Türkiye rekor büyümeyi nasıl gerçekleştirdi? İşte ekonomik büyümenin arkasındaki "3 devre"

Dünyayı esir alan koronavirüs salgınına rağmen 2020 yılını pozitif büyümeyle kapatan iki ülkeden biri olan Türkiye ekonomisi, alınan tedbirler ve sağlanan destekler sayesinde içeride dışarıda yapılan saldırılar, kaos oluşturarak kriz şakşakçılığı ile iktidar devşirmek isteyenlere inat, 2021'in ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 7 büyüyerek tüm dünyadan pozitif ayrıştı. Peki Türkiye rekor büyümeyi nasıl gerçekleştirdi? Türkiye'nin büyümesinin perde arkasındaki "3 devre" detayı ne? Büyüme başarısını yazan politikalar ne zaman devreye sokuldu? Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem, Türkiye'yi dünyadan pozitif ayrıştıran o detayı anlattı.

Giriş Tarihi 01 Haziran 2021, 13:41 Güncelleme 01 Haziran 2021, 13:49
Türkiye rekor büyümeyi nasıl gerçekleştirdi? İşte ekonomik büyümenin arkasındaki 3 devre

İÇİNDEKİLER

Salgın döneminden bu yana 661 milyar liralık kaynak ile hemen her kesimi destekleyen Türkiye büyümede de dünyadan pozitif ayrışmaya devam ediyor. İşçiden emekliye, esnaftan holdinge hane halklarından tüm vatandaşlara ulaştırılan destekler ve salgın döneminin doğru yönetilmesi sayesinde 2020 yılını pozitif olarak büyümeyle kapatan iki ülkeden birisi olan Türkiye 2021 yılında da aynı performansını devam ettiriyor. Peki Türkiye dünyadan pozitif ayrışması nasıl başardı? Türkiye'nin ekonomik büyüme başarısının arkasındaki "3 devre" ne?

Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem, Türkiye'yi dünyadan pozitif ayrıştıran o detayı anlattı:


2020 yılında dünya ekonomisi yüzde -3,4, G20 ülkeleri ise yüzde -3,2 daralma ile kapatmışken, Türkiye tüm OECD üyesi ülkeler arasında tek pozitif büyüyen, G20 ülkeleri arasında da Çin'le birlikte pozitif büyüyebilen sadece 2 ülkeden biri olarak pozitif ayrışmıştı.

KAOS PLANLARI TUTMUYOR
İçerde dışarda ekonomimize yapılan saldırılar, kriz algısı oluşturularak 'battık bittik' yaygarası kopartıp buradan iktidar devşirmeye çalışanlara rağmen Türkiye sağlam üretim altyapısı, dinamik iç pazarı, coğrafi konumu ve yetişmiş eleman gücü ile salgının tüm dünyaya yaptığı olumsuz etkisi en az hasarla atlatmaya devam ediyor. Dünyada 'büyük ekonomi´ diye tabir edilen pek çok ülke ekonomisini düzeltemez, üretimini, tedariğini sağlayamazken Türkiye salgının ilk başından itibaren aldığı tedbirlerle iktisadi faaliyetini durdurmadan bu süreci yönetti. Bu noktada kaos oluşturarak, piyasaları bozmak, sokakları karıştırmak isteyenler de umduğunu bulamadı.

HİZMET SEKTÖRÜ DE DEVREYE GİRECEK
Türkiye'nin bu performansında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı ve etkin karar alma mekanizmasının sağladığı proaktif destekler büyük katkı yaptı. Salgının olumsuz etkileri neye ihtiyaç varsa anında müdahale edilerek giderilmeye çalışıldı ve etkin bir politika izlendi. Alınan tedbirler ve sağlanan desteklerin ekonomiye olumlu etkileri büyüme rakamlarına da yansıdı ve Türkiye ilk çeyrekte beklentilerin de üzerinde yüzde 7 büyüyerek yine dünyada en çok büyüyen birkaç ülkeden birisi oldu. Birinci çeyrekte henüz kapanmaların devam ettiğini, turizm yeme içme gibi hizmet sektörünün tam çalışmadığını, inşaatta tam canlanmanın da olmadığını düşünürsek bundan sonraki çeyreklerde çok daha iyi rakamlara ulaşacağımız ortaya çıkacaktır. İkinci üçüncü çeyrekle birlikte hem tüketimin artması hem hizmet sektörünün inşaat ile birlikte devreye girmesi yılı yine çok iyi bir büyüme rakamıyla kapatacağımızın göstergeleri olacaktır.

