İstanbul Finans Merkezi yatırımcıyı çekecek

‘Finansın Kalbinde Bankacılığın Geleceği’ paneline katılan banka genel müdürleri, İstanbul’un büyük avantajıyla İstanbul Finans Merkezi’nin çok önemli yabancı sermaye çekeceğini ve potansiyelini anlattı.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Mayıs 2023 Güncelleme 05 Mayıs 2023, 07:05
İstanbul Finans Merkezi yatırımcıyı çekecek

İÇİNDEKİLER

Turkuvaz Medya Grubu'nun İstanbul Finans Merkezi'nde düzenlediği 'Finansın Kalbinde Bankacılığın Geleceği' panelinde çarpıcı tespitler yapıldı. Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dilek Güngör ve A Para Genel Yayın Yönetmeni Özlem Doğaner'in modaratörlüğündeki panelde Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Halil Öztop, finans merkezi olma koşullarını ve bankacılık sektörünü anlattı.

CİDDİ KATKI VERECEK
Alpaslan Çakar, bir ilke ev sahipliği yapmaktan büyük keyif duyduklarını belirterek, bir yerin finans merkezi olabilmesi için belli bir ekonomik büyüklüğe sahip olması gerektiğini dile getirdi. Çakar, "Ülkemiz 900 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip. Dünyada ilk 10 içerisine girmeyi hedefliyoruz. İkinci önemli husus, ekonomik ve ciddi bir siyasal istikrar lazım. Yine finans merkezlerinin sermaye hareketlerine yakın olması lazım. İstanbul'un konumu çok iyi. Standartlarınızın, yasal altyapılarınızın, karar mekanizmalarının dünya ile entegre olması lazım. Mevzuat kurallarının başta vergi mevzuatı olmak üzere dünya ile entegre olması lazım. Uluslararası yatırımcının yerel bir yatırımcıyla aynı muameleyi göreceğini bilmesi lazım. Nitelikli bir iş gücüne sahip olunmalı. İstanbul konumu, altyapısı, nitelikli iş gücü, ekonomik potansiyeli, siyasal, ekonomik istikrarı dikkate alındığında bir finans merkezi olma hüviyetine sahiptir. Tabii bugünden sermaye akışını beklemek doğru değil ama bunu zamanla düşünmek lazım, bu çok ciddi katkılar verecek" dedi.

106 TRİLYON DOLARLIK FON
Finans merkezlerindeki temel amacın dünyadaki 106 trilyon dolara ulaşan fonlardan yararlanmayı sağlamak olduğunu söyleyen Çakar, "Fonu reel sektörünüzle, yatırımcınızla buluşturmak istersiniz. Biz de bu finans merkeziyle dünyadaki bu fonlardan yararlanacağız, çok ciddi sermaye akışları olacak. Biz finans sektörü olarak yurt dışı piyasalardan 75 milyar dolar fon sağlamış durumdayız. Daha ucuz yani maliyeti düşük fonlara ulaşma şansı yakalamış olacağız. Bu fonlarla yatırım üretime ve istihdama dönecek ve büyümeye katkı sağlayacak" diye konuştu. Çakar, kısa süre içerisinde Türkiye'nin küresel bir finans merkezi olmayacağını, yerel bir finans merkezi olmayı da hedeflemek gerektiğini söyleyerek, "Bölgesel bir finans merkezi olmayı hedeflemeli ve güçlü kaslarımızı ön plana çıkarmalıyız. Özellikle İslami finansın yoğunlaştığı merkezlerden biri olmalıyız" dedi.

POTANSİYEL ÇOK YÜKSEK
Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ da Türkiye'nin çok ciddi ekonomik potansiyele sahip olduğunu, çok sağlam altyapısı, dünya standartlarının üzerinde bankacılık sektörü bulunduğunu dile getirerek, "Hem regülatörler nezdinde hem de yapısal olarak finans merkezi bankacılığa çok ciddi bir rekabet katar, çok sağlıklı yabancıları getirir. Biz şu an Türkiye'deki en büyük yabancı sermayeyiz doğrudan yatırım olarak. İyi bir finans merkezi bizim gibilerinin sayısını artırır. Türkiye'deki en büyük bankalardan biri olarak, bizim başarımız, bizim sermayedarımızın burada mutlu olması, gelmesi gereken yabancı yatırımcının referanslarından biri olacaktır. Biz başarılı olmak durumundayız, sermayedarı mutlu etmek durumundayız ve bizi görenlerin gelmesini temin etmek durumundayız. Bizim yabancı yatırımcıyı çekmemiz lazım, üzerimize düşeni yapacağız önümüzdeki süreçte" şeklinde konuştu. Enflasyon, mevduat ve kredi faizlerine dikkat çeken Baştuğ, "Ülkenin geleceğiyle alakalı sağlıklı yatırım yapacak teşebbüs var, finansman var, sadeleşirsek her şeyi halledeceğiz" ifadesini kullandı.

ALTYAPI HAZIR
TÜRKİYE
Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öztop ise merkezin vizyonunun 2009 senesinde öngörüldüğünü ve şu anda altyapının hazır olduğunu belirterek, "Bizim böyle bir merkeze sahip olmamız yabancı yatırımcı açısından çok önemli. Çok likit bir piyasayız. Yabancı yatırımcının gelmesi arzusundayız, buna göre bir yapılanmamız var. Kurduğumuz bir yatırım ofisi var bunun için. Bizim insan kaynağımız da çok ciddi bir potansiyele sahip. Garanti BBVA'nın CEO'su bir Türk, bu anlamda baktığımızda gurur duyulacak bir insan kaynağına sahibiz. Teknoloji anlamında da daha dün Fransızlara ne kadar iyi bir sisteme sahip olduğumuzu anlatıyoruz. Bölgesel güç olmak arzu ettiğimiz bir şey, coğrafyamız da buna uygun" diye konuştu.




FİNANS DIŞININ PAYI ARTACAK
İFM'deki zirvede yapılan panelde bankacılık dışı finans sektöründeki gelişmeleri uzman isimler anlattı.

A Para Araştırma Müdürü Erdoğan Turan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen Zirve'nin ikinci panelinde ise 'Finansın Kalbinde Bankacılık Dışı Finans' tartışıldı. Panele FKB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emre Ballı ve Philip Capital Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Yılmaz katıldı. Ballı, dünyada finansın sadece bankacılıktan oluşmadığını vurgulayarak, İFM'nin açılmasıyla İstanbul ve Türkiye'nin bir üst lige çıkacağına herkesin inancının tam olduğunu vurguladı.

YENİ OYUNCULAR GELECEK
Ballı, banka dışı kesimin finans sektöründe payının New York'ta yüzde 71, Londra'da yüzde 49 iken, Türkiye'de yüzde 14 civarında olduğunu dile getirerek, İFM ile pazar payının artacağını düşündüklerini söyledi. Ballı, "Yeni oyuncuların sektöre katılacağını düşünüyorum. Tek durak büro uygulamasıyla bizim birliğimize üye olanlar hem bankacılıkla hem fintekle dirsek teması olarak aktif çalışacakları için, bankacılık dışı finans sektörü buradaki regülasyona hızlı şekilde ayak uyduracak ve pazar payını yukarıya çekecektir. Sağlanan avantajlarla iş gücü artacak ve fintek şirketleriyle beraber entegrasyon yaparak yüzde 14 olan pazar payını yukarıya çekeceğine inancımız tam" diye konuştu. TEKNOLOJİK MARKET
İFM'de teknolojik bir market olacağını düşündüklerini söyleyen Ballı, en önemli avantajı ise yurt dışına yapılacak finansal kiralamanın sağlayacağını ifade etti. Ballı, fintek ve finansman şirketlerinin iyi bir birliktelik yaptığı zaman pazar oranının yükseleceğini kaydederek, "Hem finansal teknolojik ürün hem de birliğimizdeki firmaları bir araya getirdiğimizde pazar payımızı önümüzdeki yıllarda yüzde 20-22'ye çıkaracağımızı düşünüyoruz" dedi.

