28 Şubat zihniyetinin bittiğini sanıyorsunuz değil mi? Bitmedi! Din düşmanları pusuda bekliyor

Çin'de ortaya çıkan ve dünya genelinde 20 binden fazla insanın ölümüne yol açan koronavirüs ülkemizde de can kayıplarına sebep oldu. Virüsün ülkemizde görüldüğü ilk günlerde umreden gelen vatandaşları hedef alan belli kesim virüs bahanesiyle dine olan düşmanlıklarını ortaya koydu. Aynı kesim bu sefer de uzaktan eğitim esnasında başörtülü bir öğretmenin ders vermesi üzerinden din düşmanlığına soyundu. Konu üzerine "Din düşmanlığı" başlıklı bir yazı kaleme alan Sabah Gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın "Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibilerin sadece Siyer-i Nebi'de geçen birkaç kötü karakter olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hepsi içimizde ve aramızda dolaşıyor." ifadeleriyle meseleyi ele aldı. Umreden dönen vatandaşları ve başörtülü öğretmeni hedef alan kesimin dine saldırmak için pusuda beklediğini ifade etti. Yalçın, "Bu 28 Şubat zihniyetinin bittiğini sanıyorsunuz değil mi? Bitmedi. Pusuda bekliyor." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 26 Mart 2020, 19:45 Güncelleme 26 Mart 2020, 20:00
28 Şubat zihniyetinin bittiğini sanıyorsunuz değil mi? Bitmedi! Din düşmanları pusuda bekliyor

İÇİNDEKİLER

İşte Hasan Basri Yalçın'ın "Din düşmanlığı" başlıklı o yazısı:

Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibilerin sadece Siyer-i Nebi'de geçen birkaç kötü karakter olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hepsi içimizde ve aramızda dolaşıyor. Müşrik, münafık ve kafir kavramların sadece 1400 yıl öncesindeki tiplemeleri mi tarif ettiğini sanıyorsunuz?
Hayır tabii ki bunlar birer prototiptir. Her çağda ve her mekânda bulunurlar. Fırsat buldukları her ortamda kafalarını çıkartıp Allah'a ve dinine küfür etmeyi bir marifet bilirler.

Bunu da genelde Müslümanlar üzerinden yaparlar. Kibir en temel özellikleridir. Küçümseyici ve alaycı bir dil kullanırlar. Kuran'da bu alaycı dili kullananlar gayet ayrıntılı biçimde tarif edilir. Ve onlarla dostluk edilmemesi tavsiye edilir. Azgınlıklarını artırmaları için Allah onlara süre verir. "(Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir."
Tüm dünyada Korona belası kol gezerken içimizden birilerinin ülkemizi ve Müslümanları arkadan vurma çabasının başka bir izahı yoktur. Kullandıkları dilin küstahlığına bir bakın. Hazımsızlıklarını görün.
Sosyal medyada umreden dönenler için kullanılan dil bu düşmanlığın en açık göstergesi. Siyaseten ve idari olarak bir hata varsa bir kere konuşulur ve çözülür.

Ama günlerce umrecilerin üstünde tepinmenin başka bir anlamı yoktur. Televizyon programlarında durup durup bu konunun açılması ve tekil kötü örnekler üzerinden umreye ve hacca gitmenin mahkûm edilmesini izledik. Ağızlarından salyalar akıtarak konuşanlar sanki virüs sadece umreciler arıcılığıyla gelmiş gibi konuşuyor.

Bu Müslüman ülkede başka hiçbir insan grubu böylesine hedef tahtasına yerleştirilmiyor. Öylesine aşağılık bir dil ki, görür görmez tanırsınız. Birisi çıkmış uzaktan eğitim esnasında başörtülü bir öğretmenin ders vermesini konu ediyor. Kendinden o kadar emin ve başörtülü insanlardan öylesine tiksiniyor ki, onlarca farklı tipteki öğretmen arasından bir tek başörtülüyü konu edebiliyor.
Çok yanlış bir tavır olduğunu söyleyebiliyor. Bu 28 Şubat zihniyetinin bittiğini sanıyorsunuz değil mi? Bitmedi. Pusuda bekliyor. Kendi çöplüklerinde hala Müslümanlara olanca hakareti yağdırmakta sorun görmüyor.
Bir de yöntem bulmuşlar. Bilimsel olacakmışız.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