Bakan Çavuşoğlu: Görevden alınan belediye başkanlarının terörü desteklediği yönünde ciddi kanıtlarımız var

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "(HDP'li belediye başkanlarının görevden alınması) Görevden alınan belediye başkanlarının terörü desteklediği yönünde ciddi kanıtlarımız var. Bu politikacılar PKK'yı destekliyor ve terör örgütü olmadığını iddia ediyorlar." ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu ayrıca, Libya'da darbeci general Halife Hafter'in saldırganlığını artırdığını ancak kaybetmeye mahkum olduğunu söyledi. Devam eden Pençe Harekatı ile ilgili olarak, "Yüzlerce yeri kontrol ediyorlar. Oradaki partilere de baskı yapıyorlar. Dolayısıyla oradan bize de tehdit oluşturuyorlar. Pençe Harekatı, o bölgeden de teröristler temizleninceye kadar aşama aşama devam edecek." açıklamasında bulundu.

Giriş Tarihi 20 Haziran 2020, 12:01 Güncelleme 20 Haziran 2020, 15:19
Bakan Çavuşoğlu: Görevden alınan belediye başkanlarının terörü desteklediği yönünde ciddi kanıtlarımız var

İÇİNDEKİLER

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelesindeki normalleşme sürecinde sunduğu güvenli turizm hizmetlerinin anlatıldığı "Yeniden Keşfet" tanıtım etkinliği kapsamında Antalya'da basın toplantısı düzenledi.

Yabancı bir gazetecinin sorusu üzerine, HDP'li belediye başkanlarının birçoğunun görevinin başında olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Niye bazıları görevden alındı? Çünkü hazineden vatandaşlar için gelen parayı teröristleri desteklemek için kullandılar. Bunu hangi ülke tolere edebilir ki? Bunun bir ayrımına varmak lazım. İnsanların seçtiği politikacılar ile bu gücü teröristleri desteklemek için kötüye kullananları birbirinden ayırmamız lazım." diye konuştu.

"LİBYA İÇİN EN İYİ ÇÖZÜM SİYASİ ÇÖZÜMDÜR"

Libya'daki gelişmelere de değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Hafter çağrıları dinlemedi. Tam tersi saldırganlığını artırdı. Kaybediyor, kaybetmeye mahkum. Kazanması mümkün değil. Siyasi süreç için bir fırsatı vardı. Onu da kaybetti. Böyle bir darbecinin bir ülkenin yönetiminde yer almaması lazım. Darbecilerin hiçbir zaman ülke yönetimlerinde yeri olmaması lazım. Libya için en iyi çözüm siyasi çözümdür."

"ALMANYA'DA BAZI POLİTİKACILAR PKK'YI DESTEKLİYOR"

Almanya'da bazı aşırı sol ideolojileri olan politikacılar bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Benim hiçbir ideoloji ile problemim yok. Sağ olsun, sol olsun. Ama ırkçılığa karşıyım. Bu politikacılar PKK'yı destekliyor. PKK'yı terörist sıfatından çıkartmaya çalışıyorlar. Bu adil mi? Objektif bir yaklaşım mı? Türkiye'de sonuçta hukuk sistemi var, avukatlar var. Bu kararlar bu hukuk sistemi çerçevesinde alınıyor." ifadelerini kullandı.

"NİYE BAZILARI GÖREVDEN ALINDI..."

HDP'li belediyelere kayyum atanmasıyla ilgili de konuşan Çavuşoğlu, "HDP belediyelerin birçoğu görevinin başında. Niye bazıları görevden alındı? Çünkü hazineden vatandaşlar için gelen parayı teröristleri desteklemek için kullandılar. Bunu hangi ülke tolere edebilir ki? Bunun bir ayrımına varmak lazım. İnsanların seçtiği politikacılar ile bu gücü teröristleri desteklemek için kötüye kullananları birbirinden ayırmamız lazım." dedi.

"PKK, SÜLEYMANİYE'DE ŞEHRE İNDİ"

Kuzey Irak'ın Süleymaniye bölgesinde PKK terör örgütünün şehre indiğini anlatan Çavuşoğlu, örgütün yüzlerce yeri kontrol ettiğini bildirdi.

PKK'nın oradaki partilere de baskı yaptığına işaret eden Çavuşoğlu, "Dolayısıyla oradan bize de tehdit oluşturuyorlar. Pençe Harekatı, o bölgeden de teröristler temizleninceye kadar aşama aşama devam edecek. Bu bizim için de Irak için de iyi." dedi.

