Bir milletin kader anında yazılan şiir: İstiklal Marşı’nın hikayesi nedir, bestecisi kim?
Anadolu'nun dumanı dağılmamıştı henüz… Cephelerden gelen haberler ağır, geceler uzun, umut ise sessizdi. İşte tam o günlerde bir milletin kalbine cesaret fısıldayacak kelimelere ihtiyaç vardı. Mehmet Akif Ersoy Taceddin Dergâhı'ndaki küçük odasında kalemini eline aldığında yalnızca bir şiir yazmıyordu, korkuya karşı imanı, esarete karşı istiklali haykırıyordu. İstiklal Marşı böylece bir metinden çıkıp bir milletin kaderini omuzlayan ortak bir ses haline geldi.
Yıl 1921… Anadolu yoklukla ve işgalle çevrili. Cephelerde silah kadar güçlü bir şeye ihtiyaç var: Milletin yüreğini ayağa kaldıracak bir ses. İşte bu ihtiyaç İstiklâl Marşı'nın doğumunu hazırlayan asıl sebep oldu.
İMANLA YAZILAN ŞİİR
Yarışmaya 724 şiir gönderildi.
Ancak o şiirlerin arasında bir isim eksikti: Mehmet Âkif Ersoy...
Ersoy, milletin kaderini anlatacak bir şiirin ödül karşılığı yazılamayacağını düşünüyordu.
Para ödülü onu yarışmadan uzak tutmuştu.
Ta ki Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey'in ısrarlı davetine kadar…
Mehmet Akif Ersoy, Ankara Taceddin Dergâhı'ndaki mütevazı odasında kalemi eline aldı.
Yazdığı dizeler bir şiirden çok millete verilen bir söz gibiydi.