BOTAŞ ve Türkmengaz arasında kritik imza! Türkmen gazı 1 Mart'ta Türkiye'de
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada "Enerji alanında, BOTAŞ ve Türkmengaz arasında imzalanan anlaşma ile Türkmen gazının 1 Mart 2025 tarihinden itibaren Türkiye’ye ulaşmasını planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Nökergulı Atagulıyev, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki işbirliğini geliştireceklerini belirtti.
Atagulıyev, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yaptığı Hükümetler Arası Komisyon Toplantısı'nın ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkmen ve Türk kardeşliğinin 1000 yıldır devam ettiğini vurgulayan Atagulıyev, iki ülke liderlerinin karşılıklı girişimleriyle ilişkilerin ve işbirliğinin geliştiğini söyledi.
Atagulıyev, karşılıklı ilişkileri daha da ileriye taşımak için yapılan eylem planları kapsamında farklı sektörlerdeki çalışmalarla ve gelecek süreçte yapılacak faaliyetlerle ilgili fikir teatisinde bulunduklarını aktardı.
Türkmen ve Türk iş insanları arasındaki ilişkinin önemini vurgulayan Nökergulı Atagulıyev, taraflar arasında toplantılar yaparak işbirliğini geliştirme konusunda anlaştıklarını kaydetti.
Atagulıyev, toplantıda, ulaşım ve lojistik alanındaki fırsatları ele aldıklarını aktararak şehircilik, inşaat, su kaynakları, spor ve enerji alanlarındaki işbirliğini geliştireceklerini dile getirdi.
"DAHA YAKIN ÇALIŞMAMIZ LAZIM"
Yılmaz, protokol kapsamında öne çıkan maddelere ilişkin, "12'nci Türk İhraç Ürünleri Fuarı'nın Türkmenistan ev sahipliğinde, Türkmen Ürünleri Fuarı'nın ise ülkemiz ev sahipliğinde 2025 yılında düzenlenmesi, enerji alanındaki iş birliğinin geliştirilmesi ve Türkmen gazının ülkemiz üzerinden Avrupa başta olmak üzere dünyaya ulaştırılmasının sağlanması, Orta Koridor'un 'Uluslararası Hazar Geçişli Doğu-Batı Koridoru' ayağının geliştirilmesi, Ortak Gümrük Komitesi'nin ve Basitleştirilmiş Gümrük Koridoru'nun kurulması, mevcut Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) Anlaşması'nın modernize edilmesi, iş dünyaları arası temasların güçlendirilmesi, sağlık alanındaki iş birliğimizin geliştirilmesi, tarımsal araştırma personeli eğitimi alanında ortak çalışmalar yapılması, TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) ile Türkmenistan Bilimler Akademisi arasında uygulama protokolü ve iş birliği anlaşması imzalanması, KOBİ'ler ve girişimcilik alanında iş birliğinin geliştirilmesi gibi çok sayıda eylem bulunmaktadır. Yeni dönem için oluşturulan bu Eylem Planımızda, önceki dönemlerden devreden çok sayıda madde bulunması daha yakın çalışmamız gerektiğini bizlere göstermektedir" diye konuştu.
"TİCARETİMİZ DENGELİ BİR GÖRÜNÜM SERGİLEMEKTE"
2024 yılında Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ticaret hacminin 2,2 milyar dolara ulaştığını belirten Yılmaz, "Ticaretimiz, dengeli bir görünüm sergilemektedir. Bu kapsamda, Türkmenistan'ın hem ihracatında hem de ithalatında 2'nci sırada olmaktan gurur duyuyoruz. Tabii ki 1'inci sırada olmayı da arzu ediyoruz. Cumhurbaşkanlarımızın belirlediği, 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimiz var. Henüz bu hedefin yarısına bile gelebilmiş değiliz. En kısa sürede 5 milyar dolar ticaret hedefimize ulaşacağımızı ve ileride çok daha yüksek rakamlara erişeceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Bu hedefe ulaşmak için özellikle Türkmenistan Türk İhraç Ürünleri Fuarı ve Türkmen İhraç Ürünleri Fuarı gibi etkinliklerle iş dünyalarımızı bir araya getirmeye devam edeceğiz. Türkmenistan ile karşılıklı yatırımlarımız, 200 milyon doları aşmış durumda. Bu elbette yetersiz, özellikle Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması'nın güncellenmesiyle karşılıklı yatırımların çok daha hızlı bir şekilde artacağını yine ifade etmek istiyorum" dedi.
