SİSTEMLER

İHA'lar ve füze mühimmat sistemleri gibi birçok platformda ana alt sistemlerinin kullanıldığını belirten SİDA projesinin ortak firması METEKSAN Genel Müdür Yardımcısı Dr. Erdal Torun, "Bugün bunları gururla sahada görmekteyiz. Bu yeteneklerimizi insansız deniz araçlarında da uygulamak ve mavi vatanın savunmasında ortaya ürün koymak için ARES Tersanesi'yle birlikte yola çıktık. Esasen bu deniz aracı içindeki haberleşme seri sefer sistemleri, görev bilgisayarları, komuta kontrol yazılımları ve otonom algoritmaları gibi birçok uygulamayı deniz aracı üzerine donatmaktayız" diye konuştu.

SÜRÜ HALİNDE KULLANILABİLECEK

Sahilden bu deniz aracını sevk ve idare eden sahil komuta kontrol istasyonunda da benzer donanımları oluşturduklarını anlatan Dr. Erdal Torun, "Kaptan ve nişancı konsolları, görev bilgisayarları, gemi ve kontrol istasyonu arasındaki haberleşmenin kesintisiz ve dayanıklı yapılması için kendi ürünümüz veri linklerini kullanarak bu çalışmada yer almaktayız. Otonom sistemler sadece uzaktan kontrol edilen sistem değil. Kendisinin birçok algoritmayı üzerinde barındıran ve zor koşullar, zor coğrafya ve adalar bölgesinde özellikle bir görevi icra edecek şekilde gücümüze güç katacaktır. Birden fazla SİDA'nın aynı anda sürü biçiminde sevk ve idare edilebilmesi bize mavi vatan ve adalar bölgesinde büyük üstünlük sağlayacaktır" dedi.