Başkan Erdoğan KKTC'de konuştu: "Kıbrıs bizim milli davamızdır"

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Kıbrıs Türk'ünün her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz." dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise, "Kıbrıs Türk tarafı artık sonu gelmez bir müzakere sürecinin parçası olmayacaktır. Sonuç odaklı olmayan, ucu açık görüşmelerle bir yere varılamadığı artık anlaşılmış olmalıdır" diye konuştu.

Giriş Tarihi 10 Temmuz 2018, 00:00 Güncelleme 11 Temmuz 2018, 01:21
Başkan Erdoğan KKTC’de konuştu: Kıbrıs bizim milli davamızdır

İÇİNDEKİLER

Başkan Erdoğan dün yemin töreninin ardınan kabineyi açıklamıştı. Bunun üzerine Erdoğan yurt dışı ziyaretine başladı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan Bakü ziyaretinin ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gitti.

Erdoğan, Ercan Havalimanı'nda, KKTC Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Tufan Erhürman, Enerji ve Ekonomi Bakanı Özdil Nami, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay tarafından karşılandı.

Daha sonra Atatürk Anıtı'na gitmek üzere havaalanından yola çıkan Başkan Erdoğan, havalimanının çıkışında, ellerinde Türkiye, KKTC ve AK Parti bayrakları taşıyan yaklaşık bin kişiyi selamladı. KKTC halkının Başkan Erdoğan'a gösterdiği sevgi seli kameralara yansıdı.

Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Lefkoşa'da KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda baş başa görüştü.

Başkan Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı daha sonra heyetlerarası görüşmelere başkanlık etti.

Başkan Erdoğan, Akıncı ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Kıbrıs Türk'ünün her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz." dedi..

"RUMLARIN ZİHNİYETİ NE YAZIK Kİ DEĞİŞMEDİ"

"Kıbrıs milli davamız, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm bulunması da gayemizdir." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz Türk tarafı olarak bu konuda son 50 senedir her türlü çabayı gösterdik ancak gayretlerimize rağmen adada kapsamlı çözümü hedefleyen süreçlerin sonuncusu tam bir yıl önce Kıbrıs Konferansı'nın sonuçsuz kalmasıyla ne yazık ki sona erdi. Bunun sebebi ise Kıbrıs Rum tarafının kendisini adanın tek sahibi olarak görmeye devam etmesi, Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde ortaklık kurmaya ve siyasi gücü paylaşmaya yanaşmaması idi. Aradan geçen bir yılda Rumların bu zihniyeti ne yazıkki hiçbir şekilde değişmedi. Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerle ortak bir gelecek tasavvur edemedikleri konusunda artık kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türkiye, Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru haline gelmesine asla göz yummayacaktır, Kıbrıslı Türklerin bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık haline getirilmesine de asla izin vermeyecektir."

Doğu Akdeniz'de istikrarın güçlenmesine katkı sağlayacağını bildikleri bir çözüm konusunda çabalarını kararlılık ve iyi niyetle yapıcı katkılar sağlayarak sürdürmeye devam edeceklerine işaret eden Başkan Erdoğan, "Bu sürecin seyrinden bağımsız olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de her koşulda Kıbrıs Türkünün yanında olacağız. Özellikle Kıbrıs'ın tümüyle etrafındaki ekonomik, endüstriyel alanlar noktasında dünyanın bakışı değil, uluslararası hukukun gereği neyse bu hukukun gereğini de tüm katılımcıların yerinde adil olarak görmesi beklentimizdir. Aksi takdirde garantör bir ülke olarak bunun da gereğini uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl bugüne kadar aradıysak aramaya yine devam ederiz." değerlendirmesinde bulundu.


"Değerli basın mensubu arkadaşlarım, birliğiniz, beraberliğiniz, özellikle Kuzey Kıbrıs'ın geleceği noktasında çok önemli ve bu birliğinizle beraberliğinizle Kuzey Kıbrıs halkına vereceğiniz moral onların geleceğe bakışını da çok daha farklı bir şekilde güçlendirecektir." şeklinde konuşan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Akıncı başta olmak üzere tüm Kıbrıs Türküne misafirperverlikleri için şükranlarını sundu.

Başkan Erdoğan, ayrıca Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde meydana gelen tren kazasında vefat eden 24 vatandaşa Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara da Allah'tan şifa diledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, güçlü tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğu Başkan Erdoğan'ı KKTC'de ağırlamaktan ve devlet geleneğini sürdürerek dost ve kardeş ülkeler olarak Azerbaycan ve KKTC'ye aynı gün içinde ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Türkiye'de artık "yeni bir dönem" ve "yeni bir başlangıç" söz konusu olduğunu ifade eden Akıncı, bu yeni dönemin en başta Türkiye için hayırlı olmasını temennisini dile getirdi.

Akıncı, iki ülke arasındaki ilişkilerin samimi duygulara dayandığını belirterek, "KKTC için Türkiye ile iş birliği büyük öneme sahiptir. Ülkemizin her alanda gelişebilmesi için dünyadan haksız biçimde izole edilen Kıbrıslı Türklerin Türkiye'nin desteğine ihtiyacı olduğu açıktır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki yeni dönemde de iki ülke arasındaki iş birliği ortamının daha da gelişeceğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC'nin her alanda ayakları üzerinde durabileceği bir yapının oluşturulmasına yönelik ciddi ve planlı çalışmalar yapılmasının önemine işaret etti.

"ANADOLU TOPRAKLARI İŞ BİRLİĞİ KAVŞAĞINA DÖNÜŞMEKTEDİR"

Akıncı, Türkiye'nin son yıllarda belirgin biçimde başarı elde ettiği alanlardan birinin de enerji konusundaki uluslararası derinliğe sahip projeleri ve hamleleri olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan Anadolu toprakları, bugün başta bu iki kıta olmak üzere tüm dünya için bir iş birliği kavşağına dönüşmektedir. Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin açılışıyla yeni bir aşamaya gelen bu vizyon sayesinde doğal zenginliklerin çatışma değil iş birliği vesilesi yapılabileceği tüm dünyaya gösterilmiş oldu. Benim de hazır bulunduğum projenin Eskişehir'deki açılış töreninde belirttiğim gibi 'doğal kaynakları çatışma ve gerilim nedenine dönüştürmek yerine, barışçı iş birliği modelleri ile değerlendirmek yapılacak en doğru iştir'. Kıbrıs Adası açıklarında ve Doğu Akdeniz'de bulunan hidrokarbon yataklarının değerlendirilmesinde de bu türden bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Ne yazık ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bugüne kadar bunun tam tersine hidrokarbon kaynaklarını bir gerilim unsuru haline getirmeyi tercih etmiştir. Kıbrıs dahil Doğu Akdeniz'deki doğalgaz zenginliklerini birleştirerek, en makul güzergah olan Türkiye üzerinden Avrupa'ya nakletmek sadece ekonomik aklın gereğini yerine getirmek anlamına gelmeyecek, aynı zamanda bölgede geniş bir barış ve iş birliği alanı yaratacaktır."

"DOĞU AKDENİZ'DEKİ HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

Rum Yönetimi'nin Kıbrıslı Türklerin doğal kaynaklardaki haklarını görmezden geldiğini, paylaşım ve iş birliği ruhundan uzak bir tutumda ısrar ettiğini ifade eden Mustafa Akıncı, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, Türkiye'nin de desteği ile Doğu Akdeniz'deki haklarımızdan vazgeçmemiz söz konusu değildir. Temennim, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin yanlışından bir an önce dönmesi ve ortak zenginlikle, ortak bir geleceğin kurulmasına fırsat yaratacak bir vizyon genişliğine kavuşmasıdır." şeklinde konuştu.

Akıncı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, Kıbrıs'ta tarafların nabzını yoklaması için geçici misyonla Jane Holl Lute'u görevlendirdiğini anımsatarak, bu atamayı, sonuçsuz yeni bir müzakere sürecinin başlangıcı olarak görmemek gerektiğini kaydetti.

"Kıbrıs Türk tarafı artık sonu gelmez bir müzakere sürecinin parçası olmayacaktır." diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:

"Sonuç odaklı olmayan, ucu açık görüşmelerle bir yere varılamadığı artık anlaşılmış olmalıdır. 23 Temmuz günü adamıza gelmesi beklenen BM yetkilisi ile yapıcı bir ruhla samimi düşüncelerimizi paylaşacağız. Sorunların temel nedenlerini açıklıkla izah edeceğiz. Bu adada eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde yaşanacak, refahın paylaşılacağı adil bir çözüm için katkı yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha duyuracağız. Dilerim ki Rum tarafı da makul ve gerçekçi olmayan tavırlarından vazgeçer ve yetki ve zenginliğin adil bir biçimde paylaşılmasını sağlayacak bir çözüme katkıda bulunur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yönetiminde Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi bundan sonra da yapıcı desteğinin devam edeceğine inandığını dile getiren Mustafa Akıncı, Türkiye'de başlayan yeni dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da iyi bir noktaya gelmesini de temenni etti.