Sürdürülebilir dönüşüm için yol haritası! İş dünyası ve kamu temsilcileri Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde buluştu

Turkuvaz Medya Grubu’nun aylık ekonomi dergisi Inbusiness’ın II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi 7 Haziran'da gerçekleşti. Zirvenin açılış konuşmasını yapan INBUSINESS Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler, Eşitsizlik, kuraklık, seller, orman yangınları ve tüm bunlara bağlı olarak gelişen iklim göçünün gezegenimizi yaşaması daha zor bir yere dönüştürdüğünü ifade etti. Panelde konuşma yapan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, "Türkiye uluslararası sürdürülebilirlik çalışmalarını dünyada en hızlı ve aktif yürüten ülkelerin başında geliyor" dedi. Zirvenin özel oturumuna katılan yönetmen, yapımcı, oyuncu ve aktivist Engin Altan Düzyatan, "Su kıtlığının sadece Afrika'da değil tüm dünyada hayati bir önem haline geldiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :06 Haziran 2024 , 13:16 Güncelleme Tarihi :08 Haziran 2024 , 10:34
Sürdürülebilir dönüşüm için yol haritası! İş dünyası ve kamu temsilcileri Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde buluştu

İÇİNDEKİLER

Turkuvaz Medya Grubu'nun aylık ekonomi dergisi Inbusiness'ın düzenlediği "II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi" 7 Haziran'da Turkuvaz Medya Center'da düzenlendi.

AÇILIŞ KONUŞMASI HÜLYA GÜLER'DEN: TOPYEKÜN MÜCADELE
Zirvenin açılış konuşmasını yapan INBUSINESS Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler, Eşitsizlik, kuraklık, seller, orman yangınları ve tüm bunlara bağlı olarak gelişen iklim göçünün gezegenimizi yaşaması daha zor bir yere dönüştürdüğünü ifade etti. Güler, "Birleşmiş Milletler'in belirlediği 17 sürdürülebilir kalkınma amacının etrafında birleşmemiz her zamankinden daha acil ve daha gerekli. Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak hedefi hale bizim için hayati bir noktada. Bu sebeple şirketlere kurumlara ve bireylere büyük sorumluluklar düşüyor. Bugün ''değişim için'' mottomuzla iklim değişikliği mücadelesinin topyekûn küresel bir mücadele olması gerektiğine işaret ediyoruz" dedi.

INBUSINESS Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya GülerINBUSINESS Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler

"TÜRKİYE, KÜRESEL EMİSYONUN YÜZDE 1.2'SİNDEN SORUMLU"
Zirvenin özel oturumuna T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş konuk oldu.

İklim değişikliğinin bir çevre meselesiyle başladığına ancak daha sonrasında ekonomi sistemine dönüştüğüne dikkat çeken Dinçbaş, "Küreselde bütün finans akışları, teknoloji akışları bu sürece bağlandı. Ama günümüzde çok başka noktadayız. İklim değişikliği artık bir güvenlik meselesi haline geldi. Su güvenliği, gıda güvenliği ve göç gibi hususlar son derece gündemde" dedi.

Özellikle son yıllarda küresel ısınmanın fosil kaynaklı ekonomi sonucu olarak karşımıza çıktığını belirten Dr. Tuğba Dinçbaş, "2023 yılında ısınmamız 1.45 derece olarak ölçüldü ve son yılların en sıcak yıllarından biri olarak göze çarpıyor. Günümüzde Çin, emisyonların 1.3'ünü üreten ülke olarak birinci sırada yer alıyor. Fakat Türkiye sanayileşme dönemiyle beraber bakıldığındaki tarihsel sorumlulukta 0.64 sorumluluğu olan bir ülke. Günümüzde ise yaklaşık olarak yıllık küresel emisyonun 1.2'sinden sorumlu. Dünyadaki doğal afetlerin büyük bölümü küresel ısınmadan kaynaklanıyor. Bu da ekonomik olarak 4.5 milyon doların üzerinde bir hasara yol açıyor." dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba DinçbaşÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş

"ÜLKEMİZ, 2053 YILINA KADAR YÜZDE 41 EMİSYON AZALTMA TAAHHÜDÜNÜ VERDİ"
Türkiye'nin Paris Anlaşması kapsamında net zero taahhüdünde bulunduğunu belirten Dinçbaş, Türkiye'nin bu kapsamdaki çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi:

"Türkiye'nin emisyonlarının yaklaşık yüzde 72'si enerji sektöründen kaynaklanıyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak, 2053 yılına kadar yüzde 41 emisyon azaltımı taahhüt ediyoruz. Net sıfır emisyon vizyonu çerçevesinde Ekim ayı öncesi kendi taahhütlerimizi tamamlayıp BM'ye sunmayı planlıyoruz. Bu taahhüt alanlarında tarım, ekonomi, enerji gibi ülkemiz açısından son derece önemli alanlar bulunuyor."

Emisyon ticaret sistemi de kurduklarını ifade eden Dinçbaş, "Bu sistemle şirketlerimize yol haritası göstererek karbon emisyon salınımını azaltmayı planlıyoruz. Bunun yolu da uyum stratejisi kapsamında alt yapılarımızı güçlendirmekten geçiyor. 2100 yılı Türkiye'nin iklim modelini çalışmaya başladık. Çalıştığımız bu projeksiyonla ülkemizin geleceğe yönelik yatırım, karar alma ve yönetim alanında yol haritası belirleyebilmesini sağlayacağız. Özetle iklim değişikliği; bir çevre meselesi değil, yeşil dönüşümü tetikleyen, kentlerin daha dirençli hale gelmesini ve tarımın geliştirilmesi gibi birçok alanı kapsıyor" diye konuştu.

"TİCARET YOLLARIMIZI GELİŞTİRİP BAĞLANTISALLIK YARATMALIYIZ"
II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi'nin özel oturumunda konuşan Büyükelçi, T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Mehmet Kemal Bozay şunları söyledi:

"Küresel iklim mücadelesi bir varoluş mücadelesidir. Bu mücadele bütüncül bir yaklaşım sergilenmesi gererken kolektif bir mücadele olmalıdır. Türkiye olarak bölgenin istikrarsızlığına rağmen ayakta dimdik kamu politikalarıyla güçlü şekilde durmamız herkes için büyük önem taşıyor. Türkiye olarak bölgenin sömürgeleştirilmemesi ve adil bir bölüşüm sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu mücadelede de Cumhurbaşkanımızın hep dediği gibi "Dünya 5'ten büyüktür" şiarıyla hareket ediyor, dış politikamızı da buna göre belirliyoruz" dedi. Yeşil dönüşüm aslında ikiz dönüşüm anlamına geldiğini söyleyen Bozay, "Çünkü bunun içinde kentlerin dijital ikizlerinin oluşturulması gibi unsurlar var. Ülke olarak bu yeşil dönüşümün içinde hızla yer almalıyız. Bu açıdan da özel sektörler Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmalı. Biz de devlet olarak üstümüze düşeni yapıp bu konuda şirketlerimizi teşvik etmeliyiz. Bunların yanı sıra ticaret yollarımızı geliştirip bağlantısallık yaratmalıyız. Bu şekilde alternatif yollarla ticareti daima canlı tutabiliriz."

Sürdürülebilir dönüşüm için yol haritası! İş dünyası ve kamu temsilcileri Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde buluştu

Günün ilk paneli "Değişim için İşi Yeniden Tasarlamak" oturumu Escarus Direktörü Melis Bitlis moderatörlüğünde gerçekleşti.

