Para alabilirsiniz... İptal edildi! Trafik sigortası, Trafik Karayolları Kanununun 2918 sayılı kanununca düzenlenen, trafikte olan her aracın yaptırmakla zorunlu olduğu bir sigorta çeşididir. Anayasa Mahkemesi, trafik sigortasının bazı maddelerini iptal etti. Milyonlarca araç sahibi trafik sigortalarında başlayan yeni dönemin nasıl oacağını merak ediyor. Bundan sonra trafik sigortasında tazminatlar nasıl hesaplanacak? Sürücüleri neler bekliyor? Ama önce, Anayasa Mahkemesi, neden durduk yere böyle bir karar verdi; kısaca ona değineyim. Özetle, Anayasa Mahkemesi'ne, trafik sigortasının altı maddesinin Anayasa'nın bazı maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz başvurusu yapılmış. Mahkemede bu başvuruları inceleyip, bunların arasında 3 tanesinin iptaline karar verdi.
HANGİ MADDELER İPTAL EDİLDİ?
İptal edilen maddelerin içinde bir tanesi var ki, hem çok önemli hem de bundan sonra dengeleri değiştirecek nitelikte. İşin hukuksal boyutuna çok fazla girip, kafaları karıştırmak istemiyorum. En basit haliyle anlatayım. 2016 yılında yapılan bir düzenleme ile trafik sigortasında ödenecek tazminatların, genel şartlar ile belirlenmesine imkan tanındı. Böylece, trafik kazalarında hayatını kaybedenler için sigortadan ödenecek tazminatın hesaplanmasına ve bu hesap sonrası da yakınlarına yapılacak ödeme tutarına düzenleme getirildi. Hesaplama yönteminin ise Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılmasına hükmedildi. İşte Anayasa Mahkemesi, tazminat hesaplamasının genel şartlarla düzenlenemeyeceğini, bunun kanunla yapılması gerektiğini hükmederek, maddeyi iptal etti.
SÜRÜCÜLERİ NELER BEKLİYOR?
Şimdi birileri diyecek ki, 'iptal edilmişse ne olmuş yani'. O iş, o kadar basit değil. 2016 yılında, bir torba kanun içine eklenen bu maddeyle, neden düzenleme yapıldı; ona bakmak lazım. Tüm sürücüler, o dönemi hatırlayacaktır. Sigorta şirketleri trafik sigortasında fiyatları neredeyse yüzde 150'lere varan oranlarda artırmışlardı. Gerekçe ise, yargı kararlarıydı. Özellikle trafik sigortasında ödenen vefat tazminatının hesaplanmasında, kanunla sınırları çizilmiş belli bir standart olmadığından mahkemeler, kişiden kişiye değişen tutarlarda tazminatlara hükmediyordu. Sigorta şirketleri de bunları ödemek durumunda kalıyordu. Hatta bu düzen -daha doğrusu düzensizlik- aracı adı verilen kişilerin türemesine bile neden olmuştu. Bu aracılar, 'sigorta şirketi size az para öder, bana vekalet verin, dava açalım üç-dört katı tazminat alırız' diyerek, trafik kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarının kapısına çalıyordu.