MÜŞTERİ ÇEKMEK KOLAY OLACAK
YILMAZ
ise küresel ekonomide batı bloğu diye tarif edilen ülkelerin payının yüzde 60, doğu bloğunun ise yüzde 17 olduğunu, ancak bunun değişerek Asya'ya doğru kaydığını belirterek, artık payın yüzde 44'e çıktığını ifade etti. Asya'dan daha fazla pay alabilmek gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Asya'ya daha yakınız, bulunduğumuz nokta, batı ve doğunun birleşme noktasında olmamız çok önemli. Türkiye yatırım yapmak için çok uygun bir ülke, Asya olan bağlarımızın bize çok büyük avantaj sağlayacağını düşünüyorum" dedi. Doğu ve batı arasındaki rekabetin artmasının Türkiye'ye yarayacağını söyleyen Yılmaz, finans sektöründe bir başkent olabilecek kapasitede bulunduklarını ve rekabetin de her geçen sene daha ileriye götüreceğini dile getirdi.


SİSTEMİN ÖNÜ AÇIK
Zirvede konuşan Vakıf Katılım Başkanı Oran, 'İslami Finans Merkezi olmasını da arzu ediyoruz' dedi...


'İSTANBUL Finans Merkezi Zirvesi' Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran'ın konuşmasıyla sona erdi. Oran, BM raporlarına göre bugün dünyada 2.7 milyar insanın henüz bankacılık ve finans kesimi ile tanışmadığını dile getirerek, ülkede bu sayının dünyaya göre iyi konumda ve yüzde 1.5 civarında olduğunu kaydetti. Katılım finansın 1980'li yıllarda Türkiye'de faaliyet göstermeye başladığını söyleyen Oran, "Geldiğimiz noktada bugün bu sistemin bin 391 şubesi var, 18 bin 500 çalışanı, 4 milyon 700 bin müşterisi var. Bu sistem bankacılık sisteminden yüzde 8.5 pay alıyor. Dünyada aldığımız pay yüzde 3 civarında, daha fazla artırmak bu merkezleri doldurarak olur. İslami finans merkezi de olmasını arzu ediyoruz İFM'nin" dedi. Sistemin hem mevzuatı hem de bankacılık sistemi içinde yeri olduğunu dile getiren Oran, katılım finans sistemine uygun araçların da artık tek bir şemsiyede toplandığını ve bundan sonra önlerinin de çok açık olduğunu vurguladı. Katılım finans kurumlarının ülkenin özüne çok uygun olduğunu belirten Oran, "Dünyanın başkenti çalışırsak, anlatırsak olur. Türkiye bankacılıkta da batının çok ilerisinde, katılımda da batının, Orta Doğu'nun Asya'nın çok ilerisinde. Biz inanıyoruz ki katılım finans bu ülkenin ekonomisini büyütmede öncü bir rol oynayacak. Çünkü bu sistem projesi olan, fikri olan ama sermayesi olmayanlara destek olan bir sistem. Şu anda Türkiye'de 8 katılım bankası var. Üçü kamunun, kamu işin içine girince işin rengi değişti, katılım finans şu anda daha hızlı büyüyor. Gençlere sesleniyorum projeniz fikirleriniz varsa katılım finans kurumlarına başvurun. Kurumlar kapılarını sizlere açmış durumda" dedi.

YEREL PARA ÖNEMLİ
Dolar ve euronun bypass edilip yerel paralarla yapılan ticaretin artması durumunda daha hızlı büyüme yaşanacağını kaydeden Oran, bu durumda Türkiye ekonomisinin tutulamayacağını söyledi. Oran, 2025 yılında 2 trilyon lira büyüklük ve yüzde 25 pazar payı hedeflediklerini dile getirerek, bankaya alternatif kurulan sistemi tüm paydaşların geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞI
İstanbul Finans Merkezi Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Halkbank, Türkiye Varlık Fonu, İstanbul Finans Merkezi, Türk Telekom, Vakıfbank, Ziraat GYO, Denizbank, Enerturk, KOZA üstlenirken, destek sponsorları ise Artaş, Aydınlı, Borsa İstanbul, Cengiz Holding, Papara, Koleksiyon, Philip Capital ve TSPB Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği oldu.