Elazığ'ın Sivrice ilçesinde saat 20.55'te 6,8 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Çevre illerden de şiddetli hissedilen deprem yerin 6,75 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Yaşanan şiddetli depremin ardından vatandaşlar "İstanbul'da deprem olacak mı?" sorusuna yanıt arıyor. Manisa ve Elazığ'daki depremlerin peş peşe yaşanmasının ardından konu hakkında uzmanlar tarafından yapılan açıklamalar merak ediliyor.
İSTANBUL'DA DEPREM OLACAK MI?
Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve Prof. Dr. Naci Görür depremin İstanbul'da 7.0'nin üzerinde deprem üretmesi beklenen Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde değil Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde olduğunu söyledi. Elazığ depremi ile olası İstanbul depremine yol açacak fay hattının birbirinden farklı olduğunu belirtti.
KANDİLLİ'DEN AÇIKLAMA
İstanbul'daki son depremlerin ardından Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'den de önemli açıklamalarda bulunmuştu. "Depremleri takip ediyoruz. Deprem aktivitelerin nereye doğru kaydığını ve ne ifade ettiğini çok yakından takip ediyoruz. Öncelikle Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu gerçeği kabul ederken psikolojimizi de bozmamamız gerekiyor. Bilemediğimiz tek şey depremin zamanı.
ARTÇI DEPREMLER DEVAM EDECEK Mİ?
Kandilli Rasathanesi'nden yapılan açıklamada "Bilgiler geldikçe güncelliyoruz. Depremin merkezi Elazığ Sivrice. Şu anda 6.6 büyüklüğünde deprem oldu. Bu depremin şiddeti ise merkeze yakın yerlerde 7 şiddetinde deprem olarak algılanıyor. Bölge oldukça aktif. Önümüzdeki yıllarda da böyle depremlerle karşılaşabiliriz. Artçı sarsıntılar devam edecek." ifadelerine yer verildi.
DEPREM TÜRLERİ NELERDİR?
Depremler oluş nedenlerine göre değişik türlerde olabilir. Dünyada olan depremlerin büyük bir bölümü yukarıda anlatılan biçimde oluşmakla birlikte az miktarda da olsa başka doğal nedenlerle de olan deprem türleri bulunmaktadır. Yukarıda anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "tektonik" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında oluşurlar.Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer. Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir. İkinci tip depremler "VOLKANİK" depremlerdir. Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar.Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin maydana geldiği bilinmektedir. Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya'da olusan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır.
Bir başka tip depremler de "çöküntü" depremlerdir. Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler. Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir.
Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir. Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında 30.000 kişi ölmüştür.
