Uyuşturucu çetesi tetikçilerinin işi

'Hatay Cinayetleri' kurbanlarından Semire Karaağaç'ın babası ilk kez Takvim'e konuştu, sır perdesi aralandı...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 08 Ekim 2009 Güncelleme 08 Ekim 2009, 01:04

İÇİNDEKİLER

Hatay'da art arda işlenen 'çift cinayetleri' seri katil işi mi sorusu soruluyordu. Dün öldürülen çiftlerin Hatay ve Samandağ'da oturan ailelerine gittim. Nişanlı çiftten erkek olanın ailesi hayli yadırgatıcı bir şekilde; "Olayın üzerine gidilmesini, Haber yapılmasını" istemiyordu. Oğullarının katili 'güya' meçhuldü ama onlar yakalanmasını arzulamıyor gibiydi. Sonra kızın mahallesine gittim. Yaşlı anne babanın ağzını bıçak açmıyor, en büyük abinin eşi bizden kaçıyor, çocuklar ise sıkı tembihli olduğundan her soruya; "Allah'ın takdiri" yanıtı veriyordu.

NEDEN ÇALIŞMIYORSUN

Ben de çevre araştırması yaptım. Esnafın bana sempatisi varmış. Komşuları olan bir genç Arapça kim olduğumu babaya anlattı ve doğruları söylemesi konusunda ısrar etti. Bunun üzerine yaşlı adam ağlayarak sır perdesini aralayan şu sözleri söyledi: " Kızımız Semire'yi yakın akrabamız olan Selim'e nişanladık. Nikâhlarına az zaman vardı. Selim son zamanlarda işe güce gitmez olmuştu. 'Evladım evleneceksin, çocukların olacak, niye çalışıp para biriktirmiyorsun?' diye sorduğumuzda 'hazırda çok parası olduğunu' söylüyordu. Olay gününün sabahı balığa gidip erkenden döndü. 2 kocaman balık yakalamıştı. 'Akşam yemeğinde bunları yiyelim' dedi. Bütün gün evde oturdu. Kendisine bir yerlerden defalarca telefon geldi. Konuşan adamların bağırtısını biz bile duyuyorduk.

GİDİP DÖNMEDİLER

Sonra 'sigara almam lazım' deyip kalktı. Kızımızı da yanına istedi. Hemen gelecekler diye ses etmedik ama bir daha dönmediler. Biz acımızı yaşarken devamlı surette rahatsız edildik. Bu arada ortanca oğlum Murat'a da sık sık telefonlar gelmeye başladı. Bir defasında evdeki küçükler de duymuş. Telefondaki kişi 'Nişanlısı bizim paramızı kız kardeşine vermiş. Para evde bir yerdeymiş. Senin aldığını duyduk. Onlar gibi olmak istemiyorsan getir o parayı bize.' diyorlarmış. Oğlum Murat daha önce bazı suçlardan hapis yattıydı. Tehdit edenlere telefonda küfretmiş. Birkaç gün sonra o da sözlüsünün evi önünde kızın babası tarafından pompalı tüfekle vurulup öldürüldü. Duyduğumuza göre tehdit eden adamlar esrar eroin hap işindelermiş. Çocuklarımızı da bir şekilde tuzağa düşürüp kurban ettiklerini düşünüyoruz"

ÇARPICI DETAYLAR
Bölgede pek çok dava takip etmiş bazı avukat dostlarımla da konuştum konuyu. Onların arasında dosyaları inceleyen, ailelerin jandarma ve polise verdiği ifadeleri bilenler şu çarpıcı detaylardan söz ettiler: "Burada eroin işi olmaz ama esrar konusunda hem Türkiye'nin hem orta doğunun esrar ambarı bu bölgedir. Esrarın üretildiği Hint Keneviri tarlaları göz alabildiğine büyüktür burada. Devamlı baskın operasyon yapılır ama yeterli olmaz. Arap ülkelerindeki hapishanelere bakarsan orada yatanların çoğunun bu bölge gençleri olduğu görülür. 'Suudi Arabistan'da işçi olarak çalışıyorum' diyenlerin hemen hepsi esrar işinden içerdedir.

MUHBİRLERE ÖLÜM
İşlenen her iki cinayet 2 olayında da kızlar masum. Erkekler ise tespitlere göre çetelerin içinde bir şekilde yer almış. Her iki olayın da kurbanı kendi çetesine kazık atmış. İlk olayda öldürülen şahsın (Nişanlı çift) Büyük parti mal satışına aracılık ettiği, parayı alıp malı vermemiş olduğu yolunda bulgular var. İkinci olaydaki kişi ise muhbir olduğu gerekçesiyle infaz edildi deniyor. Ekipler bir süre önce motosikletli bir karı kocayı ihbar üzerine çevirmiş ve üzerlerinden 5 kilo esrar çıkmıştı. Bu karı kocanın evlerinde de büyük miktar esrar ve tabancalar çıkmıştı. Bunların ihbar üzerine yakalandığı, muhbirin de öldürülen şahıs olduğu söyleniyor. Duyumlarımıza göre Antakya Polisi bu cinayetleri gurur meselesi yapmış ve çözmeye ant içmiş. 'Hedefe çok yaklaştık. En geç 1 ay içinde 2 faili de alacağız.' diyorlarmış.

SERİ KATİL OLAMAZ

Aynı kaynaklar bana "Cinayetleri işleyen seri katil diyorlar ki bu tamamen palavra. Duyumlarımıza göre olay yerlerinde yapılan incelemeler bunu açık seçik gösteriyor. Bırakılan izlerden ilk olayda (nişanlı çift olayı) cinayeti işleyenlerin olay yerine en az 3 kişi geldiğini ve kurbanlarıyla aralarında kavga çıktığını tespit ettik. Kızı da tanınmamak için vurmuşlar. İkinci olayda ise katil tek kişiymiş. Silahların biri 7.65 diğer olaydaki ise 9 mm. Faillerin ayak izi boyutları ve kiloları farklı. İlk olayda kurbanların telefonları da almışlar ama ceplerindeki para ve kredi kartlarına dokunmamışlar. Olayın ucu bölgedeki bazı hatırlı kişilere bile uzanabilir. O hatırlı kişilerin gücü büyük. Bu güç esrar maddesi üretimi ve dağıtımı konusunda neredeyse tekel oluşturmalarından kaynaklanıyor.