CIA belgelerinde 12 Eylül darbesi! İşte ABD'nin kanlı planının deşifresi

Bugün Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümü... Tam 43 yıl önce yapılan darbenin ardından 1982'de yürürlüğe giren darbe anayasası ise Türk demokrasisine anayasa kılıfı adı altında 'deli gömleği' giydirildi. 12 Eylül Darbesi'nden aylar sonra hazırlanan CIA raporu, ABD'nin Türkiye'ye müdahalelerini açıkça ortaya koydu. Darbe Anayasası ve cunta yönetimi güzellemesi yaparken binlerce kişinin öldüğü, on binlerce kişinin tutuklandığı 12 Eylül Darbesi'nin amacının demokrasiyi tesis etmek olduğunu iddia eden raporda darbecilerin Kıbrıs'ı peşkeş çekmeyi ve Batı'ya bağımlılığı sürdürmeyi hedeflediği de açıkça görülürken 28 Şubat Postmodern Darbesi ile ilgili ise kritik bir detay ortaya çıkıyor.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Takvim Logo

Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 Darbesi'nin bugün yıldönümü. 43 yıl önce yapılan darbenin ardından 1982'de yürürlüğe giren darbe Anayasası ise Türk demokrasisine Anayasa kılıfı adı altında 'deli gömleği' giydirildi. Darbenin izlerinin silinmesi, demokratik hakların geri verilmesi, siyasetin alanının genişletilmesi için o günden bu yana anayasada birçok kez değişiklik yapıldı. Ancak 12 Eylül Darbesi'nin ne Anayasa, ne siyaset ne de toplumsal hayattaki izleri tam olarak silinemedi.

Takvim Logo

İŞKENCE VE İDAMLAR
12 Eylül 1980 tarihinde yönetime el koyan darbeciler siyasi ve toplumsal hayatın üstünden buldozer gibi geçti. Tüm temel hak ve özgürlükler askıya alındı. Başbakanından muhalefet partisi liderine kadar binlerce insan cezaevlerine gönderildi.

Takvim Logo

1 MİLYON 683 BİN KİŞİ FİŞLENDİ
Bu süreçte 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, 50'si asıldı, 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. Cezaevlerinde yüzlerce kişi işkence altında yaşamını yitirdi. Darbeciler el koydukları yönetimi yaklaşık 3 yıllık sürenin sonunda 6 Kasım 1983 seçimleri ile sivillere bıraktı.

Takvim Logo

Ancak 1982 Anayasası sayesinde sivil siyasetin hep ensesinde olup nefes almasına izin vermedi. Anayasaya yerleştirilen maddeler ile asker, yargı, bürokrasi vesayeti kurulurken sona erdiği söylenen darbe dönemi yıllarca devam etti. Anayasa, yeni darbelere de zemin hazırladı. Türk demokrasisi, 28 Şubat postmodern darbesi ile ağır yara aldı.

Takvim Logo

CIA BELGELERİNDE 12 EYLÜL DARBESİ
CIA'in 12 Eylül Darbesi ile ilgili belgeleri araştırılarak ABD Stratejik Araştırma Ofisleri, Operasyonel Direktörlüğü ve Batı Avrupa Ulusal İstihbarat Sorumlusu ile hazırlanan ve 2007'de yayımlanan "Türkiye: Yeni Bir Düzen Kurmak" başlıklı ulusal istihbarat değerlendirmesi, ABD'nin 12 Eylül Darbesi'ne yönelik desteğinin açık göstergelerinden birisi.

Tarihe Kazınan Kara Leke: 12 Eylül! Siyasilerin 121 günlük esaretinde neler yaşandı?

CIA belgeleri üzerinde yapılan araştırma sonucunda hazırlanan rapor, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden 12 Eylül 1980 Darbesi'ne cunta yönetimlerini özgürlükçü göstermekle kalmıyor, darbelerin Türkiye'nin Batı'ya bağımlılığını amaçladığını ve hatta ABD'nin Türkiye'ye müdahalesini de açıkça ortaya koyuyor. Öte yandan kritik bir detay ise âdeta 28 Şubat Postmodern Darbesi'ni işaret ediyor.

