"Geçen yıl enerji ithalatına harcanan tutar toplam 41 milyar dolar civarındayken bunun yaklaşık 12 milyar doları doğal gaz için ödenmişti. Bununla birlikte, önümüzdeki dönemde mevcut uzun dönem doğal gaz tedarik kontratlarının yenilenme sürecine gireceğimiz düşünüldüğünde, bu keşfin ülke olarak müzakere masasındaki etkinliğimizi artıracağına hiç şüphe yok. Türkiye'nin uzun dönem doğal gaz sözleşmeleri petrole endeksli fiyatlamalar içeriyor ve petrol fiyatlarındaki düşüş ancak gecikmeli olarak fiyatlara yansıyor. Avrupa'da ise fiyatlar arz talep dengesiyle oluşan mekanizmalarla belirleniyor. Gaz alım fiyatımız, sözleşmelerimizdeki al ya da öde yükümlülüğü maddelerinin de etkisiyle Avrupa'da oluşan fiyatların üzerinde kalıyor."
"ÜRETİM 2023'TEN SONRA BAŞLASA BİLE TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENECEK"
Demirelli, al ya da öde yükümlülüğünün kontrattaki gaz hacminin yaklaşık yüzde 80'i için geçerli olduğunu belirterek, "Kalan yüzde 20'sini almama şansı tanıyor. Bu yüzde 20'lik oran da düşük maliyetli LNG ithalatına imkan sağlıyor. Türkiye son dönemde doğal gaz fiyatlarındaki düşüşten faydalanmak amacıyla daha uygun fiyatlı LNG tedarikine yöneldi. Bu gelişmeler, kontrat yenileme sürecinde Türkiye'nin elini güçlendirmesi sebebiyle fiyatlama mekanizmasının ülkemiz lehine değişeceği ve ithal gazın ucuzlayacağı yönünde ciddi bir beklenti yaratıyor. Bu kapsamda, Karadeniz keşfi ülkemiz adına daha cazip koşulları olan ve kısa vadeli kontratların önünü açabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek yıl süresi dolan kontratların yeniden müzakere edilmesinde Karadeniz'deki keşfin Türkiye için çok önemli olduğuna dikkati çeken Demirelli, "Görüşmeler sırasında enerjide dışa bağımlılığımızdaki azalma ve ithalat kaynaklarımızın çeşitlenmesi iki önemli kozumuz olacak. Kendi gaz rezervimize sahip olmamız, bu gazın üretiminin 2023'den daha geç başlayacağı senaryoda bile elimizi güçlendiren bir gelişme." diye konuştu.
ÜLKEMİZ TARİHİNDE BİR İLK
Demirelli, salgın döneminde dünya genelinde bazı projelerin ertelendiğine işaret ederek, "Bu durum finansman açısından fizibilitesi yüksek projelerin lehine koşulların oluşmasına imkan sağlayabilir. Bu kapsamda ve büyüklükte bir projenin ülkemizin tarihinde bir ilk olması sebebiyle süreç boyunca uluslararası tecrübeye sahip köklü firmalarla iş birliğine gidilmesi de şaşırtıcı olmayacaktır." ifadelerini kullandı.