Göğüs farkıyla kaybetti

Almanya'da yaşayan Melahat Sönmez, göğsünü dikleştirmek için 2004 yılında Türkiye'de bıçak altına yattı. Ameliyat sonrası göğüs yapısı bozuldu. Beklediği sonucu alamayan kadın, iki farklı raporla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Ancak Adli Tıp, "Göğüslerin bozulmamış" deyince davayı kaybetti

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 23 Ekim 2015 Güncelleme 23 Ekim 2015, 00:00
Göğüs farkıyla kaybetti

İÇİNDEKİLER

Dikleştirme operasyonunda göğüslerinin bozulduğunu savunan kadın, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı bireysel başvurudan umduğunu bulamadı! Almanya'da yaşayan Melahat Sönmez, Haziran 2004'te Akdeniz Üniversitesi'nde göğüs dikleştirme ameliyatı geçirdi. Almanya'ya dönen kadın operasyonun üzerinden 2 ay geçmesine rağmen bir sonuç alamadı.

55 BİN TL'LİK TAZMİNAT
Ağustos 2004'te Almanya'da bir hastaneye başvurarak sorunu araştırmaya başladı. Hastane, kadının göğüslerinin geçirdiği ameliyattan dolayı bozulduğu yönünde rapor verdi. Genç kadın, daha sonra Türkiye'ye gelip resmi niteliği olmayan Adli Tıp Vakfı'na başvurdu. Vakıf da "Memelerdeki bozukluk, ameliyattaki teknik hatadan kaynaklanmıştır" diye rapor düzenledi. Kadın aldığı iki raporla hastane ve doktor aleyhine 15 bin TL maddi, 40 bin TL de manevi olmak üzere toplam 55 bin TL'lik tazminat davası açtı.

DAVA REDDEDİLDİ
Mahkeme, kadının durumunu Adli Tıp Kurumu'na sormanın en doğru yol olacağına karar verdi. Ameliyat işlem evrakı, 2 rapor ve göğüslerin fotoğraflarını kuruma gönderildi. Adli Tıp yaptığı inceleme sonunda, Sönmez'in göğüslerinin şeklinin ameliyat sonrası oluşan enfeksiyon nedeniyle bozulduğunu belirledi. Bu raporu da mahkemeye gönderdi. Mahkeme de Sönmez'in açtığı tazminat davalarını reddetti. Karar da Danıştay 10'uncu Dairesi'nde onandı.

7 YIL SÜRDÜ
Melahat Sönmez davasının reddedilmesi üzerine bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Genç kadın, Anayasa'da güvence altına alınan "vücut bütünlüğünü koruma hakkının ihlal edildiğini" savundu. Ayrıca, davanın 7 yıldan fazla sürdüğünü bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü. AYM, kadının "Vücut bütünlüğünün bozulduğu" iddiasını reddetti. Ancak, davanın 7 yıl 8 ay gibi uzun bir süre devam ettiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna vardı.