CIA RAPORU ABD'NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜN KANITI
Raporun giriş bölümünde yer alan ve 1961 Anayasası'nın özgürlükçü olduğunu belirten şu ifadeler, demokrasiyi dilinden düşürmeyen ABD'nin iç yüzünü açıkça ortaya koyuyor:

Takvim Logo

"Türkiye'de 12 Eylül 1980'de generallerin iktidara gelmesi, reformcu görünüşlü genç subayların 1961'de başlattığı liberal parlamenter demokrasi deneyine geçici bir son verdi. 1960'lar ve 1970'lerdeki hızlı ekonomik büyüme ve toplumsal değişim beklentilerin karşılanamamasına, ideolojik kutuplaşma, aşırı partizanlık, yaygın şiddet ve siyasi düzenin bozulmasına yol açmıştı. 1961 Anayasası'nın oluşturduğu yapının neredeyse çökmesi, Türkiye'nin olağanüstü derecede özgür bir demokrasinin getirdiği baskılara karşı hazırlıksızlığını ortaya koydu."

Takvim Logo

BATI'DAN DARBECİ GENERALLERE KEMER SIKMA ŞARTI
Generallerin "tüm siyasi faaliyetleri yasaklayıp ülke genelinde sıkıyönetim uygulayarak şiddeti kontrol altına aldığını" vurgulayan rapor, darbeci generallerin de Süleyman Demirel'in kemer sıkma politikasını uyguladığını çünkü Batılı kredi sağlayıcıların yardım vaadi için bunu şart koştuğunu belirtiyor.

Takvim Logo

"UZLAŞMACI NATO MÜTTEFİKİ"
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise darbeci generallerin dış politikada önceki hükûmetlerle aynı ikilemle karşılaştığı. Raporda bu yönde kullanılan ifadeler şu şekilde:

"Ekonomik yardım ve küresel savunma için Batı'ya bağımlılar ancak Orta Doğu ülkelerinin sağladığı petrol olmadan iş yapamazlar. Bununla birlikte Türkiye'yi Atatürk'ün çizdiği laiklik yoluna sert bir şekilde geri çekerek ve Türk toplumunun dokusunu parçalayan şiddeti kontrol altına alarak orduyu aslında Türkiye'yi daha uzlaşmacı bir NATO müttefiki hâline getirdi."

Takvim Logo

KIBRIS'I VE ADALAR'I PEŞKEŞ Mİ ÇEKECEKLERDİ?
"Yeni rejim Kıbrıs anlaşmazlığının ve Yunanistan ile Ege'deki toprak hakları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözümü için çalışmaya istekli olduğunu gösterdi. Parlamento çoğunluğunu ya da siyasi desteği sağlama kaygısı taşımayan generaller, bir anlaşmayı hayata geçirme konusunda seleflerine kıyasla daha becerikliler."

Takvim Logo

BATI'DAN CUNTAYA TAM DESTEK
Halkın 12 Eylül Darbesi'ni, belgenin hazırlandığı 1981 tarihine kadar desteklediğini belirten raporda, "Rejim karşıtı olası gösterilerin darbeci generallerin Batılı kredi sağlayıcılara demokrasinin mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis edileceğine dair güven verme çabalarını baltalayacaktır." ifadesi yer alıyor. Bu ifade de aslında Batı'nın, cunta yönetiminin uzun süre iktidarı elinde tutacağını zaten bildiğini gösteriyor. Zira raporda yer alan "Batı'nın baskısı generalleri belirttikleri hedeflere ulaşana kadar iktidarda kalmaktan alıkoyacak gibi görünmüyor." ifadesi de bunu destekliyor.

Takvim Logo

"DARBELER DEVAM EDECEK"
Raporda CIA'in darbeci generallerin iktidarı en erken 1982 baharında sivillere bırakacağı, darbecilerin planları tamamlanana ve kilit gruplar tarafından kabul edilene kadar yaklaşık beş yıl iktidarda kalacağı belirtiliyor. Öte yandan darbecilerin planladıkları yapılandırmayı başarmaları hâlinde Türkiye'de daha az serbest bir demokrasi, daha fazla siyasi istikrar olacağı fakat mevcut durumu ortaya çıkaran temel nedenler ele alınmazsa gelecekte de askerî darbelerin devam edebileceği belirtiliyor.

Takvim Logo

"BİR DARBENİN ANATOMİSİ"
"Bir darbenin anatomisi" başlıklı bölümde 1980 yılının başında yaşanan olaylar generalleri harekete geçirse de askeriyenin yönetimi ele geçirmesinin temel nedenlerinin derinlerde yattığı belirtiliyor. CIA raporunda "Türk toplumundaki gerilimin izleri Atatürk'ün Türkiye'nin tarihsel otoriter kültürüne Batılı bir hükûmet sistemini dayattığı 1920'lere kadar uzanabilir." ifadesi yer alırken 1960 darbesinden sonra bunun devam ettiği belirtiliyor.

Takvim Logo

CIA İÇİN DEMOKRASİYE GİDEN YOL İDAMLARDAN GEÇİYOR
Raporda 1960 askerî darbesi ile ilgili ifadeler ise oldukça dikkat çekici. 1960'ta Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edildiği darbenin Türkiye'yi modern bir demokrasiye dönüştürmek için yapıldığı ifade ediliyor. 1961 darbe Anayasası için ise "tam ifade özgürlüğü tanıyan liberal Anayasa" ifadeleri kullanılıyor. CIA belgelerinde demokrasiyi getireceği belirtilen bu darbenin "beklenmedik bir şekilde" kutuplaşmaya, aşırıcılığa ve istikrarsızlığa yol açtığı ifade ediliyor.

Takvim Logo

Batı'nın ikiyüzlülüğünün ve dahası ABD'nin Türkiye'ye açık müdahalesinin kanıtı niteliğindeki raporda 1960'lı yıllarda yani 60 Darbesi'nin ardından "Türkler daha fazla özgürlüğe sahip olsa da Osmanlı'dan miras kalan yukarıdan devrim"e ayak uyduramadıkları iddia ediliyor.

Takvim Logo

YİNE CIA YİNE MEZHEP VURGUSU
CIA kargaşaya yol açan bir diğer sebep olarak ekonomik ve sosyal faktörleri sıralıyor. Köylerde ekonomik sorunlar yaşayan gençlerin iş ve eğitim için şehirlere gidip burada ideolojik gruplara dâhil olduğunu ve böylece kutuplaşmanın alevlendiğini vurguluyor. Burada Alevi ve Kürt vurgusu da yapılıyor.

Takvim Logo

CIA belgelerinde vurgulanan bir diğer faktör ise şiddet ve şiddet doğrudan Başbakan Süleyman Demirel ile ilişkilendiriliyor. Günlük çatışma ve ölüm oranları ise tek tek belirtilirken özellikle de Kahramanmaraş olaylarına dikkat çekiliyor ve Kürt-Türk, Alevi-Sünni kutuplaşmasına vurgu yapılıyor.

Takvim Logo

ERBAKAN VURGUSU: BATI KARŞITI
Siyasi çıkmaz olarak açılan bir diğer kategoride ise Demirel'in 12 Eylül öncesinde Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ile "azınlık koalisyon hükûmeti" kurduğu iddia ediliyor. Necmettin Erbakan darbe için başlı başına bir faktör olarak ifade edilirken "laiklik karşıtı" olduğu ve "en can sıkıcı yönünün koalisyon hükûmetindeki gücü" olduğu belirtiliyor. Erbakan'ın probleminin ise Türkiye'nin Batı ile arasında mesafe koyması ve Müslüman komşularıyla yakınlaşmayı talep etmesi olduğu belirtiliyor.

Takvim Logo

İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesinin ardından Milli Selamet Partisi'nin Konya'da düzenlediği miting için "Atatürk ve Türk devletinin aşağılandığı miting" ifadesini kullanan CIA, bu mitingi darbenin en önemli gerekçesi olarak gösteriyor.