"ÜLKEMİZDE 45 MİLYON TON DEĞERLENDİREBİLİR ATIK VAR"
Atıkların ülke ekonomisine katkı sunması için büyük çaba gösterdiklerini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: "Biz de ülke olarak atık bakımından zengin bir ülke sayılırız. 110 milyon ton atık, 30 milyon ton tehlikeli atık, 45 milyon tonu ise değerlendirilebilir atık olarak belirtiliyor. Aynı zamanda Avrupa'dan önemli miktarda atık ithal ederek bunu ekonomiye kazandırmaya çalışıyoruz. Fakat sürdürülebilir olmak için atık ithalatını azaltıp kendi atıklarımızı işlememiz gerekiyor" dedi.

Soldan sağa:  Melis Bitlis, Mete İmer, Doruk Malhan, Bahar Güçlü,  Ebru Özküçük Güler, Mehmet Ali CeylanSoldan sağa: Melis Bitlis, Mete İmer, Doruk Malhan, Bahar Güçlü,  Ebru Özküçük Güler, Mehmet Ali Ceylan

"FİLOMUZUN YÜZDE 70'İ ELEKTRİKLİ ARAÇLARDAN OLUŞUYOR"
2030 yılına kadar karbon sıfır olma hedefleri olduğunu ifade eden Koleksiyon Mobilya Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doruk Malhan, "Koleksiyon Mobilya olarak yeşil dönüşüme hazırlanıyoruz. Doğadan aldığımız ve uzun ömürlü olması için ürettiğimiz ürünlerle dünya kaynaklarını verimli ve israf etmeden kullanmayı esas alıyoruz. Gelecekte de hala iyi iş yapmak istiyorsak önce iyi bir dünya yapmamız gerekiyor. Şu an filomuzun da yüzde 70'ini elektrikli araca dönüştürerek net sıfır hedeflerimize doğru emin adımlar atıyoruz" diye konuştu.

"TÜRKİYE ULUSLARARASI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARINI DÜNYADA EN HIZLI VE AKTİF YÜRÜTEN ÜLKELERİN BAŞINDA GELİYOR"
Panelde konuşma yapan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü de uluslararası ticarette ilk kez 'AB Sınırda Karbon Düzenlemesi' ile karbon sınırlandırmasına yönelik uygulama başlattıklarını ifade etti. Güçlü sözlerine şöyle devam etti: "Ancak bunu sadece AB olarak görmemeliyiz zira İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkeler de sınırda karbon düzenlemesi uygulamasına yönelik adımlar atıyorlar. Türkiye uluslararası sürdürülebilirlik çalışmalarını dünyada en hızlı ve aktif yürüten ülkelerin başında geliyor" dedi. Bakanlık olarak 2021 yılında yeşil mutabakat planını hazırlamaya başladıklarını ifade eden Güçlü, "Sınırlı karbon düzenleme mekanizması için de hala raporlama sürecindeyiz. Bunun en önemli sebebi bugün teknolojik olarak bu dönüşümü gerçekleştirecek gelişime sahip değiliz. Yeşil dönüşümü sağlamak ve bunu döngüsel ekonomiyle tamamlamak için özel sektör ve kamu olarak beraber çalışıp kaynakların verimli kullanımını sağlamalıyız" dedi.

"AVRUPA TEKSTİLDEKİ BİZİ GÖRMEZDEN GELEBİLECEK BİR KONUMDA DEĞİL"
Panelde konuşma yapan RE&UP CSO'su Ebru Küçük Güler ise şöyle konuştu:

"Avrupa, tekstildeki üretim kalitemiz ve performansımızdan kaynaklı bizi görmezden gelebilecek bir konumda değil. Aksine bize mecbur halde diyebilirim. Ancak şunu da kabul etmek gerekir ki AB; rekabetle iş birliğinin çizgisini çok iyi belirleyerek çok doğru bir ödül sistemi uyguluyor ve başarılı şirketlerin yolunu açıyorlar. Geri dönüşüm bir zorunluluk değil tercih olmalı ki yaptığınız çalışmalar sürdürülebilir olsun."

