28 Şubat'ta mağdur edilen kadınlar konuştu: Hayallerimizin üzerinden tankla geçtiler

28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu için baskı ve zulme maruz kalan kadınlar yaşadıklarını anlattı. Kayserili ebe Mahiye Geçeli, “Defalarca uyarı ve kınama cezası aldım” dedi ve ekledi: “İdare amirleri çağırdı, ‘Ya bu odada başını açacaksın ya da istifa edeceksin’ dediler. Kabul etmeyince zorla dilekçe imzalattılar”

Giriş Tarihi 27 Şubat 2020, 08:58 Güncelleme 27 Şubat 2020, 09:04
28 Şubat’ta mağdur edilen kadınlar konuştu: Hayallerimizin üzerinden tankla geçtiler

İÇİNDEKİLER

AK Parti'nin yaptırdığı ankette başörtü yasağına son verilmesi en bilinen icraat olarak öne çıkarken, 28 Şubat'ın yıldönümünde, başörtülü oldukları için baskı ve zulme maruz kalan, eğitim hakları elinden alınan, mesleklerinden zorla istifa ettirilen kadınlar yaşadıklarını SABAH'a anlattı.

Kayserili ebe Mahiye Geçeli (44) 28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu için baskı ve zulme maruz kaldı, zorla istifa ettirildi. Başörtüsü yüzünden sürgün edildiğini, yemekhaneye girişinin yasaklandığını ve çalıştığı sağlık evine kömür verilmeyerek soğukta bırakıldığını belirten Geçeli, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı: "Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi Devlet Hastanesi'nde başörtüsünü çıkarmadığım için yemekhaneye girişim yasaklandı. Arkadaşlarım yemeği çalıştığım servise getirirlerdi. Yine aynı nedenle sosyal haklarım verilmedi. Sürekli tutanak tutularak maaş kesintisi cezaları verildi."



KÖYDE KADERİNE TERK EDİLDİ
Yaşadığı mobbingin ardından tayinini memleketi Kayseri'nin Develi ilçesine isteyen Mahiye Geçeli, gönderildiği ücra bir köyde kaderine terk edildi. Sağlık evinde hizmet veren Geçeli'ye başörtüsünü çıkarmadığı için kömür vermeyen dönemin yöneticileri, bununla da kalmayıp ilçenin tüm köylerindeki aşılamalara onu gönderdi. Yaz ayında 4 bin 500 çocuğu aşılayan Mahiye Geçeli, "Ulaşım yoktu. Yola çıkarak otostop çekip kamyonlarla, yürüyerek gidiyordum. Yaşadıklarım yüzünden kalp ritim bozukluğu başladı. Gündüzleri yapılan denetimlerin ardından gece de jandarma kapıma dayanıyordu" diye konuştu.

'YA BAŞINI AÇ, YA İSTİFA ET'
Başörtüsünü çıkarmadığı için defalarca uyarı, kınama, maaş kesme cezaları alan Mahiye Geçeli, son olarak ikna odasına alınarak istifaya zorlandığını söyledi. Geçeli; "İlçenin üst düzey idare amirleri çağırdı. Bana 'Ya bu odada başını açacaksın ya da istifa edeceksin' dediler. Kabul etmeyince 'Özel nedenlerden dolayı istifa ediyorum' yazdırarak dilekçeyi zorla imzalattılar. İstifamın ardından çok zor günler yaşadım. Ankara, İstanbul, Konya ve Kayseri'de nereye başvurduysam 28 Şubat mağduru olduğum için işe alınmadım. Son olarak Kayseri'de bir hastanede işe başladım" ifadesini kullandı.

'ERDOĞAN SAYESİNDE OKUDUM'
Başörtüsü nedeniyle üniversite hayalini de gerçekleştiremediğini belirten ebe Mahiye Geçeli, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu sayesinde rahat bir nefes aldım. Üzerimizdeki baskılar azaldı ve önce Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü'nü, daha sonra 19 Mayıs Üniversitesi Ebelik Bölümü'nü okudum. Şimdi bir üniversitede yüksek lisans yapıyorum."



'HAYALLERİMİZ VARDI ÜSTÜNDEN TANKLAR GEÇTİ'
Konya'da 28 Şubat mağdurlarından Emine İlyas, o dönem öğrenci olan mağdurların sesini duyurmak için 17 mağdur kadın ile birlikte 2017'de 28 Şubat Öğrenci Derneği'ni kurdu. 42 yaşındaki iki çocuk annesi Emine İlyas, başörtüsü nedeniyle haksızlığa uğrayan öğrencilerden biriydi. Başı kapalı olduğu için eğitim hakkı elinden alınan İlyas, 1997'de Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü kazanmıştı. Okula kayıt olduktan sonra başörtüsü yasağıyla karşılaşan İlyas, "Başörtümüzü çıkartmadık. Bizi okula almıyorlar, ikna odalarına alarak başımızı açmamız karşılığında birçok teklif sunuyorlardı. Dava açtım, dava sonrasında 9 bin lira para cezasına çarptırıldım. 28 Şubat'ta hayallerimizin üzerinden tanklar geçti" dedi. Yarım kalan üniversite eğitimine 2010'daki af sonrasında geri döndüğünü, Konya'dan Burdur'a giderek Süleyman Demirel Üniversitesi'nde okuduğunu anlatan İlyas, "2013'te eğitimimi tamamladım. Ancak atama bekliyoruz. 2010'da bu devletin bir ferdi olduğunu anladım. Valilik binası, Milli Eğitim Binası, Bakanlıklar bize o kadar uzak yerlerdi ki, bunu ancak yaşayan anlar. Hayallerimiz vardı. Yüksek Lisans, Doktora yapacaktık. Hiçbirini yapamadık. Hem biz hem ailelerimiz büyük bir travma yaşadı" şeklinde konuştu.



'ÇİÇEKTİN BÖCEK OLDUN' DEDİLER
Adanalı 45 yaşındaki Zübeyde Arslan Karagöz, başörtüsünü çıkarmadığı için eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kaldı. 1996'da Çukurova Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nde okurken başörtüsü taktığı için derslere alınmadığını ve okulu bırakmak zorunda kaldığını anlatan Karagöz, "Okula başörtülü gittiğim zaman hoca beni içeri almadı. Bana o kadar insanın içinde 'Çiçektin böcek oldun geldin' diyerek hakaret etti. O sözü asla unutamam. Başörtümü çıkarırsam derse alacağını söylüyordu. Ben de başörtümü çıkarmadım ve bir daha okula gitmedim. Kaymakam olmayı hayal ediyordum. Hayallerimi elimden aldılar. Babaannemin 40 mevlidinde kuran okuttuk diye polisler 'toplantı yapılıyor' diyerek evimizi bastı" dedi. Şimdi Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde memur olarak çalışan Karagöz, "Eğer ben burada başörtülü bir şekilde çalışıyorsam reisimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sayesinde. Allah onu başımızdan eksik etmesin" şeklinde konuştu.



YAŞITLARININ EMEKLİ OLDUĞU YAŞTA ÖĞRETMEN OLABİLDİ
28 Şubat süreci ve öncesinde başörtüsü yasağı yüzünden eğitimine ara vermek zorunda kalan Hanife Demir, 24 yıl sonra başladığı üniversiteyi bitirerek öğretmen oldu. 1987'de Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'ni kazanan ancak başörtüsü yasağından dolayı üniversiteyi yarım bırakan Demir, yasaklar kalkınca 2011'de Kilis 7 Aralık Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazandı. Başörtüsü yasağının ilk dönem mağdurlarından Demir, "2011'de yasak kalkınca istediğim okulda okuma hakkına kavuştum. Ancak evli ve 4 çocuk annesiydim. Gaziantep'ten her gün Kilis'e gidip geldim. Üniversiteyi ikincilikle bitirdim. Çok sevdiğim öğretmenlik mesleğine yıllar sonra 50 yaşında kavuştum" dedi.



'DİK DURUP DAVAMIZA SAHİP ÇIKTIK'
Başörtüsü baskısı nedeniyle 1999'da 3'üncü sınıfta öğrenim gördüğü Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünü bırakmak zorunda kalan Fazilet Şen (40) ise "Kınama ve uzaklaştırma cezaları aldıktan sonra yapılan baskılar sonrasında 1999'da okulu bırakmak zorunda kaldım. O tarihte mezun olsaydım öğretmen olarak atanabiliyordum. Yarım kalan lisans eğitimimi 2013'te tamamladım. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyorum. Biz dik durup davamıza sahip çıktık" diye konuştu.