Devlet Bahçeli'den MHP İl Başkanları Kampında önemli açıklamalar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Ankara'da düzenlenen İl Başkanları Kampının kapanış oturumunda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye sınırına kurulmak istenen terör koridoruna dikkat çeken Bahçeli, "Sınırlarımıza paralel şekilde kurulmak istenen terör koridoru, küresel Türk düşmanlığının sahne almasından başka bir şey değildir." dedi.

Giriş Tarihi 12 Ocak 2020, 12:05 Güncelleme 12 Ocak 2020, 12:57
Devlet Bahçeli’den MHP İl Başkanları Kampında önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin istişare toplantısının kapanış oturumunda açıklama yaptı. Bahçeli Türkiye sınırına çekilmek istenen terör koridoruna dikkat çekerek, "Masumların canı üzerinden korkunç siyasi oyunlar tedavüldedir. Orta Doğu işgal altındadır." dedi.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ortadoğu ateş altında ve işgal altındadır. Bizim için öncelikle ele alınması gereken konu etrafımızda yaşanan vahim olayların ülkemize yansıyıp yansımayacağı, şayet yansıyacaksa nasıl mukavemet gösterecektir.

Türkiye Fırat Kalkanı ile bölgede ben de varım demiştir. Irak'tan kendimizi soyutlamamız mümkün değildir. Komşu ülkelerdeki kanlı ve kaotik manzara Türkiye'nin onay vermeyeceği çarpıklıklardır. Gönül köprüsü kurduğumuz komşu halkların huzursuzluğu elbette Türk milletine sirayet edecektir.

IRAK'TAKİ GELİŞMELER
Ankara'nın güvenliği Şam'dan Tahran'dan Bağdat'tan başlayacaktır. Türkiye ön almalıdır, öncü olmalıdır. Bana değmeyen yılan 1000 yıl yaşasın demek doğru değildir. O yılan herkese musallat olacaktır, ilk fırsatta zehrini akıtacaktır. Irak'ın 2003 yılındaki işgalinden sonra 1,5 milyona yaklaşan insan katledilmiştir. Saddam'ın heykeline terlikle vuranlar şimdi kafalarını vurmaktadır. Bu ülke fiilen bölünmüştür. Bu ülkede gittikçe yoğunlaşan bir yönetim sorunu bulunmaktadır. İran'ın da Irak üzerindeki nüfuz ve etki alanı güçlenmiş ve genişletilmiştir. Türkiye'nin Irak'ın siyasi istikrara ulaşması bakımından alması gereken sorumluluklar vardır. Türkmen kentlerine saldırılar, terör örgütüne yardımlar siyasi bölünme ve birliğin hasar almasına kapı aralamıştır.

"TÜRKİYE'NİN POZİSYONU DENGELİDİR"
Kasım Süleymani'nin de içinde bulunduğu konvoya düzenlenen hava saldırısı bölgesel gerilimi zirveye taşımıştır. Trump'ın 'barış içinde yaşamaya hazırız' vurgusu, İran'ın tedbirli açıklamaları krizi yönetilebilir seviyede tutmuştur. ABD, İran arasındaki itiş kakış dengelenmiş, denetim altına alınmıştır. Kasım Süleymani'ye düzenlenen saldırı sonrası pek çok senaryo konuşulmuş, sözde uzman yorumcular akılları bulandırmışlardır. Türkiye'nin bu suikast karşısında aldığı pozisyon çok dengelidir. Taraf olmak yerine hakkın, haklının yanında bulunmak Türk milletinin haysiyetinin şaşmaz gerçeğidir.

TBMM'nin Libya tezkeresi kabul ettiği süreçte, İdlib'deki sancının arttığı, terör örgütlerinin Rakka-Erbil bağlantısını kurmak için mesafe aldığı dönemde, Kasım Süleymani saldırısı son derece manidar ve kuşkuludur. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de haklarına sahip çıkması bazı çevreleri ürkütmüştür.

"EŞKIYALIKTIR, BARBARLIKTIR"
Haşdi Şabi'nin kurucularından olan Süleymani menfur olaya karışmıştır. İran'ın ve bu ülkedeki kurumun kilit isminin öldürülmesi planlı olduğu kadar sonuçlarının da hesaplandığını göstermektedir. Herhangi bir ülke suçlu gördüğü başka devlet görevlisine saldırırsa adalet kuralları rafa kalkacak, orman kanunları geçerli olacaktır. Üst rütbeli askeri hedef almak kanun tanımazlıktır, eşkıyalıktır, barbarlıktır. Böylesi bir üslubun genişlemesi ülkeler arası irtibatı kesecektir. ABD'nin Ortadoğu'daki korsan varlığı, Irak ve Suriye'deki faaliyetleri Müslüman kanının dökülmesine neden olmaktadır. Nüfuz alanları oluşturmak, ülkelerin iç işlerine müdahil olmak maksadıyla operasyonları durdurması mecburiyettir. Akıl ve diplomasinin öncü olması hedefimizdir.

