Önce Lübnan sonra İran

Bağdat-Londra eski Büyükelçisi Ünal Çeviköz, Suudi Srabistan ve Ortadoğu'yu TAKVİM'e anlattı: ABD’nin İran ile ilgili tasarımları var. Suudi Arabistan da bunun içinde. Ancak İran ile sıcak çatışma çok riskli bir durum. Böyle bir çatışma bölgesel bir savaş olarak kalmaz çok geniş bir alana yayılır, bir dünya savaşına neden olur. Bundan önce ise Lübnan karışacak.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 13 Kasım 2017 Güncelleme 13 Kasım 2017, 02:46
Önce Lübnan sonra İran

İÇİNDEKİLER

Aslında her şey Trump'un seçilmesinden sonra bölgeye yaptığı gezi ile başladı. Işıklı fantastik küre etrafında verilen fotoğraf sonrasında, önce Katar krizi çıktı. Ve ardından da Suudi Arabistan'da ılımlı İslam ve taht kavgası prenslere tutuklama kararı ile bugüne geldi. Bütün bu gelişmelerin amacı İran'a karşı yeni bir blok oluşturmaktı. Üstüne üslük Lübnan Başbakanı Hariri'nin istifası gerilimi zirve yaptırdı. Yeni dizayn çalışması bölgeyi ve özellikle Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini eski Londra ve Bağdat Büyükelçisi Ünal Çeviköz ile konuştuk.

​SUUDİ ARABİSTAN'DA NELER OLUYOR?
Suudi Arabistan'ın birçok sorununun yanında ekonomik sorunları var. Petrol fiyatlarının düşmesi çok ciddi bütçe açığına neden oldu. Bir taraftan da dünyanın değiştiğini ve yeni dünya düzeninin içinde Suudi Arabistan'ın özellikle ideolojik algılamalar sonucu bir yalnızlığa itildiği izlenimi, bu değişime neden oldu.

ABD BUNUN NERESİNDE?
Obama seçildikten sonra bu bölgeye ilk ziyareti Türkiye'ye yapmıştı. Trump ise bölgeye ilk ziyaretini Suudi Arabistan'a yaptı. Demek ki, Amerika Birleşik Devletleri bölge için bir tercihte bulunuyor. Suudi Arabistan ABD ile daha yakın bir dış politika uygulamaya doğru kayıyor. Trump'un Orta Doğu ile ilgili ilk söylediği cümle, 'bizim Orta Doğu bölgesinde Suriye'deki hedefimiz İŞİD'den kurtulmaktır. Irak'taki hedefimiz de petroldür dedi. Bir de bölgeye ilişkin İran ile ilgili tasarımları var. Hemen arkasından Katar krizinin patlaması önemli bir olaydır.

NE YAPMAK İSTİYOR?
Birincisi kendi içinde yaratılan düzensizlikleri, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri kişisel çıkarlara yönelmiş olan sorunları ortadan temizlemek istiyorlar. Bu olay hem kendi toplumlarına yönelik daha demokratikleşmeye yönelik bir adım, hem de uluslararası topluma karşı da Suudi Arabistan'da bir şeyler değişiyor, reformlaşma başladı görüntüsü vermek istiyorlar. İkincisi sadece petrole dayalı ekonomi ile olmayacağını... Bunun için yabancı yatırımcıya ihtiyaçları var. Yabancı yatırımı çekmek için Vehhabizm, Selefizm hatta El-Kaide'ye kadar giden terör örgütleri ile özdeşmekten ayrılmak istiyor.

ILIMLI İSLAM SORUNLU BİR DURUM DEĞİL Mİ?
Veliaht Prens; Suudi Arabistan bundan sonra Ilımlı İslam'ın yuvası olacak ve buna sahip çıkacaktır diyor. Arap Uyanışı sonrası tekrar Suudi Arabistan'ın öne çıkarması, böyle bir model arayışı içindeyseniz benimle ilgili eski algınızı ve bundan kendimi temizliyorum diyor.



SUUDİ ARABİSTAN'DAKİ İKTİDAR KAVGASI NEDİR?
Bütün bu değişiklikler iktidarın değişimi ile olabilecek. Krallığın Bin Salman'a geçmesi ve Salman'ın da veliaht olarak oğlunu tayin etmesi taht silsilesinde büyük bir değişikliğe işaret ediyor. Bunu elbette hazmetmek istemeyenler, siyasi direniş gösteren bazı çevreler olduğu anlaşılıyor. Bunu garanti etmesi için Prensleri gizli kapaklı ortadan yok ederek yapamayacakları için çok daha dikkati çekebilecek bir işle yolsuzluk üzerinden hareket ettiler. Bunu yolsuzluk üzerinden yapmakla çok daha kabul edilebilir hale getirdiler.

SUUD- İSRAİL PLATFORMU

​KOALİSYONDA KİMLER VAR?
Suudi Arabistan ile İsrail aynı platformun içinde. Bundan sonra Filistin meselesi gündemin alt sıralarına inecek. İşte tam burada İsrail ve Suudi Arabistan aynı platformda buluşacak. Ayrıca Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt bu koalisyona katılıyor. Bu tablo Katar Krizi ortaya çıktığında da beliren koalisyondu.

İSRAİL VE SUUDİ ARABİSTAN'IN AYNI PLATFORMDA BULUŞMASI TARİHSEL BİR KIRILMA MIDIR?
Mısır- İsrail savaşından sonra Camp David oldu ise o dönemden bugüne kadar önemli bir kırılma önemli bir köklü dönüşüm görülmedi. Eğer İran karşıtlığı İsrail ve Suudi Arabistan arasında bizim bugün tasavvur edemeyeceğimiz bir yakınlaşmaya gider ise o zaman önemli bir kırılma demektir.

BU KOALİSYON İLE İRAN SICAK ÇATIŞMAYA GİDER Mİ?
İran ile sıcak çatışma çok riskli bir durum. Böyle bir çatışma bölgesel bir savaş olarak kalmaz çok geniş bir alana yayılır, bir dünya savaşına neden olur. Bundan önce Lübnan karışacak. Lübnan'da Hariri'nin istifası ile birlikte Lübnan sahası içinde Suudi Arabistan - İran çatışmasının belirgin bir hal kazandı. Arap dünyasının kalbi olarak bilinen Levant'da Hizbullah'ın çok önemli varlığı mevcut. Bu İsrail'i ve Suudi Arabistan'ı çok ciddi şekilde tedirgin ediyor. İran'ın Katar krizinde Katar'dan yana tavır alması krizin daha akut şekilde ilerlemesine sebep oldu. Bu olay dahi bölgede ve Türkiye'de ciddi bir yansımaya neden olacaktır.

BU KOALİSYONDA TÜRKİYE'Yİ RAHATSIZ EDEN NELER VAR?
Körfez İşbirliği'nin bölünmüş olması önemli bir durumdur. Katar karşıtlığı ile bölgede yeni bir kutuplaşma oluşuyor ise Türkiye'nin geleneksel olarak Orta Doğu politikasında izlediği taraf tutmama ve her taraf ile eşit mesafede olma özelliği Katar krizi ile ortadan kalktı. Türkiye'nin Katar ile yakınlaşması, özdeşleştirilmesi Batı dünyasının Türkiye'yi Katar ile eşitlemesi Türkiye'yi zor duruma sokuyor. Bölgede oluşan koalisyona Türkiye karşıymış gibi durum oluşturuyor.

BU ÇATIŞMA RUSYA'YI RAHATSIZ ETMEYECEK Mİ?
Rusya'nın Suriye'deki konumu bundan etkilenmeyecekse çok büyük rahatsızlık duyacağını zannetmiyorum. Rusya Doğu Akdeniz'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından kaybettiği konumunu Suriye krizi ile birlikte geri alabildi. Lübnan'da savaş başlar ve İran buna müdahale ederse Rusya'nın da ortalığı sakinleştirici demeçleri olacaktır.

BÖLGEDE PETROL KONUSUNDA ABD'NİN PLANI NE?
Önümüzdeki 30-40 yılın fosil kaynaklarının önde gelen unsurlar olacağı tahmin ediliyor. ABD Orta Doğu'yu bıraktığını düşünmüyorum. Süveyş Kanalı, Doğu Akdeniz ve Hint Okyanus arasındaki geçiş bunların hepsi deniz yolları açısından fevkalade önemli yerler. Bölgenin önemi hiçbir zaman kaybolmayacak.

BU HAFTA İTİBARI İLE DEAŞ'IN KONTROLÜNDE BİR YER KALMADI, ABD ŞİMDİ NE YAPACAK?
ABD'nin İŞİD sonrası için bir planı olduğunu zannetmiyorum. Şimdi İŞİD temizlendi. Obama El- Kaide lideri Ladin'i öldürerek Obama'nın El- Kaide mücadelesi bitmişti. Trump'un hedefi de İŞİD'i yok etmekti. O da Suriye'den temizledi. İŞİD militanları bu bölgeden çıkıp Kuzey Afrika'ya gidiyorlar.

PYD/YPG - ABD İŞBİRLİĞİ NE OLACAK?
ABD PYD/YPG'yi bölgede ihtiyaç duyduğu bir müttefik olarak algılıyor. Bundan bir kaç ay önce İŞİD ortadan kalksa bile PYD'ye silah vermeye devam edeceğiz diye açıklamaları var. Türkiye ile ABD arasında çok ciddi bir güven sorunu var. Bu konu yılların biriktirdiği bir konu. 2003 yılında kaybedilen güven hala sağlanamadı.

İNGİLTERE İLE YAKINLAŞMA

SON DÖNEMDE BİRLEŞİK KRALLIĞIN TÜRKİYE'YE YAKINLAŞMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Londra'da görev yapmış Büyükelçi olarak; Türkiye toplumunda Birinci Dünya Savaşı Sendromundan kurtulunması gerektiğini düşünüyorum. "Lawrence of Arabia" sendromundan "İngilizler mutlaka Türkler'le ilgili bir tasavvur varsa bu Türkiye'nin aleyhinedir? " kompleksinden kurtulmamız lazım. Birleşik Krallık ile Türkiye'nin çok daha ortak menfaatler olduğunu görmek mümkün.

NEDİR BUNLAR?
100 yıl önce farklı bir konjonktür vardı bugün farklı bir konjonktür var. Brexit sonrası küresel düzeyde yeni ticaret ortaklıklarına ve yeni bir takım ortaklıklara ihtiyacı var. Dünya yeni bir düzen arayışına gidilirken Orta Doğu, oradan Orta Asya, Alt Kıta, Hint Okyanusu bütün buralara gidişinde hem demokratik, hem demografig özellikleri, hem gelişmişlik bakımından ortaya çıkan yegane ülke Türkiye. Batı'da ABD ile ilişkisini sürdürecek ise Doğu'da ise Türkiye ile ortaklık yaparak yapabilir. Bunun altyapısını hazırlama düşüncesinde Birleşik Krallık. Bu da sağlıklı bir gelişme.

TRUMP'IN KABİNESİ

TRUMP ORTA DOĞU'DA NEYİ AMAÇLIYOR?
Trump yönetiminde bulunan kişilerin özellikle asker kökenli olanların hemen hemen hepsi CENTCOM'dan geçmiş insanlar. Arıca 2003 Irak Savaşı'nda görev almış kişiler. Savunma Bakanı James Mattis asker olarak kullandığı söylemlerin İran karşıtı olduğunu görüyorsunuz. Bu yapının özelliği İran ve Rus karşıtlığının olmasıdır. Geleneksel Cumhuriyetçilerin geleneksel söylemi şu an Trump yönetiminde kurumsal anlamda ifadesini bulmuş durumda.

YARIN TÜRKİYE TEHDİT OLARAK GÖRÜP KUZEY SURİYE'YE GİRMESİ DURUMUNDA ABD İLE KARŞI KARŞIYA GELEBİLİR Mİ?
Eğer Türkiye, Amerika'nın bölgede kurmak istediği uzlaşmacı, İran'ın nüfuzunu azaltıcı bir stratejisini bozacak bir iş içine girişim içinde bulunursa Türkiye ile ABD karşı karşıya gelecektir.

TÜRKİYE'NİN İRAN KARŞITI KOALİSYONA MI DESTEK VERMESİ BEKLENİYOR?
Sorun daha önce Katar ile başladı. Türkiye, Suudi Arabistan ile Katar arasındaki gerginlikte Katar'dan yana tavır koydu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Katar'a yapacağı ziyareti de uluslararası kamuoyunca böyle okunacaktır. ABD ile Türkiye bölgede sıcak çatışma yaşar demeyelim ama ciddi gerilimli sorunlar yaşanabilir.

BİR ŞEKİLDE ABD PKK'YA DESTEK Mİ VERİYOR?
ABD PKK'yı bir terör örgütü olarak görüyor. Ancak Suriye sahasını bu işten ayırıyor. Suriye'de İŞİD ile mücadeleyi yaparken PYD'den yararlanıyor. PYD ne kadar PYD veya ne kadar PKK, o ayırımı Suriye'de yapmıyor.

NEON PROJESİ

BİR DE GÜNDEMDE NEON PROJESİ VAR NEDİR BU?
NEON Projesi Mısır ve Ürdün'ü de kapsayacak şekilde Kızıl Deniz ve Akabe Körfezine kadar, New York'un nerdeyse bir kaç misli büyüklükte mega alan oluşturuyor. Bu proje Mısır ve Suudi Arabistan'ın ekonomik kalkınmasını güçlendirecek ve iki ülke arasındaki yakınlaşmayı da sağlayacak yabancı yatırımcı çekmeyi amaçlayan bir proje.

DENİZ KRİZİ

ABD'NİN DENİZ YOLLARINI KONTROL ETMESİ, ÇİN'İ TEK KUŞAK YOL PROJESİNE Mİ SEVK ETTİ?
Çin sabırlı şekilde dünya ticaretinin ne kadar önemli olduğunu bunun için deniz ticaretinin çok önemli olduğunu bilmektedir. Bugün ABD'nin küresel güç olması Deniz Ticaretini kontrol etmekle olduğu biliniyor. Çin ve ABD küresel rekabeti bu alana taşıyorlar. Körfezdeki gelişmeler de bunun bir parçasıdır.

ALİ DEĞERMENCİ

FOTOĞRAF: SAFFET AZAK