İsraf nedir, kaç çeşit israf vardır? İsraf nasıl önlenir? İsraf ile ilgili ayet ve hadisler

Cenâb-ı Hak kullarına hediye ettiği her şeyde israfı sevmediğini "…Muhakkak ki Allah, israf eden ve çokça yalan söyleyen kimseleri hidâyete erdirmez." (el-Mü'min, 28) hadisi ile bildirmiştir. İsraf çeşitlerini bilerek bunları yapmaktan kaçınmak çok önemlidir. Tüm Müslümanların israf konusuna özellikle dikkat etmesi gerekir. Peki İsraf nedir, kaç çeşit israf vardır? İsraf nasıl önlenir? İsraf ile ilgili ayet ve hadisler haberimizde yer alıyor

Giriş Tarihi 23 Nisan 2020, 11:13 Güncelleme 23 Nisan 2020, 11:13
İsraf nedir, kaç çeşit israf vardır? İsraf nasıl önlenir? İsraf ile ilgili ayet ve hadisler

İÇİNDEKİLER

Rabbimizin biz kullarına verdiği her ikram bir nimettir ve değerinin bilinmesi gerekir. İsraf sadece yemek konusunda değil hayattaki pek çok konuya dair yapılabilir. Allah israf edenleri sevmez, bu düşünceden yola çıkarak doğru davranışlarda bulunmak gerekir. İsraf etmenin çeşitlerini hadislerle birlikle sizler için derledik.

İSRAF İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

KULLUĞUN İSRAFI
İsraf; aşağılık duygusunu bastırmak ve îtibar satın almak için maddî imkânlarla kendini gösterme çabası olarak ifâde edilse de, aslında bu târif, isrâfın ilk akla gelen sınırlı mânâsıdır. Hâlbuki israf, insanoğlunun haddini aştığı her hususu şümûlüne alan geniş bir mânâyı ifâde eder. İyâs -rahmetullâhi aleyh- bu hakîkati şu veciz ifâdeyle ne güzel dile getirmiştir:
"Allâh'ın emirleri hâricine taşan her şey, israftır."

KALBİN İSRAFI
Nazargâh-ı ilâhî olmak gibi yüce bir şerefe mazhariyet istîdâdıyla yaratılan, îman ve ahlâkın bir nevî mahfazası durumundaki kalbin, insanı Hak'tan uzaklaştıran gaflet ve günahlarla kirletilmesi; kalbin isrâfıdır.

ÖMÜR İSRAFI
İnsana ihsân edilen en kıymetli nîmet olan zamanı, Cenâb-ı Hakk'ın rızâsına medâr olacak bir keyfiyette kullanamayıp âhiret saâdetine sermâye kılamamak; vaktin, dolayısıyla ömrün isrâfıdır.

MUHABBET VE SEVGİ İSRAFI
"el-Vedûd" ism-i şerîfiyle sevginin kaynağı olan Cenâb-ı Hakk'a ve bir îman göstergesi olarak sevmemiz emredilen Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e tahsîs edilmesi gereken muhabbetin, gizli ve açık her fırsatta Allah ve Rasûlü'ne düşmanlıkta bulunan kimselere yönlendirilmesi; muhabbetin en fecî isrâfıdır. Nitekim Tebbet Sûresi de müstehakkına nefret gösterilmesinin bâriz bir misâlidir.

NEFESLERİN İSRAFI
Her biri paha biçilmez bir kıymeti hâiz olan nefesleri, Kur'ân-ı Kerîm tilâveti ve dâimî zikir ile ihyâ etmek gerekirken, "Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler." (el-Mü'minûn, 3) âyet-i kerîmesinin zıddına, insanın ebedî saâdetine yaramayacak boş hevesler uğruna tüketilmesi; nefeslerin isrâfıdır.

