DOĞU ALMANYA BATI ALMANYA’YI YENDİĞİNDE, YER YERİNDEN OYNAMIŞTI!
Başlıktaki soru, 1974 Dünya Kupası’nda, Doğu Almanya’nın Batı Almanya’ya karşı üstünlük golünü kaydeden Jürgen Sparwasser’e ithaf olunmuştu. İthaf edenler, Doğulu Almanlar’dı. Batıdaki kuzenlerine, futbol tarihlerinin en büyük hezimetlerinden birini yaşatan doğulular, o maçtan sonra, çok ama çok gururluydu!
DOĞU ALMANYA BATI ALMANYA’YI YENDİĞİNDE, YER YERİNDEN OYNAMIŞTI!
Başlıktaki soru, 1974 Dünya Kupası’nda, Doğu Almanya’nın Batı Almanya’ya karşı üstünlük golünü kaydeden Jürgen Sparwasser’e ithaf olunmuştu. İthaf edenler, Doğulu Almanlar’dı. Batıdaki kuzenlerine, futbol tarihlerinin en büyük hezimetlerinden birini yaşatan doğulular, o maçtan sonra, çok ama çok gururluydu!
Her kupa, kendi hikâyesini yazar. Ancak, 1974 Dünya Kupası, hem finalinde hem de elemelerinde yaşananlarla, en dikkat çekicilerinden biriydi. Disiplinli Almanya ve “Otomatik Portakal” Hollanda arasındaki fi nal maçını, yaşı 40’ın üstündekilerle, belgesel meraklısı gençler oldukça iyi hatırlar. Çoğu kişi “Nasıl kaybetti o Hollanda!” sitemiyle anarken, bazıları da “Kaiser’le, Müller’in Almanya’sı kaybetmezdi.” yorumları yapar, aynı maç için. Kupanın arada; hatta Araf’ta kalmış maçı söz konusu olduğundaysa, nedense zihinler hatırlamakta zorlanır. Futbol tutkunlarının bir kısmı maçı tamamen unutmuş bir kısmı da “Evet, öyle bir maç da oynanmıştı.” demiştir. Ancak 22 Haziran 1974, iki Almanya’nın da (Yanlış okumadınız; iki Almanya!) futbol tarihinin en önemli günü olarak anılabilir. Futbol denince, mutlaka başka önemli maçlar da söz konusudur; ama hiçbir maç, bu birbirine düşman iki Alman millî takımınınki kadar unutulmaz değildir.
Meseleyi, fazla uzatmayalım; 22 Haziran 1974’ün önemi, Batı ve Doğu Almanya millî takımlarının tarihteki ilk ve tek maçlarını oynamasından ileri gelir. Aslında daha önce, iki takımı karşı karşıya getirme çabaları, Batı Almanya tarafından gösterilmişti; fakat Doğu Alman yönetimi, maç teklifl erine her defasında sırt çevirmişti. Almanya, 2. Dünya Savaşı’nın ardından, siyasi ve fi ili anlamda ikiye bölünmüş bile olsa; iki toplum arasında, birbirleriyle görüşmelerine engel teşkil eden duvara rağmen, keskin bir ayrılıktan söz etmek, pek mümkün değildi. Yani Doğu Almanya’da yaşayan Uwe’ler, Hans’lar ya da Wolfgang’lar ve Franz’lar; Bayern Münih, Hertha Berlin, Borussia Dortmund’un galibiyetlerine önem veriyor ve hatta sınıra yakın stadyumlardaki sesleri duyabilmek için, iki saatlerini, yakalanma korkusuna rağmen ellerinde radyoyla duvar dibinde geçiriyordu.