Çin’i yatırım için ikna etmeliyiz

Çin devlet kapitalizmine geçtikten sonra yıllık ortalama yüzde 9 civarında büyüdü ve bugün kişi başına gelir 9 bin dolar seviyesine geldi. ABD ile yaşadığı gerilim ve dünyada yaşanan resesyon Çin’in büyümesini yavaşlatıyor... Ama 2030, 2041 gibi büyük hedeflere sahip olan Çin, Türkiye açısından çok önemli... Türkiye, Kuşak Yol Projesi dahilinde Çin’i ikna edip yatırım yapmalarını sağlayabilirse çok büyük bir kazanç elde edebilir. Yükselen Çin’i ve Türkiye ilişkilerini Garanti Bankası Şanghay Baştemsilcisi Noyan Rona ile konuştuk.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 16 Aralık 2019 Güncelleme 23 Aralık 2019, 16:24
Çin’i yatırım için ikna etmeliyiz

İÇİNDEKİLER

Amerika ile Çin arasındaki gerilim nedir, Çin tarafı bu olaya nasıl bakıyor?
Çin tarafındaki genel görüş, Çin'in kalkınmasını istemeyen diğer güçlerin ticaret savaşlarını başlattığı/bahane ettiği şeklinde. Genelde uzun vadede planın bu olduğu söyleniyor

Amerika, bu şekilde devam ederse Çin'in gerisinde kalacağını düşnüyor, gerçekten öyle mi olacak?
Bazı alanlarda gerisinde kalabilir. Örneğin ihracat ve ithalatta zaten Çin birinci. Telekomünikasyon gibi alanlarda Çin'liler çok bariz ilerleme kaydettiler. Ancak teknik olarak Amerika ile sıralamada nerelerdeler bilemiyorum. Özellikle 5G teknolojisinde Çin'in daha ileride olduğu söyleniyor. Keza altyapıda da öyle.

Küresel Ticaret Savaşı'nda kim karlı çıktı?
Çin ABD ticaret anlaşmalarında birinci faz imzalanıyor. Gerçi Çin'liler bu konuda pek açıklama yapmıyor ama bence birinci fazın imzalanıyor olması Çin diplomasisinin bir başarısıdır, ABD'nin değil. Çünkü Çin'liler bir buçuk yıldır bunu görüşüyorlar ve böyle bir sonuca ulaştılar. Eğer ABD'ye kalsaydı bir ay içerisinde imzalanması gerekirdi değil mi… Çinliler bunu bir buçuk yıla yayarak alabildikleri tüm tavizleri almaya çalıştılar, tabii kendileri de taviz verdiler. En azından bir buçuk yıldır bu ticaret öyle ya da böyle ilerliyor. Hiçbir zaman 360 milyar dolarlık ticaret açığı yok olmadı. Çin'liler burada daha kazançlı çıktı. İkinci ve üçüncü fazda Çinliler yine büyük bir sabır ve diplomasi örneği göstererek bunu zamana yayarak bence Amerika'yı ikna etmeye çalışacaklar. Ve sonuçta en az zararla bu işten çıkacaklar diye düşünüyorum. Tabiki Çin ekonomisi de bundan çok etkilendi. Ama anlaşma olarak bakıldığında bence Çin'liler kendilerine en uygun anlaşmayı yapacaklar.

Çin 10 yıl önceki Çin değil. Her geçen yıl ne kadar ve nasıl gelişiyor, dünyaya hakim olabilir mi?
Çin'in son 40 yılda büyüme oranı ortalama %9.5, ancak son üç yıldır yavaş yavaş düşerek 6.2-6.3 arasında büyüme hızı kazandı. 2019 yılını da tahminen 6.2 gibi bir oranda tamamlayacak. Hükümet de bu son durumu göz önüne alarak Çin'in kalkınma hızını revize etti. Bundan sonraki yıllarda Çin'in 6.0 hatta 5.9 olarak büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu tabiki büyük oranda yurtdışında yaşanan durumlardan da kaynaklanıyor. Bunun içinde de Amerika'nın tabiki etkisi var. Ama genel olarak dünyadaki talep daralması Çin'e eksi olarak yansıdı. Çin hükümeti de mal talepleri beklemek yerine kendi içindeki tüketim silahını daha aktif hale getirmek için önlemler alıyor. Kalkınma modelini iç tüketime dayalı kalkınma modeline geçirmeye çalışıyor. Yatırım burada kilit noktada. Çekmeye çalıştıkları yatırımlar üretime dayalı yatırımlar. Böyle bir kalkınma planı ile karşı karşıyayız.

Önümüzde yeni bir on yıla görüyoruz. 2030da Çin'i nerede göreceğiz?
Çin'de büyük bir program var. 2025 Made in China var. 2035'te 10 sektörde büyük atılım sağlanacak. 2021 100.yıl dönümü ve Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluş yıldönümü. 2049 yılının hedefine göre Çin artık orta düzeyde kalkınmış bir ülke olacak. Şuanda zaten yıllık kişi başına gelir dokuz bin dolar civarında. O zaman 10 bin civarı olacak. hedef bu çinin 10 sektörde lider olması, modernleşmesi.. Bunlara ulaşılınca tarihteki eski parlak dönemine dönecek. Çok daha güçlü bir Çin göreceğiz. Yapılan hesaplara göre şuan 20 milyon yoksul var, hedefler doğrultusunda bu sıfıra indirilecek.

'HEGEMONYA KURMAYI İSTEMİYOR'

Çin için küresel aktör ve tartışmasız bir lider olduğunu ne zaman söyleyebiliriz?
Ekonomik olarak güçlü olmak siyasi olarak güçlü olmayı bazen getirmiyor. Çin her ne kadar tüm planlarını ekonomik kalkınma üzerine kurduysa da dünya ülkelerinle Çin'le olan beklentileri arttırdı. Eskiden uluslararası meselelere karışmamak gibi bir ilkeleri vardı şimdi bu ister istemez kalktı. Çin ister istemez bu sorunlarla muhatap olmaya mecbur kalıyor. Çinin diğer ülkelerle sağlıklı iletişim kurulması yönünde bir iştahı olduğunu görmüyoruz. İlerde bu ekonomik hedefleri başardığında siyasi bir güç olur mu, ben öyle olacağını düşünmüyorum. Hegemonya olamaz belki ama yakın komşularıyla daha samimi ilişkileri olabilir. Çin de hegomonik bir güç olma iddiasında değil

Çin'e baktığımız zaman dünyanın dört bir yanına yatırımları var bu bir askeri gücü de oluşturmak zorunda kalabilir mi?
Çin'in her alanda olduğu gibi askeri alanda da büyük atılımlar yaptığını görüyoruz. Bir tane uçak gemisi yaptılar ikincisini de yapılmak üzere. Dolayısıyla Çin deniz aşırı ülkelerdeki menfaatlerini koruyacak şekilde askeri gelişimini öngörüyor. Çin'in ekonomik menfaatlerini korumaya yönelik olarak koruyacak bir askeri güç olabilir. Amerika gibi olmayacaktır. Daha saldırgan kendinizinki doğrudan ilgilendirmeyen konularla ilgili olacaklarını beklemek mümkün değil.

KUŞAK YOL PROJESİ, 10 TRİLYON DOLAR

Kuşak Yol Projesi Amerika'nın denizlerdeki hakimiyetine karşı bir alternatif midir?

Çin'in Amerika tarafında özellikle Pasifik Asya'dan çıkışının engellenmesi ihtimaline karşın Çin'in karadan giderek kendi ticaret yollarının kontrol altına alması ve geliştirmesine yönelik bir proje olduğu söyleniyor. Ayrıca Kuşak Yol Projesi ile kendi ürünlerini ihracat yağacağı ve pazarlara ulaşması için bir politika olduğu da söyleniyor. Çin gibi büyük bir ülke olduğunuzda kendinize alternatif yaratmak zorundasınız. Onun için karadan da açılmaya çalışıp tedbir alması doğaldır. Ayrıca Kuşak Yol Projesi iki türlü; bir karadan iki denizden kuşak yol. O da deniz güzergâhını zaten öngörüyor. Güzergâh üzerindeki ülkelerin bu yoldan kazanç sağlaması gibi amaçlarla bu projesinin yapıldığı söyleniyor. Bazı handikapları da var. Bu projeye gerçekçi bakarsak, projeyi Çin'den başka finanse edecek ülke yok. Dolayısıyla finansman bakımından sadece Çin'e bağlı kalan bir proje... Çin'in bulunduğu uluslararası örgütlerde hemen hemen hepsinde Çin finansman lokomotif durumunda. Ama bu projede başka ülkelerin katılımı güzergahın yapımını kolaylaştıracak ve bu ülkelere bence fayda sağlayacak. Bizim de bu fırsattan yararlanmamız lazım.

Çin ile Türkiye Kuşak Yol Projesi veya diğer projelerle birlikte ne yapabilir?
Şuanda Çin Türkiye ilişkilerinin gelişmesinde en önemli güç Kuşak Yol. Çin'deki politika gereği diğer ülkelerle olan ilişkilerde en önemli kıstas bu ülkelerin bu yol üzerinde olup olmadığı. O bakımda Türkiye'ye yatırım çekilmesi ve Türkiye ile ticari ilişkilerin oluşturulması açısından daha rahat davranıyor. Biz bu rahatlıktan yararlanmalıyız. Turizm, kültür aklınıza ne geliyorsa kervansaray, ulaşım, ihracat ithalat pazarlarının artırılması gibi konularda bizim inisiyatif alarak Çine uygun projeler yapmamız lazım ki Çinle hem işbirliği hem de çinden finansman sağlayalım. Bu konuda pasif kalırsak istediğimizi alamayabiliriz Türkiye bu konuda proaktif olmalı. Böylece kuşak yol projesinden azami fayda sağlayabiliriz

'ÇİN'DEN TURİST, YATIRIM ÇEKELİM'

Türkiye'nin lojistik üs haline gelme ihtimali var mıdır?

Bence Türkiye lojistik merkezler kurmaktan ziyade üretim merkezleri kurması daha uygun bir yöntem. Böylece istihdam sağlanacaktır ve teknoloji gelecektir. Lojistik merkezleri güzel bir şey ancak sınırlı kalır. Çin sermayesinden faydalanmak için bu güzergah üzerinde eğer Çin'liler fabrika ve üretim merkezleri kurarsa arkasından zaten lojistik merkezleri gelir. Sadece lojistik merkezleri ile kalıp üretimi kaçırırsak bu bize çok fayda sağlamayabilir. Bu sebeple Çinlileri üretim merkezleri kurmaları için teşvik etmeliyiz. Çin'in hem kara hem deniz yolu yönünden alternatifleri var. Çin zaten lojistik merkezlerini kendine uygun şekilde yapıyor. Ama Kuşak Yol Projesinde biz lojistik merkezleri ile yetinirsek eksik kalırız. Güzergah üzerinden tren geçmeye başlayınca öyle ya da böyle bence lojistik merkezleri zaten oluşacaktır. Ama bence o merkezlerin yanında hemen üretim merkezleri ve yaşam alanları kurmamız lazım. Bu turizmi getirecektir, kültürel ilişkileri arttıracaktır.

Türkiye Çin'le nasıl bir ilişki içine girmeli ki söylediğiniz yatırımları yapabilsin?
Kuşak Yol Projesi'nin ihtiyaç duyduğu paranın 10 trilyon dolar olduğunu tahmin ediliyor. Bunun büyük bir kısmı Türkiye'den geçiyor. Bu bizim Çin'le ne kadar işbirliği yapacağımız ile de ilgili bir şey, projeye ne kadar katkı sağlayacağımız ile de ilgili. Çünkü Çin'in karadan da alternatifi var. O nedenle bizim bu konuda istekli olmamız lazım. En azından ilk hedef Türkiye ile Çin arasındaki ticaret açığının biraz kapanmasına yönelik olabilir. Ayrıca zaten biz sadece mal satar 20 milyar dolarlık bu açığı pek kapatamayacağız. O nedenle bu ilişkileri sadece ticari değil ekonomik ilişkiler çerçevesinde görerek ekonomik ilişkileri arttırıp ticaret açığını azaltmak daha doğru bir yaklaşım. Mesela Çin'lilerin Türkiye'ye daha çok yatırım yapması, daha çok turistin gelmesi, menkul değerlere yatırım yapmaları, borsaya yatırım yapmaları gibi genel ekonomik ilişkiler çerçevesinde ilişkileri oturtsak daha mantıklı olur. Bunların da alt yapısı karşılıklı güven ilişkilerini arttırmaya yönelik siyasi iradedir. O nedenle liderler ve heyetler arasındaki görüşmeler bu bakımdan çok önemli.

ALİ DEĞERMENCİ / NASIL OLUYOR?