Başbakan'dan Kılıçdaroğlu'na sert eleştiri

Başbakan Erdoğan, "Zannedersiniz ki CHP'nin genel müdürü Londra'da, Paris'te doğdu, orada büyüdü, orada yetişti. Tunceli'de doğacak, orada büyüyecek, oranın kültürünü taşıyacaksın, sonra çıkıp Ortadoğu'ya 'bataklık' diyeceksin. Bu hem ırkçılıktır, hem de aslını, özünü, kendi öz kimliğini inkardır." dedi.

Giriş Tarihi 17 Haziran 2014, 00:00 Güncelleme 17 Haziran 2014, 14:13
Başbakan’dan Kılıçdaroğlu’na sert eleştiri

İÇİNDEKİLER

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, dün vefat eden sinemanın önemli isimlerinden senarist, yazar, düşünür Ayşe Şasa'ya Allah'tan rahmet diledi.

Şasa'nın, bir röportajında "Kökleriyle barışamayan bir toplumun soylu işler yapması mümkün değil" dediğine işaret eden Erdoğan, "Kökleriyle barışarak, tarihin ve medeniyetin aydınlığında son derece önemli işler yapmış, önemli eserler bırakmış bir sanatçımızdı. Rahmetle yad ediyor, mekanı inşallah cennet olur" dedi.

Erdoğan, bölgede bir kez daha çok önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çekerek, Türkiye'nin kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı olarak bu gelişmelerden etkilendiğini söyledi.

"Yoğun gayret içindeyiz"

En son Irak'ın Musul kentine, IŞİD adı verilen örgüt tarafından saldırı düzenlendiğini anımsatan Erdoğan, Musul'un, örgüt elemanlarının kontrolüne geçtiğini anlattı.

Erdoğan, Musul'da bulunan başkonsolosluğun, IŞİD mensupları tarafından kuşatıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçeridekilere kapıları açma çağrısı yaptı. Musul'da güvenliği sağlayan Irak kuvvetleri, şehri tamamen terk ettiği için başkonsolosluğumuzdaki görevlilerin, içeride bulunanların can güvenliği bakımından çatışmaya girmemekten başka seçeneği bulunmuyordu. Başkonsolosluğumuzda bulanan, başkonsolos, ailesi ve personelden oluşan 49 vatandaşımız başka yere götürüldüler ve şu anda orada tutuluyorlar. Ayrıca o bölgede çalışan 31 TIR şoförümüz de yine IŞİD tarafından alıkonuluyor.

Hem başkonsolosluk çalışanlarımızı hem şoförlerimizi oradan almak için çok yoğun gayret içindeyiz. Dışişleri Bakanlığımız'da bir kriz masası oluşturuldu, ilgili tüm birimlerle gelişmeler an be an kontrol ediliyor. Irak makamlarıyla da sürekli irtibat halinde vatandaşlarımızın kurtarılması için her türlü imkan kullanılıyor. Dışişleri Bakanlığımız'daki kriz masası aynı zamanda Irak'ta bulunan vatandaşlarımızın tahliyesini de koordine ediyor ve gerekli uyarıları yapıyor."

"Bulundukları ülkelerin teminatı altındalar"

Başbakan Erdoğan, elçiliklerin, bütün personelleriyle birlikte bulundukları ülkelerin teminatları altında olduğuna işaret etti.

Her ülkenin, kendi toprakları üzerinde faaliyet gösteren diplomatik personeli adeta kendi namusu, şerefi gibi görüp, onların can, mal güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu vurgulayan Erdoğan, Irak'taki merkezi hükümetin bunu başaramadığını, Musul'daki başkonsolosluk binalarını ve personelini koruyamadığını bildirdi.

Bu tür talihsiz olayların zaman zaman başka ülkelerin de başına geldiğini dile getiren Erdoğan, en son ABD'nin Libya'daki büyükelçisinin feci şekilde katledildiğinin altını çizdi.

