İzmir'in kraliçesi Rees Köşkü

Adına şiirler yazılan Buca'daki Rees Köşkü, Kraliçe Victoria'nın yazlık köşkünden ilham alınarak yapıldı. Manchester'dan gelen Rees Ailesi'ne ait köşk, ihtişamıyla dikkat çekiyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 07 Temmuz 2014 Güncelleme 07 Temmuz 2014, 00:09
İzmir’in kraliçesi Rees Köşkü

İÇİNDEKİLER

Ünlü Fransız Yazar Victor Hugo (1802-1885) "Tutsak" adlı şiirinde İzmir'i böyle tasvir eder. Oysa İzmir'i görmemiştir bile ama dillere destan güzelliğini çok duymuş ve adeta bir destan olarak anlatılan şehrin güzelliğini hayalinde böyle canlandırmıştır. İzmir, Batılı'ya göre yaklaşık 300 yıl Doğu'nun yıldızı olmuştur. Güzelliği, zenginliği ve kafalarındaki Doğu'nun gizemiyle İzmir, Osmanlı'nın Akdeniz'deki incisiydi. Hakkında anlatılan büyülü sözlerin bir kısmı da köşklerinin ihtişamından doğuyordu. Bir çırpıda sayılamayacak kadar çok olan bu köşklerin en ünlülerinden biri de Buca'daki Rees Köşkü'dür. Zenginliğin ve ihtişamın boyutu o düzeye gelmişti ki, sahibi bu köşkü Kraliçe Victoria'nın yazlık köşkünden ilham alarak yaptırmıştı. Demek ki bu köşklerin sahipleri kendilerini Doğu'nun kral ve kraliçeleri olarak görüyorlardı. Kaç tane köşk hakkında kitap yazılmıştır ki? Rees Köşkü, Mehmet Ali Demirbaş imzasıyla adına kitap yazılan bir köşktür ve değil Türkiye, İzmir ve Bucalılar bile bu köşkün tarihçesini yeni yeni öğrenmeye başlamıştır. İzmir'in yaklaşık 100 yıl önce başlayan düşüşü, basının sadece İstanbul'u anlatmasıyla birleşince, İzmir gözden ırak bir şehir oldu çünkü...

PAMUKLA İŞE BAŞLADILAR
Rees Ailesi, Levanten yani "Batı kökenli, Doğu Akdeniz'in özellikle liman şehirlerine yerleşmiş olan ticaretle uğraşan Hristiyan" tanımına tam uyar; çünkü İzmir, Kahire, İsmederiye ve Yunanistan'a yayılmıştı. Diğer Levanten ailelere göre İzmir'e Kırım Harbi sonrası yani 19. yüzyılın ikinci yarısı yerleşmişti. Dönemin en büyük ticaret kalemi olan pamuk, bütün İngiltere kökenli tüccarların öncelikli işiydi. Aslında Rees'ler Galler asıllıydı ama pamuk ve iplik ticaretinin kalbi olan Manchester'dan gelmişlerdi. İngiltere'nin ABD'nin güney eyaletlerinden getirttiği ucuz pamuk, kuzey eyaletlerinin rekabette baş edememesi sonucu ABD'de bir iç savaş yaşanmıştır. Görünürde köleliğin kalkması gibi ulvi amaçlar taşıyan savaşın ardında bu hesap vardı. İngiltere kendisine yeni ucuz pamuk ekim alanları arıyordu. Çukurova ve Söke de bu ihtiyaçtan tarıma açılmıştı. İngiltere bağlantılı her şirket, tüccar da Doğu'da önce pamuk işine giriyordu.

MADENCİLİĞE GEÇİŞ
Pamuk ve yan ürünleri çok büyük para getiriyordu kuşkusuz ama ondan da fazla para getiren iş Türkiye'nin bakir topraklarında çıkarılmayı bekleyen madenlerdi. Rees Ailesi de pamuk, boya işiyle başlayıp madenciliğe geçti. Ödemiş yakınlarındaki antimuan madenlerini bulan ve işletme hakkını alan İngilizler içinde en çok para kazanan Rees'ler oldu. Yurttaşları olan Whittall'lardan borç alarak başladıkları işte büyük bir servet yaptılar. Sanayide hammadde olarak kullanılan bu maden öylesine yüksek para sağlıyordu ki; Londra'da İzmir Antimuan Şirketi adıyla bir firma bile kurulmuştu.

OĞULLARI DA AYNI YOLDA
İzmir'e yerleşen ve bugün adlarıyla anılan köşkü yaptıran Rees Ailesi'nin büyüğü Thomas Bowen Rees'ti. Önce eşinin, ardından 1899'da kendisinin ölümünden sonra köşkteki vitraylar Alsancak'taki Baptist Kilisesi'ne bağışlanacak kadar değerliydi. İzmir'deki İngiltere cemaatinin iç evlilikler yapması nedeniyle başta Giraud ve Whittal Aileleri olmak üzere Rees'ler şehirdeki pek çok İngiliz aile ile akraba oldu. İngiliz cemaati aynı zamanda pek çok ülkenin konsolosluk görevini yaparak, Akdeniz'e yayılmıştı. Baba Rees'ten sonra şirketin başına geçen oğul Bowen Ress de Finlandinya ve İsveç Konsolosu olmuştu. Bu ülkelere mal ihraç ediyordu. Mallarını kendi gemileriyle taşımaya başladılar ama sadece mal taşımıyorlardı. I. Dünya Savaşı'nda işgalci İngiliz askerlerini de Levant'a taşıdılar. Savaş ve güvenlik nedeniyle farklı yerlerde yaşıyorlardı. İzmir'le olan bağları 1947'ye kadar sürdü. İşin başına artık torun Nobel Rees geçmişti; aynı zamanda da Sakız Adası'nda İngiltere Konsolosu olarak görev yapıyordu. II. Dünya Savaşı esnasında bu kez Alman Ordusu'ndan kaçmak için İzmir'e gelmişlerdi.

YAPIM TARİHİ 1890-1895
Rees Ailesi'nin İzmir'le olan bağları tamamen kesildikten sonra köşkü Milli Eğitim Bakanlığı satın aldı ve İzmir Eğitim Enstitüsü olarak hizmete açtı. Bugün Eğitim Fakültesi'nin yönetim binası olarak hizmet vermektedir. Köşkün yapım tarihi olarak 1890 ile 1895 gibi farklı tarihler verilmekte. Bu köşk ailenin Buca'daki ikinci köşkü aslında. İlk oturdukları köşk, Vali Rahmi Bey'in kaçırılan oğlu Alp Arslan Evi olarak anılır.