Morgül, gazetecilik hayatımda hiçbir zaman merakıma mucip bir karakter olmadı ne yalan söyleyeyim. Sesinin güzel olduğunu bilmeme rağmen, belki de bize yansıyan tarzından ve üslubundan dolayı sadece yüzünü bildiğim bir magazin figürüydü benim için. Ta ki Twitter alemine arz-ı endam eyleyene kadar. Twitter’da takipçisi değildim, ancak onu izleyenlerin retweet ettiği cümleleri bir süre sonra ilgimi çekmeye başladı ve geçen hafta dayanamayıp izlemeye karar verdim. Ve gördüm ki, iyi etmişim. Çünkü öyle cümleler sarf ediyordu ki, insanın “Helal olsun,” demekten başka söyleyecek sözü kalmıyordu.
ÇOCUK SANATÇI YILMAZ
Altı yaşında kaybettiği babası gemilerde makine dairesinde çalışan bir işçiymiş, annesiyse Beykoz Deri Kundura Fabrikası’nın emektarlarından. Aynı fabrikada çalışan ablaları 14-15’li yaşlarında enişteleri tarafından kaçırılarak evlenmişler, ağabeyleri de evlenerek yuvadan erkenden uçmuş. O yüzden hâlâ birlikte yaşadığı annesiyle hayatı paylaşmış. İlkokula başladığı yıllarda Beykoz Çayırı’nda simit sattığı günleri hiç unutmamış, her okul tatilinde çalışıp kendi okul giderlerini karşılamış. Müzik sevgisi ise udi babaannesiyle, tulum çalan babasından ona miras.
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