'Destan'ın yedinci bölümünde, oğulları Temur ve Kaya'nın can düşmanı Çolpan Hatun'un eline düşmesi üzerine küplere binen Alpagu Han, Akkız'ın getirdiği bu haber karşısında nasıl bir tavır takınacağını uzun uzun hesapladı.
Balamir'in tahta gözünü diktiği bu dönemde zayıflık göstermek istemeyen Alpagu Han, oğullarının esir düştüğünü herkesten saklama kararı aldı. Gerekli talimatları veren Alpagu Han, yanına aldığı birlik ve bolca altınla Dağ Hanlığı'nın yolunu tuttu.
Alpagu Han'ı avucuna aldığını fark eden Çolpan Hatun, Kaya ve Temur teginleri serbest bırakmak karşılığında ağır şartlar öne sürdü. Dağ ve Gök hanlıkları arasında uzun yıllardır devam eden düşmanlığın bitmesini isteyen Çolpan Hatun, Alpagu Han'ın teklifini kabul etmeyerek obası hakkındaki sürgün kararını kaldırmasını istedi.
Alpagu Han başta bu öneriyi reddetse de Danış Ata'nın sözleri ile Çolpan Hatun'un teklifini kabul etmeye mecbur olduğunun farkına vardı. Geçici bir barış anlaşmasını kabul eden Alpagu Han, "Bu altınlara ek olarak! Bir yıl boyunca Gök Orda'ya girmenize, hayvanlarınızı keçelerinizi satmanıza izin veririm! Halkın sürülerini otlaklarımdan yedirir, ırmaklarımdan içirir seni sarayımda ağırlarım, av toyumda ak otağda oturturum! Kurultayda söz hakkını oy hakkını bağışlarım" diyerek herkesin önünde söz verdi.
Çolpan Hatun'un bir isteği daha vardı! Çolpan Hatun "Oğullarının çocuğu olmaz! Soyunuz devam etmez! Sarayınızda küne bir Dağ kızı var, anası yedi çocuk doğurmuş, beşi oğlan! Adı Tutkun! Onu Kaya Tegin'e kuma alacaksınız, size oğul doğuracak kanımız karışacak" deyince Alpagu Han çok şaşırdı.
