İş Mahkemesi, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne hükmetti. Mahkeme; bu tür işyerlerinde ustaların argo diliyle konuştuğuna, çalışanların da bu tür kelimelere anlam yüklemediklerine dikkat çekti. Davalı kararı istinafa götürünce devreye Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi girdi.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verdi. Kararı, davalı avukatı temyiz edince bu kez devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan 9. Hukuk Dairesi, davacının işyerindeki çırağa hakaret ettiğine dikkat çekti.
Kararda şöyle denildi: "Dosyadaki feshe konu olayın taraflarından alınan savunmalar, davalı işyeri çalışanlarının görgüye dayalı verdiği ifadeler ile taraf tanık beyanlarından, davacının davalı işyeri çalışanının "Birşey söyleyebilir miyim?" demesi üzerine arkasını dönerek işyeri çalışanına "Bana birşey söyleme lan şerefsiz" şeklinde hakaret ettiği anlaşılmaktadır. "Şerefsiz" kelimesi 'şerefini korumamış, şerefini zedeleyecek davranışlarda bulunmuş olan, onursuz, haysiyetsiz' anlamlarına gelmekte olup, davacının şirket çalışanına yönelik kullandığı bu kelime hakaret sayılmaktadır. Bu sebeple davacının iş akdinin işverenin başka bir işçisine açıkça hakaret etmesi nedeni ile 4857 sayılı Kanunun 25/II-d maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yazılı gerekçeler ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."