NELER YAŞANDI UNUTMAYALIM
Bütün dünyayı etkisi altına alan virüs salgını ekonomilerde önemli tahribata yol açtı. Öncelikle sınırların kapanmasıyla ticari faaliyet durma noktasına geldi. Üretim ve tedarikte sıkıntılar yaşandı. Hizmet sektörü başta olmak üzere birçok sektörde kapanmalarla işler durdu. Piyasaların nakit ihtiyacı arttı. Daha önceki krizlerden farklı olarak bu salgında bir ön göremezlik vardı. Nasıl savaşılacağı belli olmayan bur durumla insanlık karşı karşıya kaldı. Bu noktada yapılması gereken tek şey piyasadaki bu durgunluğu önleyebilmek için likitide yani nakit sağlamaktı. Tüm dünyada Merkez bankaları öncelikli olarak bunu yaptılar. Yani tabir caizse virüsün üzerine para attılar. Piyasaların paraya olan ihtiyacı üç kanaldan sağlandı. 1- Karşılıksız nakit vermek, 2-Kredi kanallarını ardına kadar açmak 3- Kamuya olan yükümlülüklerden (vergi gibi) feragat etmek. Türkiye ise virüs ile Mart 2020'de karşılaştı. Bu noktada Türkiye'de üç ayrı devre yaşandı diyebiliriz.

BİRİNCİ DEVRE:

İlk başta 2020 Mart ayı ile birlikte üç noktada tedbir alındı.

1)İşçilerin korunması

2)İşyerlerinin korunması

3) Hane halklarının nakit ihtiyacının giderilmesi

1) Kısa Çalışma Ödeneği, ücretsiz izne nakit desteği, fesih yasağı gibi acil tedbirler ile öncelikli olarak çalışanlara yönelik tedbirler alındı. Kısa çalışma Ödeneği ile zordaki firmaların işçilerinin maaşlarını devlet ödeyerek hem çalışanın para ihtiyacı giderildi hem de işverenlerin bu süreci atlatırken mali yükleri alındı. Bu gün 30 Haziran'a kadar sürecek bu destekten 4 milyona yakın işçi yararlandı

2) İşyerleri kısa çalışma ödeneğinin dışında vergi ve prim ertelemeleri, düşük faizli ön ödemesiz krediler, başta esnaf ve KOBİ'lere olmak üzere karşılıksız hibe destekleri ve vazgeçilen vergiler ile desteklendi. Bu desteklerin bir kısmı halen devam ediyor.

3) Özellikle sosyal yardıma ihtiyaç duyan dezavantajlı kesimlere karşılıksız hibe yardımları yapıldı. Burada 8 milyona yakın aileye karşılıksız ödemeler devam ediyor. Yine düşük maaşlı kişilere kamu bankaları aracılığı ile çok düşük faizli ve 6 ay ödemesiz krediler kullandırıldı, nakit ihtiyaçları giderildi. Emeklilerin taban maaşları artırılarak 645 bin kişinin maaşına zam yapıldı, ikramiyeler yükseltildi.

İKİNCİ DEVRE:

İkinci aşamada yaz aylarıyla birlikte turizm hareketleri ve ertelenen ihtiyaçların karşılanması piyasada canlılığa yol açtı. Konut, otomobil gibi sektörlerde düşük faizlerin katkısıyla rekor satışlar yaşandı. Ancak Eylül ekim aylarıyla birlikte pandeminin ikinci ve üçüncü dalgaları yaşandı. Bu noktada yeni tedbirler alma ihtiyacı doğdu. Kısıtlamalardan zarar gören küçük esnafa vergi ve prim muafiyetleri getirildi, ciro ve kira destekleri devreye sokuldu. Kısıtlamaların en çok etkilediği hizmet sektörü, turizm sektörü ve yeme içme sektörleri desteklendi, çalışanlarına hibe ve prim desteği verildi. Yaz aylarında belli sektörleri (Turizm, eğitim gibi) canlandırabilmek için KDV indirimleri yapıldı. Bu noktada kısa çalışma ödeneği ve işten çıkartma yasağı da uzatıldı.

ÜÇÜNCÜ DEVRE:

2021'e gidilirken bu desteklerle birçok kesimin ayakta kalması sağlandı, tedarik, lojistik ve üretimin devam etmesi gerçekleştirildi.. Kredi genişlemesi frenlenerek enflasyonist baskı azaltıldı. Tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye 2020 yılını pozitif büyüme ile kapatan iki ülkeden (Diğeri Çin) biri oldu. Temassız ihracat ve coğrafi konumun getirdiği avantajlarla tedarik zincirinin ülkemize kayması ile ihracatta rekor rakamlar ortaya çıktı. Özellikle ihracat kalemlerine kolonya, maske, solunum cihazı gibi salgına yönelik ürünlerin girmesi de avantaj olarak yansıdı. Savunma sanayindeki gelişmeler ile bu alandaki ihracatta arttı. 2021 yılı ile birlikte ekonomilerde toparlanma olsa da virüsün etkisi geçmedi. Aşı tedariğinde sorunların ortadan kalkması iktisadi faaliyeti canlandırsa da kısıtlamalara devam etme zorunluluğu desteklerinde sürmesi mecburiyetini getirdi. Bu noktada hem vatandaşların hem de işverenlerin kamuya olan borçlarının faizlerini silen uzun taksit imkanı getiren iki büyük yapılandırma devreye sokularak 500 milyar liranın üzerinde bir borç yapılandırması gerçekleştirildi. İkinci yapılandırmayla ilgili yasa çalışmaları devam ediyor.