Takvim Logo

CIA'İN TOZPEMBE DARBESİ
CIA raporunda dikkat çeken ifadelerden biri ise darbeci komutanların aslında iktidarı ele geçirme konusunda isteksiz olup darbeyi tamamen mecburiyetten yaptıklarına yönelik iddiaydı. Bunun ardından kullanılan ifade ise şu şekilde:

Takvim Logo

"Türk ordusu 1960 ve 1971'de olmak üzere daha önce iki kez benzer amaçlarla iktidarı ele geçirmiş ve her seferinde görevini tamamladığını düşünerek geri çekilmiştir. Generaller muhtemelen bu sefer de aynı şekilde hareket edecek, siyasi durumu istikrara kavuşturacak, sistemi Kemalist ideallere göre yenileyecek ve ordunun siyasete karışmasını engelleyecek."

Takvim Logo

28 ŞUBAT'I İŞARET ETTİ
"Ancak bu kez işleri daha zor, çünkü ele geçirme nedenleri Türk siyasi ve sosyal sisteminin köklerinden kaynaklanıyor. Evin bahar temizliğinden daha fazlasına, yeniden inşaya ihtiyacı var. Bu görev 18 yıldan uzun sürecektir."

Burada 12 Eylül 1980 Darbesi'nden tam 17 yıl sonra yapılan 28 Şubat Postmodern Darbesi'ne dikkat çekiliyor. Rapor CIA belgelerinden hareketle 2007'de yani 28 Şubat'tan yıllar sonra derlenip hazırlanmış olsa da ABD'nin Türkiye'de darbelerin devam edeceğini vurguladığı çok açık.

Takvim Logo

İNSAN HAKLARI İHLALİNE MÜNFERİT VAKA İDDİASI
Binlerce kişinin hayatını kaybettiği, on binlerce kişinin tutuklandığı darbede askeri cuntanın önceliğinin düzeni yeniden tesis etmek olduğunu belirten CIA raporu, sokağa çıkma yasakları, ev aramaları, toplu tutuklamalar, gözaltılar ve idamların düzeni sağladığını açıkça iddia ederken insan hakları ihlallerine yol açan önlemleri ise "münferit vakalar" olarak gösteriyor.

Takvim Logo

DARBE ANAYASASI'NA ÖVGÜ
Belgede, ayrıca, ekonomi ve yeni bir Anayasa ile ilgili ifadeler yer alırken 1961 Anayasası'nda olduğu gibi yine bir darbe anayasasına övgüler düzülüyor ve Anayasa'nın Milli Güvenlik Kurulu'nun önerilerine açık olacağı belirtiliyor. "Muhtemel" yeni Anayasa'nın özellikleri ise tek tek sıralanıyor. Yine bu durum da CIA'in darbe Anayasası'na müdahalesinin açık göstergelerinden birisi.

Takvim Logo

Öte yandan CIA'in darbe yönetiminden beklentileri ise "daha zayıf bir yasama organı", "daha katı seçim ve siyasi parti yasaları", "Anayasa Mahkemesi'nin yürütme ve idari kararlarını denetleyen Danıştay'ın yetkilerinin sınırlandırılması" olarak sıralanıyor. Cunta yönetiminde şüphelilerin mahkemeye çıkarılmadan gözaltında tutulma süresinin üç kat artırılarak 90 güne çıkarılması gibi şüpheli haklarını ihlal eden uygulamalar için ise şu skandal ifadeler kullanılıyor:

Takvim Logo

"Her ne kadar yeni yasa sanıkların aleyhine bir durum yaratıyor ve sivil özgürlüklere yönelik bir tehdit olarak görülebiliyorsa da askeri baskılar ve teröristlerin toplanması sonucunda ortaya çıkan birikmiş davaların azaltılması gibi faydalı bir etkisi de olabilir."

Takvim Logo

EĞİTİMDE DARBE KARŞITLIĞI UYARISI
Eğitim konusunda ise ordunun eğitim kurumlarında varlığını daha fazla hissettirmesi ve yeni Anayasa taslağı hazırlanırken entelektüellere danışılmaması hâlinde ise eğitimin yeniden yapılandırılmasına karşı direncin artabileceğine dikkat çekiyor.

Takvim Logo

Generallerin il idarelerinde kontrolü tamamen artırmasının ise ordu yönetimden çekilene kadar devam edeceği vurgulanıyor. Laikliğin güçlendirilmesi ise İran örneğine yönelik endişe ile gerekçelendiriliyor.

Takvim Logo

CUNTANIN EKONOMİ PLANI CIA RAPORUNDA
Ekonomik önlemler bağlamında ise DİSK ve MİSK gibi sendikaların toplumu kutuplaştırdığı belirtiliyor ve greve giden işçilerin işlerine dönmesinin emredileceği belirtiliyor. Hükûmetin ekonomi konusunda yapacağı hamleler ise tek tek sıralanıyor. Ekonomik planın Türkiye'nin dışa bağımlılığını yansıtacak şekilde 3,5 milyar dolarlık ihracat ve 9 milyar dolarlık ithalat öngördüğü belirtiliyor.

Takvim Logo

KIBRIS'A RAĞMEN NATO'YA TAVİZ VURGUSU
Dış politika konusunda ise Kıbrıs'ın alenen peşkeş çekileceğine yönelik ifadeler yer alıyor. Ordunun Türkiye'yi daha uyumlu bir NATO müttefiki haline getirdiği vurgulanıyor. Kıbrıslı Türklerin ve Ege'deki toprak hakları konusunda Kıbrıslı Rumlarla anlaşma, Yunanistan ile yakınlaşmanın amaçlandığı ve Yunanistan'ın NATO'ya entegrasyonunun büyük oranda Türkiye'nin verdiği tavizler sayesinde gerçekleştiği vurgulanıyor. Öte yandan darbeciler için "Ege'de hava sahası kontrollerinin kaldırılması konusunda Demirel'den daha esnek davrandılar." ifadesi kullanılıyor.

Takvim Logo

Kıbrıs ile ilgili ifadelerin ardından ise Batı'nın Türkiye'ye yardım vaadi yineleniyor. Türkiye'nin Araplardan daha fazla petrol elde etme çabası ve Batı'dan ekonomik yardım istemesine yönelik ifadeler ise Türkiye'nin NATO taahhütlerini daha katı bir şekilde yorumlayacağına yönelik ifadelerle sonlandırılıyor.

Takvim Logo

"CUNTA REJİMİNİN BATI'YA GÜVEN VERME ÇABASI"
CIA belgelerinde ordunun reformları uygulamakta ve sivil yönetimi yeniden tesis etmekte gecikmesi veya ekonominin kötüye gitmesi durumunda darbeye karşı direncin artacağı belirtiliyor. Öte yandan İran-Irak Savaşı'ndan kaynaklandığı belirtilen ekonomik sorunların ise orduya karşı memnuniyetsizliğe dönüşeceği ve bu durumun cunta rejiminin Batı'ya güven verme çabalarını baltalayacağı belirtiliyor.

Takvim Logo

12 EYLÜL DARBESİ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Kenan Evren'in talimatı üzerine, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Saltık, 4 aylık çalışma sonucunda ülkeyi karanlığa sürükleyecek "Bayrak Harekatı" adı verilen darbe planını hazırladı. Ardından ordu komutanlarına, 11 Temmuz saat 04.00'te harekete geçileceği bilgisi verildi. Ancak Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin 2 Temmuz'da güvenoyu almasıyla darbeciler bu planı erteledi.

DEMOKRASİYE DARBE VURACAK PLAN
Tarihler 12 Eylül'ü gösterdiğinde, Türkiye demokrasisine darbe vuracak plan, sabaha karşı uygulandı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun'dan oluşan darbeci Milli Güvenlik Konseyi, bütün yetkileri ele aldı. Anayasayı kaldıran darbeciler, ardından TBMM'yi lağvederek antidemokratik faaliyetlerine hız verdi.

SİYASİ YASAK GETİRİLDİ
Ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildikten sonra sivil toplum kuruluşlarını hedef alan darbeciler, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki dernekleri kapattı.

Siyasi partilerin kapısına kilit vuran darbeciler, Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit'i Hamzakoy, Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş'i ise Uzunada'ya sürgüne göndererek siyasi yasaklar getirdi.

İDAMLAR BAŞLADI
Antidemokratik uygulamalarına her gün yenisini ekleyen darbeciler, acısı yıllarca hafızalardan silinmeyecek idam kararlarına da imza attı. Takvimler 9 Ekim 1980'i gösterdiğinde sol görüşlü Necdet Adalı ile ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi.

