Türkiye’nin gücü yetimlerin duası

Dünya ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’ derken, Türkiye, İdlib’de akan kanı durdurabilmek için elini taşın altına koydu. Milyonlarca savaş mağdurunu topraklarında misafir eden Türkiye, sınırına kadar gelerek ay yıldızın gölgesine sığınan mazlumlar için de yeni bir hayat umudu yeşertti.

Giriş Tarihi 13 Ağustos 2020, 07:25 Güncelleme 13 Ağustos 2020, 07:25
Türkiye’nin gücü yetimlerin duası

İÇİNDEKİLER

AFAD ve Kızılay'ın İdlib'in Sarmada ilçesinde kurduğu ekmek fırınında günde 110 bin ekmek üretiliyor. Daha fazla insanın karnı doyabilsin diye fırında, ekmek üretimi gece saatlerinde başlıyor. Ekmekler Kızılay ve AFAD tarafından kurulan kamplardaki insanlara dağıtılıyor. Yerel halktan 28 kişinin çalıştığı fırında kullanılan un Türkiye'den gidiyor.

TÜRKİYE EKMEĞİNİ PAYLAŞIYOR
Türkiye'den götürülen unla fırınlarda yapılan sıcacık ekmekler Kızılay ve AFAD tarafından kurulan kamplardaki insanlara dağıtılıyor. AFAD'ın Cinderes'te bulunan Muhammediye Kampı da o noktalardan biri. Çadırkentte kalan insanlar bölgedeki tarım arazilerinde çalışıyor, Türkiye, kamp içinde eğitim ve sağlık hizmeti de veriyor. Kamp alanındaki klinikte çoğunluğu çocuk 150 hastaya hizmet veriliyor. Çadırdan sınıflardaki 16 öğretmen Suriyeli öğretmenler arasından Türk Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçiliyor. Kamptaki personel, 'Muhtaç insanlara yardım etmenin tadı hiçbir şeyde yok' diyor.



SAVAŞIN ORTASINDA KALAN LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR
Muhammed, Salim, Bessar ve Nur... Kardeşlerin 4'ü de kan kanseri. Zaten zor olan hayatları iç savaşla kâbusa döndü. Hama kırsalından Türkiye sınırına göç ettiler. Derme çatma bir yerde 'yaşam mücadelesi' veren çocukların yardım çığlığını Türk yardımseverler duydu. Çocuklar, 15 günde bir kanlarının değişmesi için 45 dakika mesafedeki Atme'ye gidiyor. Anne, çocuklarının yanında kalırken, baba gündelik işlerde çalışıyor. Aile elektrik ve sıcak suya kavuştu. Anne Hiyam El Seyid, "Her namazda Türkiye'ye dua ediyorum" diyor.



YAŞADIKLARI YAŞLARINDAN BÜYÜK
Türk Kızılayı'nın savaşta annesiz babasız kalan masumlar için kurduğu yetimhanedeki çocuklar, Türkiye plakalı araçları gördüğünde yüzlerinde güller açıyor. Hayatta kalan tanıdıklarıyla birlikte hayatlarını sürdüren çocukların, başlarını okşayarak dahi yüreklerine dokunmak mümkün. Aynı dili konuşmasak da onlar gözleriyle konuşmayı o kadar iyi öğrenmişler ki Türkiye'ye olan minnetlerini bakışlarıyla anlatıyorlar. Onları sık sık ziyaret eden Türk yetkilileri ablaları, ağabeyleri gibi gören çocuklar mutluluk çığlıkları atarak yanımıza geldi. Yaşadıkları yaşlarından katbekat büyük olsa da hayallerini kimse çalamamış. 8 yaşındaki Galya Şihan, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu'nun ziyaretinden bahsediyor, o gelince söylediği Arapça çocuk şarkısını bize de söylüyor. Galya bize 'yaralanan insanlar ölmesin' diyerek doktor olma hayalini anlatıyor. Minik Muhammed ise "Türkiye'den gelenleri çok seviyorum" diyerek bize sımsıkı sarılıyor.



MUNTASİM İLE BABASINI AYIRAN BOMBARDIMAN...
Doğuştan engelli Muntasim (6), 2 yaşında yetim kaldı. Babası Rakka'da bir bombardımanda hayatını kaybetti. Muntasim annesi ve 3 kardeşiyle önce Azez'e göç ettiler. Savaş orada da peşlerini bırakmadı. Son olarak İdlib'e gelen aile Türkiye'nin kurduğu yetimhaneye sığındı. Anne Menel Esved, Muntasim'in ikiz kardeşi Seyfullah'ı göstererek, 'Hayatta tek istediğim Muntasim'in de Seyfullah gibi sağlıklı olması. Oğlum yürüyemiyor belki ama çok zeki. Kuran-ı Kerim'in bir kısmını ezberledi. Hayatta olduğum sürece ona bakacağım" dedi.


'ÇEKİRDEK ÇİTLEYEREK İZLEYEMEYİZ'
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sınırında briket evler inşa edilmesi gerektiğini dünyaya defalarca anlattı. Erdoğan'ın çağrısı üzerine İdlib'in kuzeyinde sınır hattına yakın güvenli bölgelerde AFAD Başkanlığı ve kampanyaya destek veren STK'lar tarafından şimdiye kadar 23 bin 407 briket evin planı yapıldı 15 bin 980'i tamamlandı. 2020 sonuna kadar toplam 51bin 875 briket ev yapılacak. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Türkiye'nin duyarlılığıyla ilgili "Bir duvar çekip arkasında kendimizi güvenceye alıp o insanların nasıl bir kıyıma maruz kaldığını, açlıkla, soğukla yüz yüze kaldığını çekirdek çitleyerek izleyebilecek bir vicdana sahip değiliz, bunu yapamayız" sözleri hafızalara kazındı.

SABAH