SON DAKİKA! Merkez Bankası Başkanı Ağbal'dan flaş mesajlar! 2021'de enflasyon ve para politikası nasıl olacak?

Son dakika haberine göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 2021 Yılında Para ve Kur Politikası ile ilgili açıklamalarda bulunuyor. Ağbal, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, istihdam ve toplumsal refahın ön koşuludur." dedi. Ağbal toplantıda enflasyon ve 2021'deki para politikası hedeflerini de açıkladı.

Giriş Tarihi 16 Aralık 2020, 10:40 Güncelleme 16 Aralık 2020, 12:49
SON DAKİKA! Merkez Bankası Başkanı Ağbal’dan flaş mesajlar! 2021’de enflasyon ve para politikası nasıl olacak?

İÇİNDEKİLER

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Naci Ağbal, "2021 Yılında Para ve Kur Politikası" çevrim içi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, 2021 Para ve Kur Politikası"nın TCMB'nin uygulayacağı para, kur ve likidite politikalarının çerçevesini belirlediğini dile getirdi.

Para ve kur politikasını hazırlarken geçmiş dönem para ve kur politikası uygulamalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirdiklerini belirten Ağbal, "TCMB bilançosu ile para ve likidite politikası araçlarının kullanılma biçimlerini ve sonuçlarını tek tek değerlendirdik. Para Politikası Kurulu ve ilgili birimlerimizle uzun çalışmalar, kapsamlı analizler ve değerlendirmeler yaptık. Ayrıca farklı kurumlardan ve sektörlerden temsilcilerle, akademisyenlerle ve diğer paydaşlarımızla görüşmeler yaptık, görüş alışverişinde bulunduk. Ortaya çıkan bu politika dokümanı bütün bu çalışmaların bir sonucudur. TCMB için 2021 yılında yol haritasını oluşturan bu politika çerçevesini çok önemsiyoruz." diye konuştu.

"ENFLASYONU DÜŞÜRMEKTE KARARLIYIZ"
Fiyat istikrarının önemine dair düşüncelerini paylaşan Ağbal, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, istihdam ve toplumsal refahın ön koşuludur. Merkez Bankaları toplumsal refah artışına en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak yaparlar. Bu nedenledir ki TCMB'nin kendisine yasa ile verilmiş görevinin de temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır Fiyat istikrarı ekonomik istikrarın ön koşuludur. Fiyat istikrarını kalıcı hale getirdiğimizde verimlilik ve rekabet gücümüz artacak, yatırım, üretim, istihdam artış gösterecek, Türkiye olarak daha fazla uluslararası sermaye yatırımını ülkemize çekmiş olacağız. Böylelikle, ülkemizin gelişmesi ve kalkınması noktasında önemli ilerlemeler sağlayacağız. Ve insanımızın refahı bu sayede sürekli şekilde artış gösterecektir. Bu açıdan fiyat istikrarını sağlamak hepimizin ortak amacı olmalıdır. TCMB olarak biz bu amaca yürekten inanıyoruz ve enflasyonu düşürmekte kararlıyız." ifadelerini kullandı.

EKONOMİK GÖRÜNÜM DEĞERLENDİRMESİ
TCMB Başkanı Ağbal, Türkiye'de ekonomik faaliyetin salgına bağlı etkilerle mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığını dile getirerek, "Ekonomideki yavaşlama nisan ayında belirginleşti ve sektörler geneline yaygınlaştı. TCMB bu dönemde salgının ekonomik ve finansal etkilerini sınırlamak amacıyla 2020 yılı mart-mayıs döneminde yaptığı faiz indirimlerinin yanında bir dizi kapsamlı likidite tedbirini de uygulamaya koydu. Bu dönemde maliye politikası ve finansal politikalar aracılığıyla da ekonomiyi destekleyici son derece önemli çok sayıda adım atıldı. Böylelikle yılın ikinci çeyreğinde sert bir şekilde daralan ekonomik faaliyet 3. çeyrekte iç talep kaynaklı belirgin bir toparlanma kaydetti. Hızlı parasal genişlemenin gecikmeli etkileriyle ekonomideki ısınmanın son çeyrekte de belirginleştiği görülmektedir. Krediler ve parasal büyüklüklerde kısa sürede sağlanan bu hızlı genişleme cari denge ve enflasyon görünümünü ise olumsuz etkiledi. Turizm gelirlerindeki düşüş ve ek olarak yabancı sermaye çıkışları, yurt içi yerleşiklerin artan varlık dolarizasyonu ve reel kesimin yabancı para yükümlülüklerini azaltma eğilimini hızlandırmasıyla birlikte cari denge ve finansman görünümü hızla bozuldu." dedi.