Takvim Logo

Darbe öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen 17 yaşındaki Erdal Eren'e de idam cezası verildi. Eren'in idam hükmü, Yargıtay tarafından 2 kez iptal edilmesine rağmen Milli Güvenlik Konseyince onaylanan kararla ve yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980'de Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde infaz edildi.

Kenan Evren'in Eren için söylediği "Asmayalım da besleyelim mi?" ifadesi, darbecilerin insan hakları ihlali konusunda sınır tanımayacaklarının itirafı oldu.

Kanlı uygulamaların yanı sıra demokrasinin askıya alındığı süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi hakkında idam talep edildi.

Hukukun askıya aldığı o günlerde, 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı ve 50 kişi hakkında idam kararı yerine getirildi.

Onlarca gazeteci hakkında binlerce yıla varan hapis cezası istendi, 14 bin kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı, 30 bin kişi ise "sakıncalı" olduğu iddiasıyla işinden edildi.

Takvim Logo

Kültür ve sanat hayatının da hedef alındığı 12 Eylül'de, yaklaşık bin film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.

DARBECİLER HAKKINDA DAVA
Darbeci generallerin belirlediği danışma meclisinin hazırladığı anayasa, 1982'de "güdümlü" referandumla yüzde 92'lik evet oyu aldı. Evren ve diğer darbeciler, darbe anayasasına dahil ettikleri "geçici 15. madde" ile ömür boyu dokunulmazlık hakkı kazanarak olası bir yargılanmaya karşı önlem aldı. Ancak "Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağına" dair geçici 15. madde, 12 Eylül 2010'daki referandumla anayasadan çıkarıldı. Böylece darbecilerin yargılanmasının önü açıldı.

Referandumdan bir gün sonra Türkiye'nin dört bir tarafından darbeciler ve onların talimatlarını uygulayanlar hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Takvim Logo

Bunu üzerine o dönem hayatta olan Milli Güvenlik Konsey üyelerinden Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldı.

Haklarındaki iddianame, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince 10 Ocak 2012'de kabul edilen iki darbeci, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek" ile suçlandı.

Sağlık gerekçesiyle duruşmalara katılmayan darbeci generaller, video konferans aracılığıyla yaptıkları savunmalarında suçlamaları kabul etmedi, kurucu iktidar olduklarını, mevcut mahkemelerin kendilerini yargılayamayacağını iddia etti.

Yargılamanın devam ettiği dönemde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi yasayla kapatılınca dosya Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesine devredildi.

Takvim Logo

Mahkeme, 18 Haziran 2014'te Evren ve Şahinkaya'yı, 1979'da verdikleri muhtırayla "anayasa ve TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", 1980'deki darbeyle de "anayasayı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM'yi ıskat ve cebren men" suçunu işledikleri gerekçesiyle "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasına çarptırdı.

Mahkeme, takdiri indirimle bu cezayı "müebbet hapse" çevirdi, ayrıca 2 darbecinin rütbelerinin sökülmesine karar verildi.

ÖLDÜKLERİ İÇİN DAVA DÜŞTÜ
Hükmün ardından sanık avukatları, kararı temyiz etti. Dosya Yargıtay'dayken Evren 10 Mayıs 2015'te 98 yaşında, Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015'te 90 yaşında öldü.

Takvim Logo

Yargıtay 16. Ceza Dairesi temyiz incelemesinde, sanıkların ölümleri nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi. Dosyayı yeniden gören ilk dereceli mahkeme, karara uyarak düşme kararı verdi ve dosya tekrar ceza dairesine gönderildi. Daire, yerel mahkemenin kararını bu kez de usul yönünden bozdu.

Bozma kararında, yerel mahkemenin gerekçesinde lehe olan kanunun 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleri olduğu belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu belirtildi.

Ceza dairesinin bozma kararına yine uyan mahkeme, Evren ve Şahinkaya hakkında "kamu davasının ortadan kaldırılmasına" karar verdi. Ayrıca Evren ve Şahinkaya'nın mal varlıklarına el konulması ve sanıkların rütbelerinin geri alınmasına "yer olmadığına" hükmedildi.

Takvim Logo

Kenan Evren'in başmimarı olduğu darbe, geride bu acı tabloyu bıraktı:

-Gözaltına alınanlar: 650.000

-Fişlenenler: 1.683.000

-Açılan dava sayısı: 210.000

-Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananlar: 230.000

-Bunlardan 141-142-163. maddelerden yargılananlar: 71.500

-Sivil mahkemelerde açılan davalar (1980-88): 9,508

-Yargılanan "örgüt üyesi" : 98.404

-Hüküm giyen "örgüt üyesi": 21.764

-"Yurda dön" çağrısı yapılanlar: 29.000

Takvim Logo

-Vatandaşlıktan çıkarılanlar: 14.000

-Pasaport verilmeyenler: 388.000

-Faaliyetten men edilen dernek: 23.700

-Hakkında soruşturma açılan dernek :

Toplam 644 cezaevindeki hükümlü-tutuklu : 52.000 (1990'da kalanlar)

-Toplam vefat (eceliyle): 229

-Kuşkulu ölüm: 144

-Açlık grevinde ölenler: 14

Takvim Logo

-Kaçarken vurulanlar: 16

-"Çatışma"da öldürülenler: 74

-Doğal ölüm raporu verilenler: 73

-"İntihar" ettiği bildirilenler: 43

-"Nedeni belirsiz" ölenler: 2

-İşkence sonucu öldürülenler: 171

-Açılan işkence soruşturma veya davası: 9.962 (1982-1988 arası)

-İşkence yaptıkları suçlamasıyla yargılanan güvenlik -görevlisi : 544

-1981 yılı Nisan-Mayıs aylarında ödüllendirilen güvenlik görevlisi: 1.002

-1402 Sıkıyönetim yasasına göre yapılan işlem : 18.525

-Hakkında işlem yapılan memur: 7.245

-Hakkında işlem yapılan öğretmen: 3.854

-Hakkında işlem yapılan güvenlik görevlisi: 988

-Hakkında işlem yapılan din görevlisi: 266

Takvim Logo

-Hakkında işlem yapılan öğretim görevlisi: 120

-Hakkında işlem yapılan mülki amir: 35

-Hakkında işlem yapılan hakim-savcı: 47

-Bölge dışına sürülenler: 7.233

-Görevlerine son verilenler: 4.891

-Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı ceza toplamı: 3.315 yıl 3 ay

-İstanbul gazetelerinin yayın yapamadığı gün sayısı: 300 gün

-Gazetecilere istenilen hapis cezası: 4.000 yıl

-Cezaevlerindeki gazeteciler: 31

-Polisçe aranan gıyabi tutuklu gazeteciler: 13

-Silahlı saldırıda öldürülen gazeteciler: 3

-Yalnızca 1989'da 16 günlük gazeteye açılan dava: 394

-Tazminat davalarının sayısı:211

-İstenilen tazminat miktarı: 12 milyar 848 milyon

-Yakılarak yok edilen gazete, dergi, kitap: 39 ton

-Yok edilmek üzere depolarda bekleyen yayın: 40 ton

-Basın özgürlüğünü kısıtlayan yasa sayısı: 151

-Yasaklanan yayın sayısı: 927

-Yasaklanan film sayısı: 927

-Kağıt oranlarının artış oranı: 13

-Haklarında idam cezası istenenler: 7.000

-Ölüm cezası verilenler: 517

-Askeri Yargıtay'ın onayladığı idam cezası: 124

-Dosyası Meclis'te bulunan idam hükümlüsü: 259

-İnfaz edilen idam cezası: 50

-İnfaz edilen sol görüşlü idam mahkumu: 18

-İnfaz edilen sağ görüşlü idam mahkumu: 8

-İnfaz edilen yabancı ( Ermeni ): 1

-İnfaz edilen adli suçlu: 23

-1980 – 1985 yılları arasında...

-22.912 kişiye 0-1 yıl ceza verildi

-10.784 kişiye 1-5 yıl ceza verildi

-6.186 kişiye 5-10 yıl ceza verildi

-2.396 kişiye 10-20 yıl ceza verildi

--939 kişiye 20 yılın üzerinde ceza verildi

630 kişiye müebbet hapis cezası verildi

-420 kişiye ölüm cezası verildi