Erdoğan, "İnşallah Musul'da rehine olarak tutulan diplomatik personelimiz ve vatandaşlarımız sağ salim Türkiye'ye döneceklerdir. Bunu temin etmek için ne gerekiyorsa yapıyor, son derece hassas ve yoğun şekilde çalışmaları sürdürüyoruz" dedi.

"Sorumsuzluk örneği"

Musul'daki olayın, Türkiye içinde başta CHP olmak üzere, bazı muhalefet partileri ve bazı çevreler tarafından iç politika malzemesi yapılmak istendiğini belirten Erdoğan, bu fırsatçı tavrın devam ettiğini kaydetti.

Erdoğan, "Bu kadar hassas meselenin, bizim oradaki 80 vatandaşımızın can güvenliğini doğrudan ilgilendiren meselenin iç politika meselesi yapılması, tam anlamıyla sorumsuzluk örneğidir. Biz orada canlarımızı sağ salim kurtarmaya çalışırken, biz can derdindeyken CHP'nin adeta kasap gibi et derdinde olması, bunu siyasi ranta çevirme gayreti içinde olması tevili mümkün olmayan bir fırsatçılıktır" diye konuştu.

"CHP'nin genel müdürü son zamanlarda çok sık olarak Ortadoğu'dan 'bataklık' diye bahsediyor. İşte bu, tarih bilmezliktir, apaçık cehalettir" diyen Erdoğan, "Bütün bunların ötesinde Ortadoğu'ya, milyonlarca insanın yaşadığı, milyonlarca insanın vatanlarının olduğu bölgeye 'bataklık' demek, ırkçılıktır, ayrımcılıktır, bilinç altındaki faşizmin ortaya çıkmasıdır. Zannedersiniz ki CHP'nin genel müdürü Londra'da, Paris'te doğdu, orada büyüdü, orada yetişti. Tunceli'de doğacak, orada büyüyecek, oranın kültürünü taşıyacaksın, sonra çıkıp Ortadoğu'ya 'bataklık' diyeceksin. Bu hem ırkçılıktır, hem de aslını, özünü, kendi öz kimliğini inkardır. Dünyanın neresi olursa olsun, insafı ve vicdanı olan bir kişi, çıkıp da bir bölgeyi 'bataklık' diye tarif edemez. Hele hele kültürel, etnik, dini irtibatlarımızın olduğu bir bölgeye 'bataklık' demek sorunları büyütmekten başka hiçbir gayeye hizmet etmez." ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz CHP'nin, özellikle de CHP Genel Müdürü'nün Ortadoğu politikasında hangi kriterleri esas aldığını çok iyi biliyoruz. Bu yaklaşım son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. CHP, bir yandan genel müdürünün açıklamalarıyla bir yandan da yandaş medyasının haber ve yorumlarıyla bizim oradaki vatandaşlarımızın hayatlarını ciddi şekilde tehlikeye atıyor. Böyle sorumsuzluk olmaz.

CHP, dış politikada mezhep taassubunun, iç politikada terör örgütlerinin, siyaset üretmede de Pensilvanya'nın esiri haline gelmiştir. MHP'ye yavru mulahelef demiştik, bunu bile hak etmiyor. MHP doğrudan doğruya CHP ve Pensilvanya'nın vagonu haline gelmiştir."

Böcek soruşturması


Başbakan Erdoğan, TBMM'de partisinin Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunmasına ilişkin yürütülen "Böcek" operasyonuyla ilgili soru üzerine, "Konuyla ilgili, ilgili birimler yargıyla müşterek olarak şu anda çalışmalarını sürdürüyorlar. Tabii neticeyle ilgili henüz bana ulaşan bir bilgi yok. Fakat bugün ben de 12 ayrı noktada televizyonlardan böyle bir çalışmanın yürütüldüğünü öğrendim. Zannediyorum çalışmalar bittikten sonra gerekli bilgileri alacağım" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "Gözaltına alınanlardan biri 5 yıldır yanınızda olan bir isimdi, nasıl değerlendirmek lazım" sorusuna Erdoğan, "Şimdi değerlendirmesini yapmayalım. Sonra yapalım" yanıtını verdi.