Bu durumun ülke risk primini artırırken kurlar ve döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çeken Ağbal, şöyle devam etti: "Döviz kuru başta olmak üzere artan maliyet baskıları ve güçlü kredi ivmesine bağlı talep yönlü unsurlar özellikle yılın ikinci yarısında enflasyon görünümünü olumsuz etkiledi ve enflasyon beklentileri bu dönemde yükseldi. Gıda ve temel mal enflasyonundaki belirgin artışa karşın bu dönemde enerji ve tütün grupları büyük ölçüde baz etkileriyle tüketici enflasyonunu sınırladı ve yılın ilk 10 ayında enflasyon yüzde 12 civarında yataya yakın bir seyir izledi. TCMB ağustos ayı başından itibaren salgın dönemine özgü politikalarda kademeli sıkılaştırma adımlarına da başladı. Gıda ve temel mal enflasyonundaki artışın belirginleşmesiyle kasım ayında yıllık TÜFE yüzde 14'e yükseldi. Diğer taraftan salgının ilk aşamalarında yüzde 5,5'e kadar gerileyen üretici enflasyonu yılın 2. yarısında hızlı bir artışla yüzde 23'e ulaştı. Üretici fiyatları eğilimindeki yükseliş eğilimi tüketici fiyatları üzerinde maliyet baskılarını artırdı. Enflasyon eğilimlerini incelediğimizde enflasyondaki yükselişin temel belirleyicisinin döviz kuru gelişmeleri olduğunu görüyoruz. bu hususları dikkate alarak kasım ayında dezenflasyon sürecinin en kısa sürece yeniden tesisi için politika faizini yüzde 10,25'ten yüzde 15'e yükselttik. Bu kapsamda sade ve anlaşılabilir bir operasyonel çerçeve benimseyerek kısa vadeli tüm fonlamanın temel politika aracı olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranından yapılmasına karar verdik."

"PARA POLİTİKASI KARARLARIMIZ FİYAT İSTİKRARI ÖNCELİĞİ KORUNARAK ALINACAKTIR"
2021 yılı enflasyon gelişmeleri ve görünümüne ilişkin değerlendirmeleri de paylaşan Ağbal, yeni yılına girerken başta döviz kuru olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir ve beklentilerdeki yükselişin enflasyonda yukarı yönlü risk oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı küresel risk iştahı, ekonomik faaliyetteki olası etkileri ile ücret politikaları ve yönetilen, yönlendirilen fiyatlara ilişkin belirsizlikler enflasyonun seyri bakımından öne çıkıyor.

Belirtmiş olduğum bu riskler ile mevcut enflasyon görünümü ve oluşabilecek ilave riskler 2021 yılında para politikasında sıkı ve kararlı bir duruş sergilememizi zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede para politikası kararlarımız fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacaktır. Para politakası duruşumuzu enflasyondaki riskleri dikkate alarak enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarı hedefine ulaşmak odağında belirleyerek kararlılıkla uygulayacağız. Başka bir deyişle hedeflerimize ulaşmak için şartların gerekli kılması halinde 2021 yılında politika duruşumuzun sıkılığı; enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir."