"HERKESLE DİYALOĞA HAZIRIZ"

"Türkiye olmadan Doğu Akdeniz'de hiçbir anlaşmanın, adımın faydası da yok geçerliliği de. Bunu sözle anlatamadık şimdi icraatlarımızla anlatıyoruz." diyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sondaj gemileri ve anlaşmalarımızla. Bunu yaptık ama bundan sonra tek taraflı mı yapmak isteriz? Hayır. Yunanistan da dahil olmak üzere, herkesle diyaloğa hazırız."

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bazı ülkelerin Türkiye'yi riskli destinasyon olarak listeye aldığına değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bu liste süresinin uzatılması konusunda biraz hayal kırıklığına uğradık. Çünkü salgına karşı Türkiye sağlık sistemi kapasitesiyle dikkatli önlemler aldı ve virüse karşı güçlü bir şekilde mücadele ettik. Turizm endüstrimiz yabancı konuklar için de hazır. Kendimize güveniyoruz. Turizm ve sağlık sektörlerimize güveniyoruz."

'120'DEN FAZLA ÜLKEYE TIBBİ EKİPMAN SAĞLADIK'

Kovid-19 salgınında ülkelerin farklı alanlarda ne kadar zayıf ve güçlü olduğunun ortaya çıktığına işaret eden Çavuşoğlu, salgının iş birliğinin ve dayanışmanın önemini ortaya çıkardığını belirtti.

Çavuşoğlu, salgın sürecinde diplomasiyi aktif bir şekilde sürdürdüklerini ve birçok ülkeye mücadelelerinde katkı sunduklarını kaydetti.

Bugünlerin ardından güzel günlerin geleceğine inandığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu zorlu zamanlarda Türkiye ittifakları ve ortaklaşa çalıştığı ülkelerle iş birliğine devam etti. 120'den fazla ülkeye tıbbi ekipman sağladık. Bu sırada dışişlerinde diplomasiyi de ihmal etmedik. Koruyucu kişisel ekipmanları tüm diplomatik misyonlara sunduk, ülkemizdeki temsilcilere de bu imkanı sağladık." diye konuştu.

"TÜRKİYE GÜÇLÜ YANLARI SAYESİNDE PEK ÇOK ÜLKEDEN ÖNCE NORMALLEŞMEYE BAŞLADI"

Türkiye'nin güçlü sağlık alt yapısı ve medikal endüstrisi sayesinde yardımlarını sunduğunu ve Kovid-19 ile mücadele ederken, bir yandan da ne kadar güçlü olduğunu kanıtladığını belirten Çavuşoğlu, bu süreçte üçüncü dünya ülkeleriyle iş birliğine devam ettiklerini bildirdi.

Türkiye'ye 80'den fazla ülkeden gelen kişiler, sığınmacılar bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlara da yardımcı olduk. Yurt dışındaki Türk vatandaşlarının güvenli bir şekilde ülkemize gelmelerine katkıda bulunduk. Günlük verilerimizi paylaştık. Türkiye, güçlü yanları sayesinde pek çok ülkeden önce normalleşmeye başladı. Yeni normale başlarken turizm anahtar derecede önemli alanlarımızdan birisi. BM turizm kuruluşları global kılavuzlarına uygun bir şekilde faaliyetlerimizi sürdürmemiz gerekli. Bunun için önlemler aldık. Haftalardır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Güvenli sağlıklı hijyenik şartlar altında konuklarımıza turizm uygulamalarımızı sunmaya çalışıyoruz. Turist gönderen tüm ülkelerle irtibatımızı sürdürdük. Bu önlemleri bütün ülkelere anlattık. Sağlık sistemimizi uygun bir şekilde açıkladık."

"HEM TEST KAPASİTEMİZ HEM DE SAĞLIK ALTYAPIMIZ İYİ"

Çekyalı bir gazetecinin "Ülkemiz de Türkiye'yi riskli ülkeler arasında görüyor. Bununla ilgili bir değişme ya da gelişme oldu mu?" sorusu üzerine Çavuşoğlu, şunları ifade etti:

"Dün Macaristan, Slovakya, Çekya ve Polonyalı bakanlar ile video konferans gerçekleştirdik. Yapıcı bir görüşme oldu. Ancak AB Komisyonu'nun da kararı önemli. 'Bu kararı değiştirmek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını' söylediler. Türkiye'den birçok turist bu 4 ülkeyi ziyaret ediyor. Bu ülkelerden de Türkiye'ye gelmek için sabırsızlananlar var. Birlikte çalışmaya devam kararı aldık."

