Kimse farkında değildi ve burnunda hissettiği yanık kokusu aslında ölümcül bir beyin tümörünün sessiz işaretiydi. Başta önemsenmeyen bu belirti, Fiona Charles'ın hayatını altüst etti. Doktorların geç fark ettiği hastalık, şimdi geri dönüşü olmayan bir süreci başlattı. İşte herkesi şaşkına çeviren o hikaye…
BURNUNA GELEN YANIK KOKUSU HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Fiona Charles, geçtiğimiz yaz bir sabah burnuna gelen yanık kokusuyla sarsıldı. Zamanla bu his sıklaştı; gerçek olmayan kokular duymaya, aniden gelen sıcak basmaları ve kalp çarpıntıları yaşamaya başladı. Üç çocuk annesi emekli öğretmen, bu tuhaf belirtilerin bir felcin habercisi olabileceğinden şüphelenerek doktoruna başvurdu. Ancak ilk kontrollerde herhangi bir soruna rastlanmadı, durumu hafife alındı.
Ailesinin ısrarı üzerine daha kapsamlı testler isteyen Fiona, Ekim 2024'te beyin MR'ı çektirdi. Sonuçlar ise hayatını altüst etti: Fiona'ya glioblastoma teşhisi konuldu. Bu hızlı büyüyen ve genellikle geç fark edilen ölümcül beyin tümörü, hastaların büyük çoğunluğunda birkaç yıl içinde ölüme yol açıyor.
Fiona, ilk gittiği sağlık kuruluşunda yaşadığı belirtilerin ciddiyetinin göz ardı edildiğini ve hayati bir teşhisin geciktiğini savunuyor. Neyse ki zaman kaybetmeden ikinci bir uzmana danıştı ve gerçek ancak o zaman ortaya çıktı.
MEĞER SESSİZCE GELİŞEN ÖLÜMCÜL BİR HASTALIĞIN İŞARETİYMİŞ
Doktorlar tarafından önerilen tedaviye rağmen Fiona Charles'a 12 ila 18 ay arasında bir yaşam süresi öngörüldü. Fiona Charles'ın yaşamı, geçen yıl bir sabah burnuna gelen yanık kokusuyla değişti. Gerçekte olmayan kokular duymaya başlamış, vücudunda aniden ısı artışı ve kalp çarpıntılarıyla seyreden garip ataklar geçirmeye başlamıştı. İlk başta önemsenmeyen bu semptomların, ölümcül bir beyin tümörünün habercisi olduğu çok sonra anlaşılacaktı.
"O GÜNÜ ASLA UNUTAMAM"
Fiona'nın oğlu Jonny, Daily Mail'e yaptığı açıklamada teşhis gününü şöyle anlattı:
"O yıkıcı haberle ilgili bizi evine çağırdığı günü asla unutamayacağım. Hep birlikte oturma odasına oturduk. Bize kanser olduğunu söylediğinde hepimiz donup kaldık. O an geleceğe dair planlarımızın nasıl değiştiğini fark ettik. Düğünler, torunlar, birlikte yaşanacak sayısız an... Ama onun artık göremeyeceği şeylerdi bunlar."
Teşhisin ardından Fiona, yoğun bir tedavi sürecine başladı. Radyoterapiyi tamamladı ve şu anda altı kürden oluşan kemoterapi tedavisinin beşinci turunu görüyor.
Her ne kadar tedavi süreci olumlu ilerliyor gibi görünse de, Fiona ciddi yan etkilerle de mücadele ediyor. Aşırı yorgunluk, iştahsızlık ve hızlı kilo kaybı günlük yaşamını zorluyor. Yine de pes etmeye niyeti yok. Moralini yüksek tutmaya kararlı olan Fiona, yemek yapma gibi sevdiği uğraşlara yavaş yavaş geri dönmeye başladı.