İngilizler'e Osmanlı şamarı

Irak cephesinde Halil Paşa komutasındaki askerlerimiz, İngiliz ordusuna unutamayacağı bir ders verdi... İngilizler’e göre Osmanlı Ordusu’nun kazandığı bu Kut Zaferi, onlar için en aşağılayıcı hezimetti...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 17 Kasım 2012 Güncelleme 17 Kasım 2012, 09:44
İngilizler’e Osmanlı şamarı

İÇİNDEKİLER

Osmanlı Ordusu, 1916'da İngilizler'e karşı Kut Zaferi'ni kazandı. Ancak bu zafer, hiçbir zaman dillendirilmedi. Çünkü Çanakkale Savaşı ön plana çıktığı için Osmanlı'nın İngilizler'e attığı bu tokadın izleri gizli kaldı. Ancak İngilizler'e göre Kut Zaferi "1842'deki Kabil bozgunundan beri İngiliz ordusunun yaşadığı en aşağılayıcı hezimet..." olarak tarihe geçti. Avustralyalı araştırmacı Dr.Gaston Bodart bu zaferi, "İngiliz prestijinin Birinci Dünya Savaşı'nda yediği en büyük darbe" olarak yorumlamıştı. Nedense, tarih kitaplarımızda bu zaferin sonuçları üzerinde pek durulmuyor. Olaylara çok yönlü bakma, farklı gözlerle okuma becerisiyle unutturulan bu tarihi onuru yeniden ele alabilme imkanı bulduk. Bir zamanların Mezopotamya'sı olarak bilinen bugünkü Dicle ve Fırat havzası içinde yer alan ve Basra'ya kadar uzanan bölge, Osmanlı Ordusu'nun I. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı cephelerden biriydi. Irak cephesinde 1916'da Halil Paşa komutasındaki ordumuz, üzerinde güneş batmadığı söylenen İngiliz General Townshend komutasındaki İngiliz tümenini, Kut'ül-ammare Şehri'nde darmadağın etmişti. Şanlı Türk askeri, 13 general, 481 subay, 13 bin 300 askeri, tüm savaş araçgereçleri ile esir almıştı.

KUT BAYRAMI İLAN ETTİ
Halil Paşa zafer sonrası ordusuna yayınladığı bildiride şöyle demişti: "Bize 200 seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allah'a hamdü şükür eylerim. Allah'ın azametine bakınız ki, bin 500 senelik İngiliz Devleti'nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki senedir devam eden Cihan Harbi, böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir. Esir aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. İşte Türk sabrının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale'de, ikinci vakayı burada görüyoruz. Bugüne KUT BAYRAMI ismini veriyorum." Ancak kazanılan bu tarihi zafere rağmen savaşın genelinde mağlup olan Türk ordusu, takviye edilen İngilizler'in bölgeyi Şubat 1917'de işgal etmesine engel olamadı.

* * *
ABDÜLHAMİT ÜZERİNDE PSİKOLOJİK HAREKAT
Sultan II. Abdülhamit, hakkında en çok konuşulan hükümdarlardan biridir. Osmanlı tarihinin en kritik döneminde tahta geçen Sultan II. Abdülhamit ekonomik sıkıntılar, etnik güçlerin Osmanlı Devleti'ne karşı yürüttükleri böl ve paylaş politikaları gibi içte ve dışta pek çok problemle karşılaştı. Devleti yakından ilgilendiren önemli olaylar, onun saltanatı dönemine rastladı.

NEDEN KIZIL SULTAN!
Abdülhamit "Kızıl sultan" iddiasını Albert Vandal adlı bir Fransız yazar ortaya attı. Sebebi de, Abdülhamit'in Ermeni isyanlarını bastırtmış ve Yahudiler'e Filistin'de toprak satmamış olmasıdır. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa kamuoyunda Abdülhamit'in kan dökücü bir padişah olduğu propagandası başlatıldı. İşte "Kızıl", yani kan döken Sultan lakabı bu sırada boynuna asıldı. Abdülhamit hakkında "Milleti cahil bıraktı" iddiaları da ortaya atıldı. Halbuki o okumayı çok seviyordu. "Sherlock Holmes hastası"ydı. Tarihçiler onun bu tutkusu için, "Polisiye roman hastası olduğunu biliyoruz. Yeni çıkan eserleri İngilizce'den anında çevirtip kendisine okutturuyordu" diyor..

İLK HAFİYE TEŞKİLATI
Abdülhamit, "Ajansız, casussuz bir devlet olur mu?" diyerek Osmanlı'da ilk Hafiye Teşkilatı'nı kurdu. Fransa'nın İstanbul büyükelçisi, Abdülhamid'in tahta geçtiği yıl sokaklarda Fransız Kralı'nın posterlerinin Ermeni hamalları tarafından satıldığını yazıyordu. Abdülhamit, iktidarın dizginlerine asılabilmek için hafiye teşkilatını kurmak zorundaydı.
Arşivlere göre;
Sultan, her jurnali okuyor, ama mutlaka yazanın özelliğine göre değerlendirmeye tabi tutuyordu. Sultan Abdülhamit, 33 yıl padişahlık yaptıktan sonra 27 Nisan 1909'da tahttan indirildi. Önce Selanik'e sürüldü. Balkan Savaşı çıkınca İstanbul'a getirildi, ev hapsinde öldü.

* * *
YENİÇERİ OCAĞI NASIL KAPATILDI
Avrupa'nın ilk daimi ordusu olarak tarihe geçen Yeniçeri Ocağı, I. Murad döneminde (1363-1389) kuruldu. Orduyu kurmak için, devşirme sistemi getirildi. 8 ile 18 yaşları arasındaki çocuklar, bir nevi köle gibi alınırdı. Ancak genellikle çok büyük olmamasına özen gösterilirdi. Bir ailenin tek çocuğu olanlar alınmazdı. Çocuklar, devlet merkezine geldiklerinde sünnet edilirler, bazıları saray hizmetine alınır, bazıları da devlet adamı olarak yetişmek üzere Enderun'a dâhil edilirdi. Burada çok sıkı bir eğitimden geçerek sanat ve ilim öğrenirlerdi.
Daha sonra, Türk ailelere gönderilerek 3-5 yıl Türk ve İslam kültürünü öğrenirlerdi.

KESKİN KILIÇ
Ocağa Türk ve Müslüman çocuklar alınmazdı. İslam'a göre Müslümanlar'ın köle olması caiz değildi. Ayrıca Yahudiler de ocağa alınmazdı. Rus, Çingene ve Gürcüler de ocağa dâhil edilmezlerdi. Ocak, 15.yüzyılda, Bektaşi tarikatıyla resmen birleşti.
Bu bağlantı sebebiyle ocağa " Ocağ-ı Bektaşıyan" da denilmişti. Osmanlılar'ın keskin kılıcı yıllar sonra devletin kendi elini kesen bir kılıca dönüştü. 360 yıl kadar Osmanlı Devleti'ne hizmet eden bu ocak zamanın ruhuna uyamadığı için tarihe karıştı.

* * *
YARIN:
Vahdettin hain miydi?
Hangi padişahlar darbe ihe tahttan indirildi?
Sultan I. Murat, savaşta nasıl şehit düştü?