"DÜNYA ÇİMENTO ÜRETİMİNDE 5. SIRADAYIZ"
Panelde konuşan bir başka isim olan Medcem Çimento Grubu CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Ceyhan ise şöyle konuştu:

"Türkiye olarak dünyada en fazla çimento üreten 5'inci ülkeyiz. Çimento sektörü karbon emisyonunun yüzde 8'inden sorumlu, bu da sektör olarak sorumluluklarımın bilincinde hareket etmeliyiz. Sektör olarak özellikle kamu ile iş birliği içinde çalışmalı ve çimento yerine kullanılabilecek atıklar konusunda adımlar atmalıyız."

ENGİN ALTAN DÜZYATAN: "YAŞANILABİLİR BİR GELECEK KURMA FİKRİNİ KATKI SAĞLAMAK İÇİN BELGESEL ÇEKİYORUM"
Zirvenin özel oturumuna katılan yönetmen, yapımcı, oyuncu ve aktivist Engin Altan Düzyatan belgesel çekim süreçlerini anlattı.

Engin Altan DüzyatanEngin Altan Düzyatan

Düzyatan, "Yıllardır Afrika'da dahil olmak üzere birçok ülkede fotoğraf çekimi gerçekleştirdim. Bu açıdan özellikle Afrika'daki çocukların ve kadınların suya ulaşmak için her gün kilometrelerce yürüdüğünü ve birilerinin suya ulaşılmadığını görmek beni çok yaraladı. O andan itibaren bu konuyu herkese anlatmak ve göstermek için bir belgesel yolculuğuna çıktık. Çünkü su kıtlığının sadece Afrika'da değil tüm dünyada hayati bir önem haline geldiğini görüyoruz. Bu Türkiye'de bile bir sorun olmaya başladı çünkü ülkemizde bile hala temiz suya ulaşılamayan köyler var" diye konuştu.

Engin Altan DüzyatanEngin Altan Düzyatan

Belgesel için yola çıkarken önce İngiltere'deki laboratuvarlarla fikir alışverişinde bulunduğunu söyleyen Düzyatan, "Bize burada söylenen temel unsur; Uzak Asya'da bir kirlilik sorunu olduğuydu. Bu belgeseli çekmek bizim açımızdan da kolay olmadı. Zira Avrupa ve ABD'nin çöplerini yolladığı ülkelere röportaj yapmaya gittiğimizde bize bu ülkelerin şirketleri büyük zorluklar çıkardı. Ben belgesele başladığım zaman neredeyse dünyayı gezdik. O sebeple süreç biraz zaman aldı. Belgesel çekimi döneminde de özellikle mikro plastikleri inceledik ve burada gördüğümüz şey bu plastiklerin dönüştürülemediğiydi. Şu an suyu filtreleyerek arıtan sistemler yavaş yavaş hayata geçse de ilk zamanlar bu plastikleri temizleyecek bir teknoloji de yoktu. Benim bu belgeseli çekme amacım toplumu bilinçlendirip daha yaşanılabilir bir gelecek kurma fikrine sahip insanlar yetiştirmekti. O yüzden çocuklarımızı atıklardan uzak tutacak bilinçte yetiştirmemiz gerekiyor" dedi.

II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi Kearney Türkiye Yönetici Ortağı Onur Okutur'un moderatörlüğünde, "Değişim İçin Enerjinin Dönüşümü" paneliyle devam etti.

 (Soldan sağa) Onur Okutur, Dr. Murtaza Ata, Ersoy Metin, Zeynep Harezi Yılmaz, Alpay Beyla, Yaşar Arvas (Soldan sağa) Onur Okutur, Dr. Murtaza Ata, Ersoy Metin, Zeynep Harezi Yılmaz, Alpay Beyla, Yaşar Arvas

ÇED kararları yatırımların yavaşlamasına sebep olduğunu belirten Kalyon Enerji Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Murtaza Ata, son 20 yılda yenilenebilir enerjide çok önemli adımlar atılmış olmakla birlikte hala alınacak yol olduğuna dikkat çekti. Yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak için öncelikle arazi tahsisinin daha kolay ve hızlı yapılması gerektiğini belirten Ata, "Eğer proje lisans almışsa bu konuda da kamunun hızla aksiyon alması ve kanunen de düzenleme yapması gerekiyor. Ancak burada asıl kritik konu; ÇED konusu. ÇED kararları adeta ayağımıza ayak bağı oluyor ve elimizi kolumuzu bağlıyor. Bu da yatırımların yavaşlamasına sebep oluyor" dedi.

"SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ VERİMLİLİĞİ POLİTİKASI UYGULAYACAĞIZ"
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı Proje Destekleri Daire Başkanı Ersoy Metin, iklim değişikliği mücadelesinde asıl önemli unsurun enerji verimliliğini sağlayarak hem birey hem de toplum olarak enerji tüketiminin azaltılmasına dikkat çekti. Metin, ülkemizin 2023 net sıfır hedefleri doğrultusunda çevreye duyarlı sürdürülebilir bir enerji verimliliği politikası uygulanacağını belirtti.

"REGÜLASYON BİÇİMİ, GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN SIRTINA ÇOK CİDDİ YÜK BİNDİRİYOR"
Dünyada sera gazlarının yüzde 34'ünü Çin, yüzde 17'sini ise ABD ürettiğini belirten Karadeniz Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Harezi Yılmaz, ancak tüm çevreci regülasyonları yüzde 1 sera gazı üreten ülkeyle eşit uygulamaya çalışıldığına dikkat çekti. Bu uygulamanın yanlışlığına değinen Yılmaz, "Bu regülasyon biçimi, gelişmekte olan ülkelerin sırtına çok ciddi yük bindiriyor. Enerji dönüşümünü, önce kömürden sıvı yakıta, sıvı yakıttan doğalgaza ve doğalgazı hiçbir zaman elden bırakmayacak şekilde doğalgazın üzerine güneş, rüzgâr ve hidroelektrik santrallerini ekleyerek yaşayabiliriz" dedi. Bir ülkenin enerji portföyünün sadece yenilenebilir enerjilerden oluşamayacağını da ifade eden Yılmaz, "Burada çeşitlendirilmiş enerji portföyüne ihtiyaç var. Ancak bu şekilde bir yol haritası belirlersek yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşabiliriz, aksi takdirde işimiz çok zor" diye ifade etti.

"TÜRKİYE'NİN BİRÇOK YERİNE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİMİ YATIRIMLARI YAPIYORUZ"
Karbonsuzlaşma hedeflerinden bahseden RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla, "İklim değişikli hegemonya sahiplerine büyük güç ve yetki veriyor. Biz şirket olarak karbonsuzlaşma hedeflerimizi gerçekleştirmek için Türkiye'nin birçok yerine yenilenebilir enerji üretimi yatırımları yapıyoruz" dedi.

(Soldan sağa): Onur Okutur, Dr. Murtaza Ata, Ersoy Metin, Zeynep Harezi Yılmaz, Alpay Beyla, Yaşar Arvas(Soldan sağa): Onur Okutur, Dr. Murtaza Ata, Ersoy Metin, Zeynep Harezi Yılmaz, Alpay Beyla, Yaşar Arvas

Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, su tüketimine yönelik farkındalık projeleri oluşturarak, milyonlarca litre su israfının önüne geçtiklerini belirterek, "Herkes üretimle sürdürülebilirliğe olan katkılarını anlatıyor. Toplumsal olarak israf tüketimine karşı bir farkındalık oluşturmak gerekiyor. Biz de 10 yılda attığımız adımlarla yıllık 10 milyar kilovat enerji israfını engellemeyi başardık" dedi.

