"Fenerbahçe devlettir, Devlet de suç işlemez,"

Giriş Tarihi 31 Temmuz 2011, 00:00 Güncelleme 31 Temmuz 2011, 17:57
Fenerbahçe devlettir, Devlet de suç işlemez,

İÇİNDEKİLER

'Yıldırım, Fenerbahçe'nin Recep Peker'i' başlıklı yazım çok sayıda Fenerbahçeliyi kızdırmıştı. Oysa söylediğim sosyolojik bir gerçekti. Neydi bu gerçek? "Fenerbahçe, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik özelliklerini en çok taşıyan kulüptür.

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'tan daha çok 'Birinci Cumhuriyet'tir." Nitekim, geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Divan Başkanı Yüksel Günay beni doğruladı: "Bu kulüp bugüne kadar 117 general ve amiral, 48 bakan, bin 168 milletvekili ve senatör, 27 vali, bin 500'ün üzerinde yargı mensubu, 71 adet birinci sınıf emniyet müdürü, 21 büyükelçi çıkarmıştır. Böyle bir kulübe suç isnat edilemez," dedi. Günay, anlatmak istediğimi farklı sözcüklerle ifade etti. Bu cümlenin cilasını kazırsak, söylenen mealen şudur: Fenerbahçe, 'Birinci Cumhuriyet'tir."Fenerbahçe devlettir, Devlet de suç işlemez," Fenerbahçe daha çok asker-sivil bürokrasidir. Fenerbahçe daha çok devlettir.

Günay'ın söyledikleri içinde zurnanın zırt ettiği yer ise son cümle. "Böyle bir kulübe suç isnat edilemez" sözü. Yani Günay, diyor. Fenerbahçe için kötü ve talihsiz bir referans. Ne yazık ki, bu ülkede devletin suç dosyası herkesten kabarık! Şimdi sözüm Fenerbahçelilere. Fenerbahçe 'Cumhursuz cumhuriyet' dediğimizde kızan 'cumhurlara'. Günay'ın sözlerinden övünç duyuyorlar mı bilmiyorum. Ben övünülecek bir durum görmüyorum. Galatasaray'ın purolu snop başkanlarıyla övünmediğim gibi. Beşiktaşlıların MİT'çilerle, mafyacılarla övünmemesi gerektiğini düşündüğüm gibi. Biliyorsunuzdur.

Beşiktaşlı bir grup taraftarın bir dergisi var: Halkın Takımı. Günay'ın tam tersini söylüyorlar yani. Sloganlarından biri ise 'Hayata Beşiktaş katmak...'. Derginin ismini seviyorum. Bir kulübün gerçek sahibinin emniyet müdürleri, valiler, işadamları değil taraftar olduğunu anlattığı için. Sloganı da seviyorum. 'Hayatımız Beşiktaş' demediği için.

Hayatımızın bir değerler, anlamlar bütünü olduğunu, tuttuğumuz renklerin de bu zenginliklerden birisi olduğunu anlattığı için. Hayat denizine futbolun coşkusunu taşıyan ırmakların taraftar olduğunu unutmadığı için. Ve her şeyden önemlisi futbolun endüstri olduğunun farkında olup, "Endüstriyel futbol terörüne karşı söz, yetki, karar taraftara..." dedikleri için.

Ütopya diyorsanız? Ütopyayı savundukları için seviyorum. Ez cümle... Derdim Fenerbahçelilerin yarasını kanırtmak değildi. Futbolu kirletenler hayatımızı kirletiyor. Oysa hayat bizim en güzel oyunumuz. Ve onu kötülük nereden gelirse gelsin birlikte savunmak zorundayız. Lakin, tencere dibin kara seninki benden kara taşlarıyla barikat oluşturulmaz.

FENERBAHÇE'NİN RECEP PEKER'İ YAZISI
Fenerbahçeliler kusura kalmasın. Fenerbahçe, 'Birinci Cumhuriyet'tir. 'Fenerbahçe Cumhuriyeti' denmesi bundandır. 'Atatürk'ün tuttuğu takım' şaiyasından güç devşirmeleri de bu yüzdendir. Lakin, görünen o ki, Atatürk'ün "Ben sporcunun ahlaklı, zeki ve çevik olanını severim," sözü önemsenmemiş. Aynen Cumhuriyet'in 'cumhuru' dikkate almaması gibi.

Cumhuriyet'in askeri vesayetle yönetilmesi neyse; Fenerbahçe'nin asker sevdası da odur. Mesela Fenerbahçe'ye 16.5 yıl başkanlık yapan Şükrü Saraçoğlu 'sivil bir paşa'dır. Tek parti döneminin başbakanıdır. Nazi hayranı bir Türkçüdür. 'Varlık Vergisi'nin mimarıdır. "Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz," buyurmuştur. Ve, İstanbul'da gayrımüslümlere ait binlerce ev ve işyerini haczederek haraç mezat satmış; vergiyi ödeyemeyen 1229 gayrımüslümü Aşkale'deki 'çalışma kampına' göndermiştir.

12 Mart muhtırasının Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur da 'organik Fenerbahçeli'dir!' Bir futbolcunun transferinin yetişmesi tehlikeye girince, eksik evrakların getirilmesi için özel jet kaldırmıştır.. Son operasyonda tutuklananan Cemil Turan'ı Galatasaray'dan kaçırıp Fenerbahçe'ye getiren ünlü kabadayı Sultan Demircan, para için Abant kampını basınca da Muhsin Paşa'nın imdada yetiştiği 'rivayet' edilir. Fenerbahçe'yi Demircan'ın elinden Batur'un gönderdiği iki cemse asker kurtarmıştır. Yaşar Büyükanıt kankalığı; Ali Şen'in ve Aziz Yıldırım'ın silah ticareti ise bu bu ilişkiler ağının kaymaklı ekmek kadayıfıdır!
***

Aziz Yıldırım gözaltında iken kimi Fenerbahçelilerin protesto gösterisi yaptığı caddenin adının Recep Peker olması ise 'Birinci Cumhuriyet ironisidir.' Recep Peker de, tek parti döneminin başbakanıdır. O da, Hitler hayranıdır. Nam-ı diğer 'Jandarma Recep'tir. Türkiye'de daha çok demokrasi olması tartışılırken söylediği "Zigana dağının üzerine portakal ağacı ekilmez," ve "Liberalizm vatan hainliğidir," sözleri tarihe altın harflerle yazılmıştır! Aziz Yıldırım da Fenerbahçe'nin jandarmasıdır. Peker'in 'tek ideoloji, tek parti' anlayışı gibi tüm 'ayrık otlarını' temizlemiştir: Selim Soydan, Şadan Kalkavan, Sadettin Saran ve diğerleri... "Solcuyum," diyen Kemalettin'i de sürgüne göndermiştir.
***

İsteyen, Susurluk sanıkları için "Türkiye sizinle gurur duyuyor," diye slogan atanlarla, şimdi emniyet önünde gazeteci dövenler; ya da muktedir generallerle, dokunulmaz Aziz Yıldırım'ın gözaltıları arasında da zihinsel sek sek oynayabilir. Recep Peker ile Sedat ve Olgun Peker'in soyad benzerliğini ise 'tarihin naniği' kabul edin!
***

Not: Fener'e bu kadar 'yüklenmemiz piramidin tepesinde olmasındandır. Yoksa, Aykut Kocaman'ın dediği gibi bataklığın tek takımı Fener değil. Hepsi çamurlu. Tüm krallar çıplak!

METİN SEVER