Farklı ülkelerin turistlerle ilgili farklı Kovid-19 test prosedürleri olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'ye gelen bütün turistlerin, güvenli ve hijyenik koşullar altında tatillerini geçirerek ülkelerine güvenli dönmesi için çalıştıklarını dile getirdi.

Kovid-19'un bir küresel salgın olduğunu değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"En kötü senaryoya hazırlıklı olmalıyız. Bir pozitif vaka olursa ne olacak? Turistler bir teste tabi olması gerekiyorsa ülkemizden ayrılmadan önce bunu yapmak için hazırız. Hastaları Türkiye'de tedavi etmek için de hazırız. Hem test kapasitemiz hem de sağlık altyapımız iyi. Birçok ülkeye göre oldukça iyi. Türkiye'de günlük yapılan test kapasitesi bir çok ülkenin üzerinde. Bir turist Türkiye'den ayrılmadan önce test yaptırmak isterse buna yeterli kapasitemiz var."

Çavuşoğlu, birkaç Avrupa ülkesi dışındaki ülkelerin Türkiye'yi güvenli kabul edip çoktan uçuşlara ve seyahatlere başladığını anlattı.

Türkçe konuşan ülkelerle de bu süreçte koordinasyon içerisinde olduklarına aktaran Çavuşoğlu, "Salgın sürecinde iş birliği ve tam beraberlik çerçevesinde ülkemizden Türk dili konuşan ülkelere çeşitli tıbbi yardımlar yapıldı. Kovid-19 sonrası dönemde de turizm dahil olmak üzere bu yardımlar ve iş birliğimiz devam edecek." dedi.

"KAÇ AB ÜLKESİ KORONAVİRÜSLE SAVAŞ KONUSUNDA TÜRKİYE'DEN DAHA BAŞARILI?"

Bakan Çavuşoğlu, yabancı bir gazetecinin, "Bazı ülkelerin yayınladığı seyahat bildirilerinin canınızı sıktığını söylediniz. Türkiye'ye yönelik politik karar olduğunu kastettiniz. Bununla neyi kast ediyorsunuz?" sorusu üzerine, şu değerlendirmede bulundu:

"Almanya ile ilişkiler sadece turizmle alakalı değil ama turizm bu ilişkilerin önemli bir ayağı. Almanya'da yaşayan 3,5 milyon Türk vatandaşımız var. Bu vatandaşlarımız ülkeye geri dönüş yapmak istiyorlar. Geçenlerde Sayın Merkel ile Sayın Erdoğan bir araya gelerek bu konuyu konuştular. Birtakım kriterler belirlenmesi gerekiyor. Nedir bunlar? Ülkelerin sağlık kapasitesine bağlı olarak ülkelerin turistlere yönelik sunduğu güvenlik, sağlık gibi imkanlar. Bu kriterleri kim belirleyecek? Tabi ki uzmanlar belirleyecek. Turizm sektöründeki ve sağlık sektöründeki uzmanlar belirleyecek. Nedir bu kriterler? Öncelikle AB üyeleri arasında uçuşlar başladı. Kaç AB ülkesi koronavirüsle savaş konusunda Türkiye'den daha başarılı? Rakamları karşılaştıracak olursanız Türkiye'nin birçok AB ülkesinden çok daha iyi iş çıkardığını görebilirsiniz. Sadece Avrupa'da değil, dünya genelinde bu böyle. Türkiye ve Almanya dünyanın en iyi sağlık sistemine sahip ülkelerinden birisi. Benim kastettiğim bu. Almanya ile diyalog iş birliğini devam ettirmek durumundayız. Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, bu konuyla ilgili bir mektup hazırladı. Türkiye'ye gelmeyi planlayan turistlere yönelik alınan bütün önlemleri burada detaylı olarak anlattı. Almanya'daki meslektaşlarımla görüştüm. Heiko Maas ve Lavrov dahil olmak üzere. 'Türkiye'ye uzmanlardan bir delegasyon gönderin, kendi gözleriyle ne gibi önlemler aldığımızı görsünler. Buradaki şartları görsünler. Sağlık kapasitemizi görsünler.' dedim. Biz de onların sorularını cevaplayalım. Biz bu konuda açık, net ve şeffaf davranıyoruz. Tabii ki bir hayal kırıklığımız oldu. Fakat bunun ikili ilişkilerimizi etkileyeceğini zannetmiyorum. Mesela Libya ve bölgesel ilişkiler de söz konusu."