Kulağına fısıldadı eşi irkildi! Sultan 2. Abdülhamid'in vefat etmeden önceki son sözleri şoke etti!

Sultan Abdülmecid'in oğlu olan Abdülhamit Han, 21 Eylül 1842 yılında İstanbul'da doğdu. 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan vefat etmiş, Abdülmecid'in diğer eşi olan ve çocuğu olmayan Piristü Kadın bakmış, Abdülmecid'in ölümünden sonra Abdülhamit Han'ın eğitimi ile amcası Abdülaziz yakından ilgilenmiştir. Bunalımlı bir dönem geçiren Osmanlı Devleti'nin başına geçen Abdülhamit Han, Batı'ya karşı dengeci olmuş Doğu'ya karşı İslamcı politikalar izlemiş. Abdülhamit Han Osmanlı Devleti'nin 34. Padişahı ve 113. İslam halifesidir. 21 Eylül 1842´de başlayan hayatı, 10 Şubat 1918´de sona erdi... Osmanlı padişahı 2. Abdülhamid ve Hafize Ana Adile Naşit arasındaki hayrete düşüren bağ! Öğrenenleri fena şaşırttı Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid döneminde planlanmıştı! 150 yıllık hayal gerçek oluyor

Giriş Tarihi:
Takvim Logo

Osmanlı İmparatorluğu'ndan onlarca padişah gelip geçti ama Sultan II.Abdülhamit en çok konuşulan hükümdarlardan biri oldu. Gerek geride bıraktığı eserler, gerek sözleri, gerek kültür-sanat yaşantısı ise diğer Osmanlı Padişahları'ndan daha farklı bir çizgi çizdi. İşte Osmanlı'nın ilk ve tek anayasasını düzenleyen II.Abdülhamit'in hayatı... 2.Abdülhamid Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı ve 113. İslam halifesidir. Osmanlı İmparatorluğu tahtında 33 yıl görev yapmıştır. Bunalımlı bir dönemde tahta çıkan Abdülhamid, Batı'ya karşı dengeci, Doğu'ya karşı İslamcı politikalar izlemiş, ülke içinde mutlakiyeti (monarşiyi) güçlendirmiştir.

Takvim Logo

Cihan Harbi´nde (1914–1918) cephelerden gelen acı haberler karşısında çok üzülen yaşlı hünkâr, her yanı tarih kokan ama merkezî ısıtma sistemine ve diğer saraylardaki gibi ihtişamlı şöminelere sahip olmayan Beylerbeyi Sarayı´nda, mangal ateşiyle ısıtılan bir odada ölümü karşılamak zorunda bırakılmıştı.

Takvim Logo

5 Şubat 1918´de şiddetli soğuk algınlığı sebebiyle rahatsızlanan 2. Abdülhamid, saray doktoru Hüseyin Âtıf Bey´in verdiği ilâçları kullanınca akşama doğru iyileşir gibi oldu; hattâ giyindi ve biraz dolaştı...

Takvim Logo

Devlet erkânı ve İstanbul halkının iştirakiyle toprağa verilen padişahın son günleri ve cenaze merasimi, üzerinde durulması gereken hâdiselerdir. Tam 33 yıl (1876–1909) Devlet-i Âliye´yi idare ettikten sonra 31 Mart Vak´ası ile tahttan indirilen ve İttihatçılar tarafından Selanik´e sürülen 2. Abdülhamid, Balkan Harbi´nin patlak vermesi üzerine İstanbul´a geri getirildi. Hâkân-ı Sâbık, beş yıl boyunca Beylerbeyi Sarayı´nda sıkı gözetim altında yaşadı...

Takvim Logo

Akşam yemeğinde âdeti olduğu üzere ailesiyle birlikte sofraya oturdu. İştahsızlıktan söz ederek bir köfte, bir iki kaşık kabak, bir adet de pirinç unu tatlısı yiyen 2. Abdülhamid, yemekten sonra göğsünde bir sancı hissetmeye başlayınca Müşfika Hanım derhal doktor getirtmek istedi; ama Âtıf Bey o sabah müsaade alarak evine gitmişti...

Takvim Logo

Kardeşi Vahdettin Efendi´nin hususî doktoru Aleksiyadis Efendi Beylerbeyi´nde oturuyordu. Hemen Muhafız Kumandanı Rasim Bey ona haber gönderdi. Abdülhamid´i muayene eden doktorun teşhisi 'zatürree' başlangıcıydı. Hâkân-ı Sâbık´ın üşüme nöbetlerinin ardı arkası kesilmiyordu...