MHP, komşu ülkelerin huzurundan, toprak bütünlüğünden, siyasi birliğinden yanadır. Büyük ve yıkıcı bir savaşa engel olmak her ülkenin ortak görevidir. ABD Başkanı Trump suçlu arıyorsa Pensilvanya'ya bakmalıdır. Suç nedir, suçlu kimdir? Bu terazi bu sıkleti çekmeyecektir. DEAŞ liderini öldürenler, PKK'nın YPG'nin ileri gelenlerini de öldürsünler. Ya da kahraman Türk evlatlarının neler yapacağını dikkatle izlesinler.

176 insanın öldürülmesi felakettir. Bir uçağın düşürüp pardon demek akıl tutulmasıdır. Trump'ın azil süreciyle ilgili tartışmalar birden bire kesilirken, Irak'taki protestolar bıçak gibi kesilmiştir. ABD-İran arasındaki gelgitler Irak'taki tansiyonun yönünü belirlemektedir. Bize göre ABD'nin stratejik ortaklık masalı işgalin örtülmesinden başka bir anlama gelmemektedir. Görünen o ki ABD Irak'ta seri cinayetlerine devam edecektir. Türk milleti buna göz yummayacaktır.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER
Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge planlamasıyla haklı ve meşru harekatları barışın teminine yönelitir. Astana Zirveleri, Soçi Görüşmeleri, Cenevre Zirveleri Suriye'de çatışmasızlığa hizmet etmiştir. Suriye Anayasa Komistesi toplantıları sonuç vermemiştir. Komşu ülkelerin istikrarına muhatap ülkeler eş güdüm halinde destek vermelidir. İdlib'de bu gece ateşkese geçilecek olması muhafazası gereken bir karardır.

Libya'daki ateşkes çok değerlidir. Suriye Suriyelilerin, Irak Iraklıların, Libya Libyalılarındır. Türkiye; Irak, Suriye ve Libya'da aktif ve katılımcı olmalıdır. Bir cinayet makinesi Esad'ın varlığı, Suriye'deki çözümsüzlüğün nedenleri arasındadır. Problemin faillerinden çözüm beklemek boşa gayrettir. Suriye'de çözümün adresi herkesi içine alacak siyasi uzlaşmadır. Eğer sandık ve demokrasi sonuç vermezse Esad'ın tasfiyesi mutlak anlamda zaruriyettir. CHP, İP ve bazı sözde aydınların başını çektiği sözde aydınların görüşülmesini seslendirmeleri acıklı bir kokuşma halidir. Türkiye'nin sağlam duruşunu tartışmaya açanların zekaları kıt, idrakları kapalıdır.

CHP'YE LİBYA TEPKİSİ
Bu CHP, Türkiye'nin yararına ne varsa karşısında hizalanan odaktır. Nevşehir'de yapılan toplantıda Kılıçdaroğlu, 'Doğu Akdeniz'de zengin petrol, doğalgaz var. ABD orada, Yunanistan orada, GKRY orada, Mısır, Katar orada. Bir tek Türkiye yok'. Aynı Kılıçdaroğlu daha sonra 'Libya'da ne işimiz var' diyerek kayışı koparmış, şanzımanı dağıtmıştır. Salladıkça sallamış. CHP Genel Başkanı kuru sıkı atmakta, baltayı taşa vurmaktadır. Fizan'ın yerini gösterin desen gösteremez, Filipinleri gösterir. Kılıçdaroğlu'nun aklında sadece Hafter olduğundan Fizan'ın yerini bilemez. Fizan ile Türk askerinin gideceği yer arasında bağ bulunamayacaktır. Kılıçdaroğlu ve CHP'liler yalan ve çelişkiler anıtıdır.

'Kanal İstanbul depremi tetikler' dedikten sonra u dönüşü yapan CHP zihniyetidir. 'FETÖ'nün siyasi ayağı temizlenmelidir' destek olalım derler. FETÖ'nün CHP'de kurduğu düzeni saklayıp üç maymunu oynarlar. Bu CHP'nin sicili kabarıktır. Kılıçdaroğlu'nun sözleri yalandır. Türkiye Libya'da huzurun, tarihin yanındadır. 109 yıl önce Libya'da yaşananlar mıh gibi aklımızdadır. Dün Mustafa Kemal Paşa yapmıştı, şimdi de Akdeniz'in karşı kıyısındadır. Kılıçdaroğlu çok dertleniyorsa, Hafter'in yanında soluğu alması kendisine samimi tavsiyemizdir.