HAYRIN İSRAFI
Mahzun yürekleri, yorgun gönülleri, sıkıntıdan daralmış sîneleri ferahlatarak huzura kavuşturmanın yollarından olan zekât, sadaka ve infakları muhtaçlara verirken, enâniyet ve benliğe kapılıp başa kakmak sûretiyle onları minnet altında bırakmak; hayrın isrâfıdır. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

"Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden ezâ gelen sadakadan daha hayırlıdır… Ey îmân edenler! Başa kakmak ve incitmek sûretiyle, yaptığınız hayırları boşa çıkarmayın…" (el-Bakara, 263-264)

SAMİMİYET VE İHLASIN İSRAFI
Rabbimiz'in bir hidâyet rehberi olarak Rasûl'ünün kalbine indirdiği, oradan da bütün insanlığa îlân edilen, Peygamber Efendimiz'in okumaya doyamadığı Kur'ân-ı Kerîm'i lâyıkı vechile okuyup anlama gayretine girmemek, emir ve nehiylerini dikkate almamak; o ilâhî feyiz menbaının isrâf edilmesidir.

Nitekim Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîm hususunda isrâfa düşenlerle, onun feyzinden güzelce istifâde edenleri şöyle beyan buyurmaktadır:
"Sonra Kitâb'ı, kullarımız arasından seçtiğimiz kimselere verdik. İnsanlardan kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allâh'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazîlet budur." (Fâtır, 32)

AKLIN İSRAFI

Sözleri ve prensipleri, hem kendi hayatında hem de kıyâmete kadar devam edecek olan ümmetinin hayatında fiilen yaşanan Peygamber Efendimiz'in nurlu izinde değil de, akılları vahiy terbiyesi görmemiş, ictimâî nizam ile ahlâk nâmına ortaya koydukları fikirler, çoğunlukla kütüphânelerin tozlu raflarındaki kitaplarda, sırf bir nazariye/teori olarak kalmış filozofların peşine takılıp boşuna yorulmak; aklın isrâfıdır.

LİSAN NİMETİNİN İSRAFI
Dargın gönülleri barıştırmak, din kardeşliğini kuvvetlendirmek, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmak, dâimâ hakkın ve hayrın müdâfii ve sözcüsü olmak yerine, boş ve lâubâli konuşmalar yapmak, gönüllere diken batırmak, en kötüsü de bâtılın, şerrin ve şeytanın avukatlığını yapmak; lisan nîmetinin isrâfıdır.

İBADETTE İSRAF
İmkân var iken namazı cemaatle kılmamak, onu mecbûriyet savarcasına huşûdan uzak bir şekilde îfâ etmek de, ibadet hayatına âit israflar cümlesindendir.

İNSAN İSRAFI
Bilmeliyiz ki; ömrü boş geçirmek, yeme-içme ve giyimde haddi aşmak, sıhhati lüzumsuz yerlerde zâyî etmek, tefekkürü rûhânî manzaralara değil de nefsânî vitrinlere yönlendirmek, faydasız ilimle meşgul olmak ve ilmi, nefsânî menfaatlere âlet etmek de birer israftır. Hele eğitimde, evlâtları sırf dünyevî istikbâl kaygılarıyla mânevî terbiyeden mahrum olarak yetiştirmek, israfların en büyüğü olan "insan isrâfı"dır. Zira bu, en büyük hakikate gâfil kalarak ebedî saâdeti isrâf etmektir.

RIZIK İSRAFI
Bir kimsenin tembellik yaparak rızkını kazanmayı ihmâl etmesi ve etrafına muhtaç hâle düşmesi de bir çeşit israftır. Zira hadîs-i şerîfte:
"Allah Teâlâ, kulunu helâl peşinde koşmaktan yorulmuş vaziyette görmeyi sever." buyrulmuştur. (Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, I, 65)

İNFAK İSRAFI
Daha fazla ihtiyaç sahipleri varken, şahsî yakınlık duyduğumuz bir kimseye, ihtiyacından fazlasını vermek de israftır. Bu sebeple muhtaçların ihtiyaç derecelerine göre infakta öncelik sırasını belirlemek zarurîdir. Nitekim Mevlânâ Hazretleri bu hususta şöyle buyurur:

"Nice servet sahipleri vardır ki, onların lâyık olmayanlara vermemeleri, vermelerinden daha hayırlıdır. Bu yüzden, Allâh'ın verdiği malı, ancak Allâh'ın emrine göre harca! Yersiz infak, âsî bir kölenin, güyâ ihsanda bulunuyorum diye, pâdişâhın malını eşkıyâya dağıtmasına benzer."