Türkiye'den ABD ve Rusya'ya 'Libya' çağrısı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Libya ve Suriye gündemini değerlendirdi. ABD, Rusya ve İran'ın sadece kendi çıkarları için hareket ettiğini belirten Sözcü Kalın, söz konusu ülkelerin liderlerine Libya çağrısında bulundu.

Giriş Tarihi 20 Haziran 2020, 06:35 Güncelleme 20 Haziran 2020, 06:35
Türkiye’den ABD ve Rusya’ya ’Libya’ çağrısı

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin Libya'ya denge getirdiğini herkesin kabul ettiğini belirterek, "Biz de çatışmaların durmasını istiyoruz. Libya'nın toprak bütünlüğünü önceleyen bir siyasi çözümü destekliyoruz." dedi.

Konrad Adenauer Vakfı tarafından çevrimiçi düzenlenen panelde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi üyesi Johan Wadephul değerlendirmelerde bulundu.

Kalın, Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını karşısında Almanya ile birlikte dünyadaki en başarılı ülkelerden biri olduğunu belirtti. Kalın, Almanya'nın Türkiye'ye senede 2-3 milyon turist gönderdiğini hatırlatarak, "Almanya'nın Türkiye'ye seyahat uyarısı kararını tekrar gözden geçireceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Ayrıca Türkiye'nin turizm sezonu için ekstra önlemler aldığını aktaran Kalın, Türkiye'de vaka sayılarının az olduğunu, özellikle de turistik olan güney bölgelerinde daha da az olduğuna dikkati çekti.

Kalın, kararı değiştirmenin sadece Türkiye'nin çıkarına olmadığını vurgulayarak, "Türkiye'deki turizm sektöründe pek çok Alman şirket de var, bu iki tarafın da çıkarına olacaktır." dedi.

Libya'daki krizin 9 seneden fazla bir süredir devam ettiğini aktaran Kalın, Türkiye'nin Libya'da barış ve istikrar için çaba harcadığını ifade etti.

Kalın, Berlin Konferansı'ndan hala umutlu olduklarını belirterek, "Halife Hafter, taraflar arasında varılan ateşkesi defalarca bozmasına rağmen Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa gibi ülkeler hala onu destekliyor." değerlendirmelerinde bulunarak şunları kaydetti:

"Libya hükümeti BM tarafından tanınan meşru hükümettir ve geçen sene onların isteğiyle bir askeri anlaşma imzaladık. Türkiye'nin Libya'ya denge getirdiğini herkes kabul ediyor. Biz de çatışmaların durmasını istiyoruz. Libya'nın toprak bütünlüğünü önceleyen bir siyasi çözümü destekliyoruz. Ancak artık Hafter'e güven kalmadı, sadece süre kazanmak istiyor."

SURİYE'DEKİ HATALAR LİBYA'DA YAPILMAMALI
Kalın, NATO'nun da Libya'da birlik halinde rol oynaması gerektiğini ifade etti. ABD'nin Libya'da değişken bir politika izlediğini kaydeden Kalın, "Suriye'deki hataların Libya'da yapılmasını istemiyoruz." dedi.

Provokasyonlara rağmen İdlib'teki ateşkesin devam ettiğini belirten Kalın, Suriye'deki rejimin lideri Beşşar Esed'in artık meşruiyetini kaybettiğini söyledi.

Kalın, ABD, Rusya, İran gibi ülkelerin Suriye'ye bütünsel yaklaşmadığını, kendi bölgesel çıkarlarını öncelediğini aktararak, Irak'ta yapılan hataların tekrar edildiğini kaydetti.

Türkiye'nin dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke ve Suriye krizinde en büyük yükü taşıyan ülke olduğunu hatırlatan Kalın,"Bu durum ne adaletlidir ne de sürdürülebilirdir." ifadesini kullandı.

Kalın, tek kutuplu dünya düzeninin artık sorunlara cevap olamadığını belirterek, Çin, Hindistan gibi ülkelerin yükselişiyle çok kutuplu bir dünya düzenine geçildiğine dikkati çekti.

"MÜLTECİ ANLAŞMASINI UZATMAK İSTİYORUZ"
Wadephul ise Almanya'nın Türkiye'ye seyahat uyarısı nedeniyle kendisinin de üzgün olduğunu ifade etti.

Almanların Türkiye'yi çok sevdiğini belirten Wadephul, Türkiye'nin İtalya ve İspanya'ya kıyasla salgını çok daha iyi geçirdiğini söyledi.

Wadephul, Libya krizinde Berlin konferansının önemli olduğunu belirterek, NATO'daki partnerlerinin de bu sürece destek olması gerektiğini aktardı.

Rusya'nın Wagner gibi güçlerle Libya'daki varlığının çözüme yardımcı olmadığına dikkati çeken Wadephul, silahların bir an önce durmasını ve tarafların masaya oturması gerektiğini söyledi.

Wadephul, mülteci krizinde Türkiye'nin çok iyi işler yaptığını ve müteşekkir olduklarını kaydederek, "Türkiye'yle mülteci anlaşmasını uzatmak istiyoruz. Bu hem Türkiye'nin hem de AB'nin çıkarınadır." dedi.