"SÜRDÜRÜLEBİLİR MUTFAK İÇİN YEREL ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ"
Sofra Dergisi Yayın Yönetmeni Esra Sinanoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleşen özel oturumda Şef Çiğdem Seferoğlu, atıksız mutfaklar ve hayvan refahının sağlanması sürdürülebilirliğin mutfaktaki esaslarını oluşturduğunu belirtti. Üretici ve tüketicinin beraber çalışmasını teşvik ederek sağlıklı ve sürdürülebilir bir mutfak kültürü oluşturmamasına dikkat çeken Seferoğlu, sürdürülebilir bir mutfak kültürü oluşturmanın yolunun yerel üreticiyi desteklemek ve restoranların bulundukları bölgelerde üretim yapan üreticiden gıda sevkiyatı yapmalarından geçtiğine dikkat çekti.

Sürdürülebilir dönüşüm için yol haritası! İş dünyası ve kamu temsilcileri Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde buluştu

(Soldan sağa): Esra Sinanoğlu, Çiğdem Seferoğl(Soldan sağa): Esra Sinanoğlu, Çiğdem Seferoğl

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN DOĞRU TEKNOLOJİ KULLANIMI ŞART
"Değişim İçin Tarımın Dönüşümü"
panelinin moderatörlüğünü üstlenen Onbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meltem Onay, pandemi bile birlikte tarımın artan önemine dikkat çekerek gıda yetersizliğinden kaynaklanan olumsuz durumların önüne geçmenin tek yolunun doğru teknoloji yatırımlarıyla çiftçilerin desteklenmesi ve genç kuşağında tarıma yönlendirilmesi olduğunu söyledi.

Esra Sinanoğlu, Çiğdem SeferoğlEsra Sinanoğlu, Çiğdem Seferoğl

Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) Türkiye Program Sorumlusu Taylan Kıymaz, IFAD olarak modern, adil ve yerel üretim yapan tarım modellerini desteklediklerin belirtti. Kıymaz, bu kapsamda gerek hükümetler arası gerekse de özel kuruluşlar yerel çiftçileri de gelirle besleyerek onların işine tutunmalarını sağlanması gerektiğini söyledi.

(Soldan sağa): Prof. Dr. Meltem Onay, Mert Altınkılınç,Taylan Kıymaz, Cem Beysel, Sera Üner, Coşkun Yıldırım(Soldan sağa): Prof. Dr. Meltem Onay, Mert Altınkılınç,Taylan Kıymaz, Cem Beysel, Sera Üner, Coşkun Yıldırım

Gıda israfının tüm dünyada, sürdürülebilirliğin karşısında çok önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Kerevitaş CEO'su Mert Altınkılıç, gıda israfı önlenmezse gelecekte kıtlığın yaşanmasının kaçınılmaz olacağına dikkat çekti. Altınkılıç, çözüm olarak bioçeşitliliği artırmak, su kaynaklarını korumak ve toplumu bilinçlendirerek topyekün bir sürdürülebilirlik yaklaşımı sergilemeyi gösterdi.

Oturumda söz alan bir diğer konuşmacı olan Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Ürün Yönetimi ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Cem Beysel, şirketlerin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyerek "2019 yılından beri şirket olarak sosyal sorumluluk projesi olarak 6 binden fazla çiftçiye ulaştık. Onları birçok konuda bilgilendirmeyi başardığımıza inanıyorum" dedi.

Ferrero Türkiye Kurumsal İlişkiler ve İletişim Direktörü Sera Üner, sürdürülebilir bir üretim modelini benimsemek için bir "Fındık Bildirgesi" yayınladıklarını ve tüm saha çalışanlarının çiftçilerle birlikte bu taahhütnameye göre çalıştığını söyledi.

Hava ve su gibi insanlık için son derece önemli iki konuda sürdürülebilirliğin sağlanması için çiftçilerin teknoloji yardımıyla çalışmasından başka bir yol olmadığını belirten TABİT Akıllı Tarım Teknolojileri Kurucu Ortağı Coşkun Yıldırım, gıda ve suya erişim kolaylaşmazsa savaştan ve göçten kaçış olmayacağını söyledi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN