Ahu Tuğba'nın cenazesi ne zaman Türkiye'ye getirilecek? Kızı Anjelik isyan etti: Tam bir iblis!

Yeşilçam'ın yıldız oyuncusu Ahu Tuğba geçtiğimiz haftalarda Miami'deki evinde hayatını kaybetmişti. Ahu Tuğba'nın cenazesi vasiyeti üzerine ülkeye getirilmek istenmiş fakat ölümü şüpheli bulunduğu için otopsi engeline takılmıştı. Ahu Tuğba'nın 'şüpheli ölüm'e yer olmadığını içeren otopsi raporu çıktı.Ancak cenazenin yine bir engele takıldığı öğrenildi. Ahu Tuğba'nın cenazesinin Türkiye'ye nakli bu kez, otopsi raporunu imzalayarak resmiyet kazandıracak olan Miami'deki adli tıp merkezinin müdürünün tatilden dönmesini bekliyor. 'TAM BRİ İBLİS' Ahu Tuğba'nın kızı Anjelik Calvin, isyan ederek süreci sosyal medyadan hesabından anlattı: 'Cenaze evine gittim. Annemi burada tutuyorlar. Müfettiş sorumlu kişi tam bir iblis. Yüzüne de söyledim ne desek bir bahane buluyor, onun medikal geçmişi var diyor inatla bedenine otopsi yapmıyor. Koca şehirde ofiste bu adam sorumlu. Lanet ve tam bir pislik, ne kadar yalvarsamda otopsi yapmıyor. Cuma günü Amerikan pasaportu için randevu alındı Allah'ın izniyle cenazesi buz gibi morgdan çıkarılıp toprağa verilecek. Bu şahıs Allah'sız. Yüzüne de iblis olduğunu söyledim' ifadelerini kullandı. Anjelik ayrıca okumak için açtığı Kur'an-ı Kerim'ib içine annesinin kendi fotoğrafını koyduğunu gösteren bir paylaşım daha yaptı. Anjelik'in bu paylaşımı görenleri duygulandırdı. AHU TUĞBA'NIN HAYATINI KAYBETMESİNİN ARDINDAN NELER YAŞANDI? Yeşilçam'uın ünlü oyuncusu Ahu Tuğba, geçtiğimiz günlerde Amerika'da hayatını kaybetti. Ahu Tuğba'nın kızı Anjelik Calvin, annesinin son anlarına dair çok özel açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz aylarda geçirdiği trafik kazası sonrası annesinin iyileşmek istemediğini belirten Calvin, annesinin son anları şöyle anlattı: Annemi iki elimle omuzlarından kaldırdım. Baktım buz gibi. Cesediyle karşılaştım. 'Anne' diye koşarak koridora çıktım. Komşumuza gittim, sonra polisleri aradım. Polisler sabaha kadar incelemeye aldı. Beni annemin yanına sokmadılar. Morg arabası geldi, annemin naaşını alıp götürdüler. Annemin iki haftadır çok ateşi vardı. 'Hastaneye gidelim' demiştim, istemedi. Ağır KOAH hastasıydı. Nefes alamadığı için inliyordu. Çok ısrar ettim ama ikna edemedim. Yatakta ölü bulunması ve saatler önce ölmesinden dolayı polisler incelemeye aldı. Annem başım ağrıyor diye migren ilaçları almıştı. Aç karnına aldığı için mideyi kanatmış. Yemek bile yiyemiyordu. Şekerli yoğurt vermiştim. Şimdi polisler tüm ilaçlarını topladı ve incelemeye aldı. NURİ ALÇO'YA TEPKİ: ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL Annesinin ne zaman defnedileceğini bilmediğini söyleyen Anjelik, Nuri Alço'ya da tepki gösterdi. Anjelik, 'Pasaportumu yenilemem lazım. Şunu da söylemek isterim, annemin kendini dostu diye lanse edip yardım ediyor gibi prim yapmaya çalışanlar var. Nuri Alço mesela. Sürekli beyan halinde, anlamak mümkün değil. Annemin ölüm haberinde niye Nuri Alço'nun adı geçiyor anlamıyorum. Cenazeye yönelik yardımda da bulunmadı. Kendisi sadece başın sağ olsun diye telefon açtı. Annemin cenazesiyle ben ve gazeteci büyüklerimle manevi babam Örfi Bilgin ilgileniyor. Cemal Kalyoncu ve Mevlüt Çavuşoğlu da konsolosluk aracıyla bize ulaştı, maddi manevi yardımcı oldular. Bu isimlerin dışında kimseden maddi yardım görmedim. Annem bana 'Ben ölürsem beni burada bırakma, beni doğdum yere gömün' dedi. Annemi Türkiye'ye getirebilmem için 20 bin dolar gerekiyor. Kültür Bakanlığımız üstlenmek istiyor. Başka yardım etmek isteyenler de var.' dedi. SON GÜNLERİNİ DUA OKUYARAK GEÇİRDİ Annesinin iyileşmek istemediğini ve '11 yaşından beri çalışıyorum, çok yoruldum' dediğini söyleyen Anjelik, ' Annem korkunç zeki, görmüş geçirmiş bir kadındı. Yıllarca çok çalıştı. Sürekli namaz kılardı. Bu son rahatsızlığından sonra namaz kılamadığı için çok üzülüyordu. Onunla ilgili olumsuz yorumlar yapılıyor ama dinle, imanın kimde olduğunu bilemezsin. Allah korkusu çok olan, dini bütün bir kadındı. Annemin cüretkar pozları olduğu için farklı algılanabiliyor ama son dönemini dua okuyarak geçirdi. Tabletinden 4000 tane dua resmi çıktı. Böyle bir insandı. O çok özel bir kadındı. Bu yaşıma kadar bana baktı. Bir dönem çalıştım. Ama son 7 aydır annemle ilgileniyordum. Oturduğumuz sitenin dışına bile çıkmadım onu yalnız bırakmamak için. Anneme sigarayı bıraktıramadım. O konuda ona çok kızdım. Keşke daha yapıcı olsaydım. Annemi çok seviyorum.' Öte yandan Ahu Tuğba'nın cenazesinin İstanbul'a nakli konusunda çarpıcı bir gelişme yaşandı. ABD'li yetkililerin Tuğba'nın vefatını, 'şüpheli ölüm' kategorisine alması nedeniyle nakil işlemleri, uçuş prosedürüne takıldı. Dolayısıyla Tuğba'nın cenazesinin ne zaman geleceği henüz belli değil. Prosedürler tamamlanırsa cenaze, planlandığı gibi perşembe günü defnedilecek. Daha önceki duyurularda Tuğba'nın cenazesinin Miami'den tarifeli uçakla İstanbul'a getirileceği belirtilmiş, perşembe günü AKM'de düzenlenecek törenin ardından, Teşvikiye Camii'nde kılınacak cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedileceği açıklanmıştı. SİNEGED (İstanbul Sinema Geliştirme ve Tanıtma Derneği) yönetim kurulu üyesi Nur Türkşen 'Amerika'daki uçuş prosedürlerinden kaynaklı, cenaze töreni tarihi henüz belirlenmemiş olup, bu konuda duyuru daha sonra yapılacaktır. Bilgimiz dışında yapılan yanlış tarih bilgilendirme ve duyurulara itibar edilmemesi rica olunur' açıklamasında bulundu. NURİ ALÇO'DAN PRİMCİ SUÇLAMASINA YANIT Nuri Alço, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 'Sevgili kızım Anjelik ile sürekli irtibat halindeyiz. Bugün hakkımızda çıkan 'Anjelik'ten Nuri Alço'ya sert sözler, prim kasıyor' tarzında yazılan haberleri okudum ve ciddi anlamda üzüldüm.' 'Bunun üzerine Anjelik beni aradı; 'Ağabey, böyle haberler çıkmış. Ben böyle bir şey demedim, haberin olsun' dedi. Anjelik benim elimde doğdu sayılır, ilk adımlarını ben attırdım. Onlar benim ailem. Üzüntümün tarifi yok.' 'ELİMDEN GELENİ YAPMAYA ÇALIYORUM' İşte Alço'nun o paylaşımı... Ahu Tuğba ve kızı Anjelik