"KURLARIN DÜZEYİNİ YA DA YÖNÜNÜ BELİRLEME AMAÇLI DÖVİZ ALIM YA DA SATIM İŞLEMİ YAPILMAYACAK"
Ağbal, TCMB'nin kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amaçlı döviz alım ya da satım işlemi yapmayacağını belirtti.

"Para politikası 2021 yılında sade ve anlaşılır bir çerçevede oluşturulacak ve uygulanacaktır." diyen Ağbal şunları kaydetti:

"Dalgalı kur rejimi devam edecek, kurlar serbest piyasa koşullarında arz ve talep dengesine göre oluşacaktır. TCMB'nin nominal ya da reel bir kur hedefi bulunmamaktadır."

Ağbal, "Enflasyonun ekonomimizi ve ülkemizi etkilediği maliyetler konusunda farkındalığın artırılması ve enflasyon hedeflerinin bütün paydaşlarca sahiplenilmesini önemli görüyoruz." dedi.

"HÜKUMETLE BİRLİKTE BELİRLENEN YÜZDE 5 ENFLASYON HEDEFİNE BAĞLIYIZ"
Ağbal, şöyle devam etti: "Hükumetle birlikte belirlenen yüzde 5 enflasyon hedefine bağlıyız. Bununla ilgili 2023 yılı itibarıyla bütün merkez bankası araçlarını kararlı bir şekilde kullanarak güçlü bir politika koordinasyonu içinde bu hedefi yakalamak için olağanüstü bir çaba sarfedeceğiz."

Ağbal, "Önümüzdeki dönemde TCMB, sistemin fonlama ihtiyacını swap kanalı dahil karşılamaya devam edecektir. İnanıyoruz ki, gelişmeler de buna işaret ediyor, cari işlemler dengesi ve finans kanalında daha ılımlı bir çerçeve gelişecek." dedi.

Naci Ağbal, "TCMB olarak fiyat istikrarı hedefini sağlama hususunda gösterdiğimiz kararlı tutum ve güçlü politika duruşu neticesinde de özellikle risk primlerinin aşağı gelmesini, fiyat istikrarı ve enflasyonun düşüşünü gören vatandaşlarımızın ters para ikamesini, ters dolarizasyonu başlatmalarını öngörüyoruz. Ters para ikamesi, ters dolarizasyon bir miktar zaman alsa da bunun oluşmasında esas görev bize düşüyor. Biz doğru işler yaptıkça yurt dışındaki yerleşikler bile TL varlıklara doğru tasarruflarını kaydıracaktır. Bu açıdan önümüzdeki dönemde yerli ve yabancı yatırımcıların döviz arz ve talep gelişmeleri içerisinde TL varlıklarının daha ön plana çıkacağı bir çerçeveyi gördüğümüzü söylemek isterim." diye konuştu.

"Swap işlemlerine ilişkin olarak, yıl içinde bir miktar azalma olmasını öngörüyoruz. Bunun aslında Merkez Bankası bilançosunun sağlıklı bir yapıya kavuşması noktasında doğru bir gelişme olmakla birlikte sınırlı olacağını düşünüyoruz." diyen Ağbal şunları kaydetti:

"Merkez Bankası işlemlerine ilişkin tereddütleri gidermek, kamuoyunu ve yatırımcıları doğru bir şekilde bilgilendirmeyi sağlamak amacıyla şeffaflık politikasını nasıl geliştirebiliriz diye çalışma başlattık. Bir kısmıyla ilgili, ocakla birlikte şeffaflık adımları sayılabilecek adımları atmış olacağız."

Ağbal, "İş odaklı bir yaklaşımım olduğu herkes tarafından bilinir. Bulunduğum bütün görevlerde de her zaman rasyonel, doğru, gerçekçi bir yaklaşımı kendime prensip edinmişimdir. Diğer taraftan da bir işe girişmişsek, bir hedef koymuşsak herkesi de inandırarak, aynı hedefin içine alarak yolumuzda yürümemiz gerektiğini bilen bir insanım. Meseleye hep böyle bakıyorum." dedi.