Yine kısa çalışma ödeneği ve fesih yasağı 30 hazirana kadar uzatıldı, ücretsiz izindekilere nakdi ücret desteği devam etti, sosyal kesimlere ödenen hibeler yeniden başlatıldı. Bu noktada enflasyonla büyük etkisi olan gıda fiyatlarıyla ilgili tedbirler alınarak çiftçilerin borçları ertelendi üretim ve loıjistik zincirindeki sorunları çözecek hal yasası hazırlandı. Nefes kredisi devreye alınarak 10 milyon TL'den az cirosu olan işletmelerin ön ödemesiz kredi ile sermaye ihtiyaçları karşılanıyor.

SONUÇ:

NE OLDU:

*Öngörülemeyen bir düşman ile savaşıldı savaş devam ediyor, şu anda insanlığın tek çaresi aşı.

*Sınırların kapanması, seyahatin bitmesi, turizm hareketinin durması Türkiye gibi önemli bir turizm geliri olan ülkeleri olumsuz etkiledi.

*Dünya ticaretinin yüzde 70'ini sağlayan doların krizle birlikte bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden çıkıp anavatanına gitmesi değerini artırdı.

*Kısıtlamalar ve eve kapanma mecburiyeti üretim, hizmet ve yeme içme gibi istihdam deposu sektörlerimizi olumsuz etkiledi.

*Günü birlik gelirlerle yaşayan kesimlerin nakit ihtiyacı arttı.

NE YAPILDI:

*Başta anlattığımız gibi işçi işveren ve hane halklarının korunması sağlandı, gerek prim teşvikleri gerek nakdi ücret desteği gerekse kısa çalışma ödeneği ve fesih yasağı ile istihdam korundu.

*Firmalar vergi prim desteği, ucuz krediler, hibe destekleriyle finansal açıdan desteklenip ayakta kalmaları sağlandı.

*Geçen yıldan bu yana piyasalara sağlanan kaynak 661 milyar lirayı buldu. Çarpan etkisi düşünülürse 2 trilyon lirayla yaklaşan bir destek oluştu.

*İhracat kanalları açık tutularak üretimin devamı sağlandı. Birçok ülkede raflarda ürün bulunmazken, Türkiye 'de tedarik ve üretimde sıkıntı yaşanmadı. AB ülkeleri maske savaşı yaparken türkiye onlarca ülkeye sağlık malzemesi hibe etti.

*Aşı konusunda proaktif davranıldı üç ayrı ülkeyle hızlı anlaşmalar yapıldı, yerli aşı çalışmalarında sona gelindi, bu gün 30 milyon rakamına ulaşıldı. Temmuz itibariyle toplumun yarısından fazlası aşılanmış olacak.

*Sağlık altyapımızın güçlü oluşu, hastane yatırımları bu konuda öne çıkan ülkelerden olmamızı sağladı.

NE YAPILACAK

*Bundan sonra aşılamanın yayılması ile vaka sayılarının düşmesi normalleşmeyi getirecek

*Normalleşmeyle birlikte yeniden iktisadi faaliyet canlanacak, istihdam artacak, olumsuz etkilenen sektörler yaralarını saracak. Ertelenen ihtiyaçlarla birlikte tüketim artacak.

*Hedefe hemen varılamasa bile turizmde geçtiğimiz yıl yakalanan 15 milyon turist rakamının geçilmesi mümkün görünüyor

*Ekonomi reform paketindeki tedbirler yasalarla devreye sokularak finans, sanayi ve reel sektör alanındaki toparlanma hızlandırılacak.

*Makro ekonomik dengeler için tedbirler devreye sokulacak.

RİSKLERİMİZ NELER

*Salgın dolayısıyla yaşanan olağanüstü dönemlerde alınan olağanüstü tedbirlerin sonucu olarak ortaya çıkan yüksek enflasyon yüksek kur ve yüksek faiz hala ekonomideki risk unsuru olarak duruyor

*İstihdam teşviklerine rağmen işsizliğin yüzde 10'un altına alınması için doğrudan yatırım ihtiyacı bulunuyor

*Emtia fiyatlarındaki artış, bizim gibi enerji ithal eden ülkeler için maliyeti artıran bir unsur.

*Virüsün hayatımızdan çıkmasının uzun sürmesi de risk olarak insanlığın önünde

AVANTAJLARIMIZ NELER?

*Siyası istikrar ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı etkin karar alma gücü

*Sağlık alanında dünyanın sayılı altyapılarından birine sahip olmamız ve bu konuda yetişmiş sağlıkçı ordumuz

*Coğrafi konumumuz. 3 saatlik bir uçak yolculuğu ile 4-5 milyar insana ulaşabilen bir konumda olmamız

*Sağlam üretim alt yapımız, dinamik iç pazarımız ve yetişmiş insan gücümüz.

*Çok önemli bir turizm merkezi olmamız, tesis gücümüz

*İhracattaki başarının devam etmesi, yeni pazarlara ulaşma güç ve yeteneğimiz

*Finans sektörümüzün bütün bu kriz ortamında riskleri bertaraf ederek sağlam olması

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN