İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bazı akademisyenlerle ilgili ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan akademisyen Meral Camcı hakkında 7,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından, bazı akademisyenlerin hazırladığı ve imzaladıkları bildiriye ilişkin soruşturma doğrultusunda 31 Mart'ta tutuklanan Camcı hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde terör örgütü PKK tarafından iki polisin evlerinde vurularak şehit edilmesinin ardından, terör örgütü üyeleri tarafından güvenlik güçlerinin mahallelere girmelerini engellemek ve avantajlı çatışma ortamı oluşturmak için mahalle girişlerine, sokaklara hendekler kazılmaya, barikatlar ve bombalı tuzaklar kurulmaya başlandığı, PKK/KCK terör örgütü tarafından bazı merkezlerde sözde "öz yönetim" ilan edildiği bilgisi verildi.
PKK/KCK terör örgütü sözde yürütme konseyi eş başkanı Bese Hozat'ın medya aracılığıyla 22 Aralık 2015 tarihinde, şüphelilere talimat mahiyetinde "aydın ve demokratik çevreler, öz yönetimlere sahip çıksın" açıklaması yaptığı anlatılan iddianamede, bu süreçte, 11 Ocak 2016'da şüphelilerin de içinde bulunduğu bin 128 kişi tarafından, "PKK/KCK terör örgütüne destek bildirisi" yayınlandığı aktarıldı.
"(PKK TERÖR ÖRGÜTÜ MÜ?) SORUSUNU CEVAPSIZ BIRAKTI"
Bildiri üzerine başsavcılıkça soruşturma başlatıldığı ve bu kapsamda bildiriye imza atan şüphelilerin ifadelerinin alınmaya başlandığı hatırlatılan iddianamede, bu süreçte, daha önce haklarında iddianame hazırlanan diğer şüpheli akademisyenler Muzaffer Kaya, Esra Mungan Gürsoy ve Kıvanç Ersoy ile birlikte Meral Camcı'nın da 10 Mart'ta, "basın açıklaması" adı altında, PKK terör örgütü propagandasına ısrarla devam ettiği ifade edildi.
İddianamede, bildiriyle Camcı'nın, diğer şüphelilerin bildiri altındaki imzalarından vazgeçmelerini engellemek ve Türkiye Cumhuriyeti devletine halen meydan okuyabildiklerini göstermek maksadıyla "bildirimizin arkasındayız" şeklinde açıklama yaptığının tespit edildiği belirtilerek, şüphelinin savcılık ifadesinde, ''PKK terör örgütü müdür?'' sorusuna karşılık, "Bu soru düşünce açıklamaya yöneliktir. Buna cevap vermek istemiyorum" dediği bildirildi.
Şüphelinin eyleminin PKK/KCK terör örgütü sözde yürütme konseyi eş başkanı Bese Hozat'ın talimatları doğrultusunda terör örgütüne destek mahiyetinde olduğu vurgulanan iddianamede, "Barış bildirisi adı altında PKK/KCK terör örgütünün meşrulaştırılmaya çalışılarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin katliam yapmakla itham edildiği, şüphelinin kastının terör örgütü ve mensupları tarafından Birleşmiş Milletler'in gözlemci statüsüyle görevli göndermesine zemin hazırlamak olduğu, şüphelinin ve terör örgütünün 'yerel bağımsızlık' anlamında kullandığı ve ilan ettiği sözde öz yönetimlere meşruiyet sağlamaya çalıştığı anlaşılmıştır.'' denildi.
İddianamede, şüpheli Camcı'nın, ''PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamenin, diğer 3 şüpheliyle ilgili hazırlanan iddianamenin gönderildiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine, davaların birleştirilmesi talebiyle gönderildiği öğrenildi.
SÜREÇ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" üyeleri hakkında başlatılan soruşturma dosyalarını bünyesinde toplayarak, bildiriyi imzalayan 733 akademisyenin ifadesini almaya başlamıştı. Savcılığın ayrıca, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına (YÖK) 733 akademisyenle ilgili yazı yazarak, haklarında idari işlem yapılmasını da talep edeceği öğrenilmişti.
Soruşturma kapsamında akademisyenlere, ''PKK'nın terör örgütü olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti devleti katliam mı yapıyor? Bildiriyi imzalamak için baskı veya tehdit aldınız mı? Bildirinin halen arkasında mısınız? Bildiride geçen 'bu suça ortak olmayacağız' derken güvenlik güçleri mi kastedilmektedir?'' şeklinde soruların yöneltildiği ifade edilmişti.
Soruşturma kapsamında, 3 akademisyen ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan tutuklanmış, hakkında gözaltı kararı çıkarılan Meral Camcı ise yurtdışında olduğu için herhangi bir işlem yapılamamıştı. Türkiye'ye dönen Camcı, savcılıkça ifadesinin alınması ve mahkemeye sevk edilmesinin ardından, 31 Mart'ta tutuklanmıştı.
Bu arada, 733 akademisyen haricinde bildiride imzası olan 395 kişi hakkındaki işlemin yürütüldüğü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki dosyanın da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve İstanbul'daki soruşturmanın bin 128 kişi üzerinden devam edeceği kaydedildi.
