Numan Kurtulmuş'tan 'Ayasofya' mesajı: İstanbul'un mührüdür

AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş A Haber'de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Ayasofya meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Ayasofya bizim bu coğrafyayı sahiplenmemizin belgesidir. İstanbu'un mührüdür" dedi.

Giriş Tarihi 13 Haziran 2020, 22:21 Güncelleme 13 Haziran 2020, 23:23
Numan Kurtulmuş’tan ’Ayasofya’ mesajı: İstanbul’un mührüdür

İÇİNDEKİLER

AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş A Haber'de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Ayasofya meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Ayasofya bizim bu coğrafyayı sahiplenmemizin belgesidir. İstanbu'un mührüdür" dedi.

İşte Kurtulmuş'un Ayasofya meselesine ilişkin açıklamaları:
Ayasofya müzeye dönüştürüldüğünden beri Türkiye'de tartışmalı bir meseledir. Ve bunu sadece bir siyasi bir konuymuş gibi gündeme getirmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Ayasofya milletimizin aslında İstanbul'a, İstanbul üzerinden Anadolu topraklarına, Türkiye'nin şu anda üzerine oturduğu topraklara sahiplenmesinin belgesidir. Burada bir tapu belgesini de gösteriyorsunuz. Fatih'in vakfıdır, fethin kılıç hakkıdır ve bu anlamda Ayasofya'nın bir Müslüman mabedi olarak kıyamete kadar bu topraklarda var olması aslında burayı fetheden, burayı bir Müslüman Türk şehri haline dönüştüren Fatih Sultan Mehmet Han'ın da vakfiyesine uymaktır. Dolayısıyla bunu öncelikle böyle görmemiz lazım. Zamanın şartları içerisinde buranın müze olması kabul edilmiş. Tabii Ayasofya dediğimiz sadece oradaki binadan da ibaret değildir.

AYASOFYA İSTANBUL'UN TÜRKİYE'NİN MÜHRÜDÜR
Ayasofya aslında bir komplekstir. Saatiyle, medresesiyle diğer oradaki varlıklarıyla Ayasofya bir Külliye'dir aslında. Ayasofya Külliyesi'nin tamamı da Fatih Vakfiyesidir. Dolayısıyla burası aslında İstanbul'un, Türkiye'nin mührüdür. Ve Ayasofya'nın kıyamete kadar da bu kimliğini koruması Türkiye'deki 83 milyon vatandaşımızın tamamının bu ülkeye bağlılığının göstergesidir. Yani Ayasofya'nın aslına dönmesini, bir ibadethane haline, bir Müslüman ibadethanesi haline dönmesini istemek için illa çok fazla dindar olmaya da gerek yoktur. Ayasofya'nın cami olmasını istemek, Ayasofya üzerinden İstanbul üzerine vurulan mührü kabul etmek demektir. Çocukluğumuzdan beri milyonlarca vatandaşımız 'zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın' şeklinde sloganlar attı. Bizler de attık bu sloganları. Kahir ekseriyet bu konuya böyle yaklaşmıştır. Dolayısıyla bu, bu topraklara ait olmanın bir meselesi olarak görünmesi gerekir. Türkiye'ye, bu medeniyete, bu kültüre ait olmanın bir talebi olarak ortaya çıkar. Bugün yapılan kamuoyu araştırmasında sadece falanca partiyi destekleyenler değil, T.C vatandaşlarının çok büyük kısmı Ayasofya'nın asli hüviyetine dönmesini, bu fikri desteklediği herhangi bir kamuoyu araştırmacısı tarafından da ortaya koyulabilir.

CHP'Lİ KABOĞLU'NUN SKANDAL SÖZLERİNE CEVAP
Bildiğim kadarıyla bu açıklamayı yapan sayın milletvekili 'yanlış anlaşıldım, bunu demek istemedim' gibi bir şeyler demiş ama son derece hazin bir şeydir. Tam da onu ifade etmeye çalışıyordum. Bırakın Yunanistan buna karşı çıksın. Bırakın Bizans hayalleri kuranlar, büyük Yunanistan hayalleri kuranlar, büyük Ortodoks yayılmacılığı hayali kuranlar; Ayasofya'nın cami olmasından, hatta İstanbul'un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinden rahatsızlık duysunlar. Hatırlayın; Gezi parkı olaylarında da duvarlara 'zulüm 1453'de başladı' yazan bedbahtlar olmuştu. Bu büyük bir milletle uyuşmazlıktır.

"BU TOPRAKLARIN TARİHİNE KARŞI YABANCI OLMAKTIR"
Kendisini bu topraklara ait hissetmemektir. Bu toprakların tarihine karşı yabancı olmaktır. Bunun için illa şu partiden ya da bu partiden olmaya gerek yok. Ne acıdır ki sayıları yine çok az olmakla birlikte; bu tür konular ne zaman gündeme gelse Bizanslı gibi düşünen, bu topraklara ait değilmiş gibi düşünen, bu milletin inançlarıyla, değerleriyle, tarihleriyle taban tabana zıt yaklaşımlar içerisinde olan çok az sayıda çağ dışı kafada insanlar var. Bunları üzülerek takip ediyoruz. Milletimizi kahir ekseriyeti bu çerçevede değildir.