Takvim Logo

Bu arada Sultan Reşad ve Enver Paşa´ya vaziyet bildirildi. Sonunda Âtıf Bey saraya geldi. O da muayene neticesinde aynı kanaate varınca Abdülhamid, bir de meşhur doktorlardan Neşet Ömer Bey´e kontrol ettirildi. Durumu iyi değildi, sabaha kadar sarayda kimsenin gözüne uyku girmedi...

Takvim Logo

Doktorların tavsiye ettiği ilâçları kullanmasına rağmen, Abdülhamid´in hastalığı ağırlaşıyor ve bir iyileşme belirtisi görülmüyordu...

Takvim Logo

Sabahları banyo yapmaması tavsiye edilen Abdülhamid, ihtimal vefat edeceğini hissetmiş olmalı ki, 'Banyo benim medar-ı hayatımdır, beni kimse bundan men edemez, beni banyodan mahrum ederseniz hakkımı helâl etmem.' diyerek bu tavsiyeyi dinlemedi. Vefat ettiği günün sabahında da banyosunu yaptı...

Takvim Logo

Hayatının son yirmi yılında dâima yanında bulunan Müşfika Hanım, banyodan sonra çamaşırlarını giydirdi yaşlı çınarın...

Takvim Logo

Fakat bir şey dikkatini çekti. Abdülhamid´in sırtı fevkalâde terliyordu. Müşfika Hanım endişe içerisinde, 'Aman efendiciğim çok terliyorsunuz.' deyince Abdülhamid´in dudaklarından, 'Kadın, bu ecel teridir' sözleri döküldü...

Takvim Logo

Bu ifadeler karşısında Müşfika Hanım irkildi...

Takvim Logo

Daha sonra Abdülhamid oturduğu yerde sabah namazını edâ etti ve sütünü istedi...

Takvim Logo

Âdeti üzere yarım bardak maden suyuna karıştırılmış sütünü içtikten sonra, 'Hamdolsun Yarabbi! Daha iyiyim.' deyip Müşfika Hanım´ın yardımıyla yatak odasına girdi ve yavaşça yatağına uzandı...

Takvim Logo

O dakikalarda Sultan Reşad´ın, Selâm-ı Şâhâne ile Dolmabahçe´den gönderdiği doktorlar geldi...

Takvim Logo

Muayene esnasında Şehzade Âbid Efendi´nin mahzun bir hâlde karşısında durduğunu gören Abdülhamid, 'Ağlama oğlum. İyiyim, üzülme.' diyerek onu teskin etti...

Takvim Logo

Biraz rahat nefes alabilmek için doktorlardan kan almalarını istedi...

Takvim Logo

Heyet odadan çıktıktan sonra içeride kalan Rasim Bey, Abdülhamid´in yanına gelerek elini öptü ve 'Hâkânım hakkını helâl et!' dedi...

Takvim Logo

Doktorların, rahat etmesi için morfin yapma tekliflerini ise reddetti...

Takvim Logo

Abdülhamid, Selanik sürgününden bu yana yanında bulunan muhafız kumandanının yüzüne hayretle baktı, bir cevap vermedi...

Takvim Logo

Sonradan içeriye giren Saliha Hanım´a gülümseyerek, 'Rasim Bey bizden ümidi kesmiş olacak ki, elimi öptü, benden helâllik istedi.' dedi...

Takvim Logo

Gözleri dolmuş bir hâlde ah çekerek, 'Bütün hizmetime bir kara çarşaf çektiler. Benim kimseden talep edecek hakkım yok.' diye ilâve etti...

Takvim Logo

Müşfika Hanım bu sırada, 'Efendiciğim! Bundan büyük hastalıklar geçirdiniz. İnşallah yine iyi olursunuz. Hakkınızı da elbet Allah alır' cevabını verdi...

Takvim Logo

Doktorlardan durumun ciddiyetini haber alan Sultan Reşad, ağabeyinin en büyük oğlu Şehzade Selim Efendi´ye haber yollayarak, kardeşleriyle birlikte hemen Beylerbeyi´ne gitmesini istedi...

Takvim Logo

Öğleye doğru Selim Efendi ve Ahmed Efendi saraya geldi...