"ORTA KORİDOR'UN GELİŞTİRİLMESİ SON DERECE KRİTİK"
Enerji alanında çok önemli bir gelişme sağladıklarını ifade eden Yılmaz, "BOTAŞ ve Türkmengaz arasında imzalanan anlaşma ile Türkmen gazının 1 Mart 2025 tarihinden itibaren Türkiye'ye ulaşmasını planlıyoruz. İlk etapta 1,3 milyar metreküplük swap yöntemiyle gelecek doğal gazdan bahsediyoruz. Bunu bir başlangıç olarak görüyoruz. İleri aşamalarda çok daha yüksek rakamlara bunun çıkacağına ve Türkiye üzerinden Avrupa başta olmak üzere dünya pazarlarına Türkmen gazının ve elektriğinin ulaşacağına inanıyoruz. Ayrıca Türkmenistan'daki hidrokarbon sahalarının geliştirilmesi ve bu kaynakların Türkmenistan'ın batısına taşınmasına yönelik altyapı yatırımlarında TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) ve BOTAŞ gibi devlet şirketlerimizin yer alması için çalışmalarımız devam etmektedir. Ulaştırma alanında, Orta Koridor'un geliştirilmesi son derece kritik. Bu kapsamda, Bakü-Tiflis-Kars demir yolunun kapasitesinin artırılması ve Zengezur bağlantısı'nın açılması, Orta Koridor'u daha cazip hale getirecektir" diye konuştu.
"TÜRKİYE, ENERJİ TRANSİTİNDE KİLİT ROLÜNÜ GÜÇLENDİRİYOR"
Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü Enerji Uzmanı Rauf Mammadov, Türkmenistan'dan Türkiye'ye gaz tedarikinin, ülkenin enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve bölgesel enerji ticaretinde merkezi oyuncu olma hedefiyle uyumlu olduğunu söyledi.
Mammadov, "Bu yöntem, Türkiye'nin enerji arz güvenliğini güçlendirirken, aynı zamanda Rus gazına bağımlı olmayan ve maliyet açısından rekabetçi bir tedarik imkanı sunuyor. Türkmen gazı, Türkiye'nin artan enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir alternatif oluşturuyor." dedi.
Bu gelişmenin Türkiye'nin ithalat portföyünü çeşitlendirme sürecinde kritik bir adım olduğunu vurgulayan Mammadov, "Bu anlaşma, Türkiye'nin enerji güvenliğini sağlamlaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkmenistan'ın batıya gaz ihracatında Rusya'yı baypas eden alternatif bir güzergah oluşturması açısından da stratejik önem taşıyor. Bu durum, Avrupa'nın uzun süredir hedeflediği enerji çeşitlendirme politikalarıyla da örtüşüyor." diye konuştu.
Rauf Mammadov, söz konusu anlaşmanın, Türkiye'nin bölgesel enerji merkezi olma hedefini pekiştireceğini, Türk dünyasında ekonomik işbirliklerini artırma yönünde önemli bir adım olacağını dile getirdi.
Türkiye'nin doğudaki enerji zengini ülkeler ile enerjiye ihtiyaç duyan Avrupa pazarı arasında kritik bir köprü görevi üstlendiğine dikkati çeken Mammadov, yeni bir tedarik kaynağının devreye girmesinin piyasada likiditeyi artıracağını ve fiyat istikrarına olumlu yansıyacağını ifade etti.
Mammadov, "Yıllardır diplomatik ve lojistik engeller nedeniyle ilerleme kaydedemeyen Trans-Hazar Boru Hattı (TCP) projesi belirsizliğini korurken, Türkiye proaktif bir hamle yaparak İran'ı transit ülke konumuna getirdi ve Türkmen gazının kesintisiz akışını güvence altına aldı." değerlendirmesinde bulundu.
"ANLAŞMA, TÜRKİYE'NİN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN KRİTİK ÖNEMDE"
Caspian Barrel Petrol Araştırmaları Merkezi Başkanı İlham Şaban da Türkmen gazının mevcut boru hattı üzerinden altyapı maliyeti olmadan aktarılacak olmasının önemli avantaj sunduğunu belirterek, "Bu gelişme, yalnızca Türkiye'nin enerji arz güvenliğini sağlamlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel enerji krizinde Türkiye'nin attığı stratejik adımları gösteren önemli bir dönüm noktası olarak da öne çıkıyor." diye konuştu.
Şaban, Türkiye'nin doğrudan olmasa da swap yöntemiyle boru hattı üzerinden alternatif bir tedarik kaynağını devreye soktuğunu, bu adımın ülkenin enerji arz güvenliği açısından kritik önem taşıdığını aktardı.
Türkiye'nin tedarik kaynaklarını çeşitlendirme çabasının bölgesel enerji güvenliğine önemli katkı sağladığını vurgulayan Şaban, bu hamlenin Avrupa için de yeni bir tedarik alternatifi oluşturduğunu kaydetti.
İlham Şaban, "Türkiye, farklı ülkelerden gelen gazı kendi altyapısında toplayarak Avrupa'daki alıcılara sunmayı hedefliyor. Halihazırda 4 ülkeden boru hattıyla doğal gaz tedarik eden Türkiye, LNG terminalleri aracılığıyla deniz yoluyla taşınan gazı da ithal edebiliyor. Bu da Türkiye'yi Avrupa için stratejik bir tedarik noktası haline getiriyor." sözlerini sarf etti.
Avrupa'daki enerji tüketicilerinin talebinin belirleyici bir faktör olacağına işaret eden Şaban, "Avrupa ülkeleri bu gazı satın almak isterse, Türkiye bunu sağlayabilecek güçlü bir altyapıya sahip. Stratejik coğrafi konumu, gelişmiş boru hatları ve enerji altyapısı, Türkiye'nin bölgesel enerji ticaretinde kilit bir aktör olma konumunu pekiştiriyor." ifadesini kullandı.